tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

Aziz George kültünün sembolik açıdan yorumu ve İslam dinindeki heterodoks yaklaşımlardaki yeri

03.05.2024
A+
A-

Byzantine Museum, Atina – St. George (14. yy. Konstantinapolis) – Fotoğraf: Giovanni Dall’Orto

 

1. Bir Savaşçı Aziz Olarak Aziz George ve Konu Olduğu Eserler

 Aziz George Hristiyanlığın en önemli azizlerden biridir ve Hristiyan teolojisinde, din şehitlerinin en büyüğü “başmartir” olarak kabul edilir. Hayatıyla ilgili birden çok yorum bulunmaktadır. Bu yorumlardan birinde azizin Kudüs civarlarında doğduğu, Diocletianus Dönemi’nde (284-305) yaşadığı ve inancı nedeniyle işkence edilmek suretiyle şehit edildiği; bir başka yorumda ise Kapadokya’da doğduğu, Roma ordusuna asker olarak katıldığı, Diocletianus Dönemi’nde generalliğe terfi edildiği ve yine bu dönemde Hristiyan olduğu için şehit edildiği kabul edilir (Aydın, 2011:  365-388). Bir başka yorumda, Aziz George’un Hristiyanlık dinini yaymaya başlaması nedeniyle İzmit’te başı kesilerek öldürüldüğü ve ölüm tarihi Jülyen takvimine göre 23 Nisan 303 olarak kabul edildiği söylenir. Bu ise Gregoryen takvimindeki 6 Mayıs gününe tekabül etmektedir (Aykıt, 2013: 119-143).

Aziz George şehit edildikten sonra Hristiyan dünyasında hem Doğu hem de Batı kilisesi için sembolik bir anlama sahip olmuştur. Keza Lod’da bulunan anıt mezarı, Hristiyanlıktaki hac yolculuğunun önemli bir durağı haline gelmiştir. Ortaçağ gelindiğinde, Britannia’da orduyu koruyan aziz ilan edilmiş, ona dair dualar yapılmış, Haçlı Seferlerindeki kutsal tezahür ona ithaf edilmiştir. Oxford Kilise Meclisi, 1222 yılında Aziz George’un yortu günü olarak 23 Nisan’ı kabul etmiştir (Karaköz, 2021).

Aziz George’un Hristiyan mimarisinde yer alan tasvirleri de ikonoloji açısından oldukça mühimdir. Kapadokya’da Ihlara Vadisi, Belisırma mevkiinde kayaya oyulmuş tek nefli bazilikal planlı kilisenin iç duvar resimlerinde İsa’nın göğe yükselişi, İsa’nın çarmıha gerilişi, İsa’nın değişime uğramasının yanı sıra, Aziz George ve bağışçılar gibi sahneler de tasvir edilmiştir. Kilisenin kitabesinde, kilisenin Aziz George’a ithaf edildiğinin belirtilmesi ise Aziz George’un Hristiyan teolojisi için ehemmiyetini vurgular niteliktedir. Kitabeye göre kilise İmparator II. Andronikos ve Sultan II. Mesud zamanlarında, 1282-1304 ya da 1283-1295 tarihleri arasında inşa edildiği düşünülmektedir (Günözü, 2016: 25-46).

Aziz George’un Anıtsal ikonası ve onun hayatından sahneler. 6. yy.

Aziz George Hristiyan ikonolojisinde dalgalı kısa saçı ve sakalsız oluşuyla, genç bir erkek olarak ekseriyetle asker kıyafetleri içinde ve elindeki haçlı mızrağıyla tasvir edilir. Azizin din adamı şeklinde ayakta dururken tasvir edildiği en erken örnek Mısır kökenli olan Sina’daki ikonadır (6.-7. yüzyıl). Tasvirlerde azize genellikle yine bir asker aziz olan Theodoros Stratelates ya da aziz Demetrios veya diğer azizler eşlik eder (Aydın, 2011:  365:388).

Mesih, Aziz George ve Theodore, 12. yy, MSMH GIM 77091, OK13176 (270), MSMH

Akdamar Kilisesi, 10. yy.

Hristiyanlık teolojisinde, mitolojik olarak ejder öldüren atlı olarak tasvir edilenler genellikle Aziz Theodore ve Aziz George’dur. Ama ejder öldürme konusuyla ilgili olarak en erken tasvir edilen ise Aziz Theodore’dur. Bilindiği kadarıyla Aziz Thedore’un 8. yüzyılda ilk kez bir metinde ejder öldürmeyle ilgili olarak zikredilir. Aziz George’un adı ise 11. Yüzyılda yine ejder öldürmeyle ilgili olarak bir elyazmasında zikredilmektedir. Aziz Theodore’un yine ejder öldürürürkenki bir tasviri 10. yüzyıla ait bir Ermeni kilisesi olan Akdamar’dadır. Bunlarla birlikte daha erkene tarihlenebilecek, fakat kesin tarihi bilinmeyen tasvirleri de mevcuttur. Akdamar Kilisesi’ndeki tasvirde, Aziz Theodore bir ejderi, Aziz Sergius bir panteri, Aziz George da bağlı bir adamı mızraklamaktadır (Pancaroğlu, 2004: 153-154).

İstanbul ve Antakya’da da Aziz George kültü yaygın olarak bulunmaktadır. İstanbul’da Meryem’den sonra en fazla kilisesi olan ismin Aziz Georgie olması dikkat çekicidir. İstanbul’da bulunan Aziz George kiliseleri şunlardır:

“Fener Georgios Partikhane Kilisesi  / Fener Hagios Georgios Kilisesi (Potiras) / Fener Hagios Georgios Metohion Kilisesi (Kudüs Patrikhanesi Temsilciliği)  / Çatalca Georgios Kilisesi Samatya  / Edirnekapı, Bakırköy / Yeldeğirmeni, Kuzguncuk /  Çengelköy Hagios Georgios Kiliseler / Ortaköy Hagios Georgios Mezarlık Kilisesi / Büyükada Hagios Georgios Manastır Kilisesi  / Burgazada Hagios Georgios Manastır Kilisesi / Heybeliada Hagios Georgios Manastırı Metohion Kilisesi (Kudüs Patrikhanesi Temsilciliği) / Yeniköy Hagios Georgios Metohion Kilisesi (Karaköz, 2021).

Aziz George ve Ejderha, Suriye / Halep, Hermitage Müzesi (Âmele-i Musa İbn-i Estafân fî medinet’ül Haleb sene 1299. Çev. Selimcan Yelseli)

2. Gelenekte İkonografik ve Sembolik Olarak Aziz George

Aziz George’un hayatına dair farklı yorumlar gibi onun kahramanlıklarını ve mitolojik yönünü anlatan efsaneler de çeşitlidir. Bu yorumlardan en ünlüsüne göre Aziz George Kapadokya’da kral Selbios’un kızını kaçırıp, şehrin suyunu kesen bir ejder ile savaşır ve onu öldürerek kralın kızını kurtarır ve şehrin suyunu tekrar akıtır. Bu olay sonucunda kral ve halkın şükran ifadesi olarak Hıristiyanlık dinine girerek, Aziz George’a tâbi olduklarına inanılır. E. Gibbon ise Aziz George kültünün, Iulianos Dönemi’nde (361-263) Sicilya’da doğan Georgius’dan esinlenerek yaratıldığını belirtir. Sicilyalı Georgius ticaretle uğraşan, hukukla başı belaya giren ve bu nedenle kaçtığı Orta Doğu’da Ariusçuluğu benimseyerek İskenderiye’de din adamı olan ve din adamı kimliğini suistimal ettiği için öldürülen biridir (Aydın, 2011:  365:388).

Albrecht Dürer, Ejderhayı Öldüren Aziz George, Gravür, 1501 / 1504

Georgia’daki Nakipari kilisesinden kraliyet ressamı Te’vdore tarafından yapılmış bir fresk. 1130.

Erken dönem Hristiyan Kiliseleri üzerine olan kayıtları ve özellikle kronikler ve dinsel tarih çalışmaları nedeniyle Kilise Tarihçiliğinin kurucusu olarak kabul edilen Eusebius,  Patrologia Graeca, (ö.s.), J.P, Mıgne (der), cilt 19-24, 1857, (“Grek Kilise Adamlarının Yaşamları ve Yapıtları”). eserinde Aziz George’un şehit edilişi hakkındaki şu efsaneyi aktarmıştır:

“….Mahkumiyetinin ilk gününde mızraklar ile yaralanmaya çalışılmış ancak kendisini koruyan Hz. İsa tarafından mızraklar bir saman çöpü gibi kırılmıştır. Daha sonra yere bağlanarak göğsüne bir ağırlık oturtulmuş olmasına rağmen bir sonraki gün İmparator Diokletianus geri döndüğünde hala canlıdır ve Hz. İsa’nın koruyuculuğunu haykırmaktadır. Ertesi gün kesin olarak ölmesi için bıçak ve kılıçlar yerleştirilmiş bir at arabası tekerleğine bağlanmasına karşılık Aziz George kendini koruyan bir meleğin yardımı ile hiçbir yara almamıştır. Her geçen gün şiddeti arttırılarak işkenceye devam edilmiştir. Bu işkencelerden arasında , beş gün boyunca sönmemiş kirece batırılmış, ateşte kızdırılmış demir ayakkabılar ile koşmaya zorlanmış, dövülmüş , kırbaçlanmış ve iki bardak zehir içtirilmiş ama yine de Tanrının yardımı ile hiçbir şey olmamıştır. Hapsedildiğinin yedinci günü rüyasında ziyaretine gelen Hz. İsa, St. George’nin başına bir taç yerleştirerek cennet için hazırlanmasını söylemiştir. George uyandığında yanındaki hizmetkarını çağırarak rüyasını not ettirmiş ve Filistin’de gömülmek istediğini belirtmiştir. Sekizinci gün Aziz yine yerlerde sürüklenmiş ve inancını terk etmesi istenmiştir. Ancak George reddederek, bağlanmış olduğu İmparatorluk Sarayındaki heykeller içindeki kötü ruhları inancı ve duaları ile kovmuş, Apollon heykeli içinde kendini bir melek olarak kabul ettirmeye çalışan şeytanı çekip çıkarmıştır. Azizin cesaret ve mucizelerinden etkilenen İmparatoriçe Alexandria, hizmetçileri Isaac ve Croates’in Hıristiyan olması, İmparatoru daha çok hiddetlendirir. Kraliçe ve hizmetkârları da ölüme mahkum eder. Zindana geri gönderilen George iki gün sonra 23 Nisan 303 yılında Nikomedia’da şehit olmuştur (Güngör,2018:72-81).

İslam kaynaklarına göre Aziz George’un üç defa öldürülmüş ve dirilmiş biri olarak aktarılması ise oldukça ilginçtir. Bu rivayet onun İslamiyetteki Hızır ve İlyas kültü ile özdeşleştirilmesine sebep olmuştur. Yine Aziz George İslam kaynaklarındaki rivayetlere göre, ölüleri diriltmiş, kökünden kesilen ağaçları canlandırmış, gece vakti güneşi doğdurmuştur (Tümer, 1993: 26).

Gelenekçi ekole göre ise Aziz George ile tasvir edilen bazı sembollerin oldukça derin bir anlamı vardır. Misal olarak ikonografik bir unsur olan Aziz George’un elindeki mızrak, gelenekte kutsal kâse ile özdeşleştirilmiştir. Gelenekçi ekolün en önemli isimlerinden olan René Guénon (1886 – 1951) bu hususta şu ilginç tespitte bulunmuştur:

…..esas ilginç olan, mızrak veya onun muadillerinden birinin kadim geleneklerde kadehe (kâseye) bir biçimde eşlik eden bir sembol olarak zaten mevcut olmasıdır” (Guenon, 2022: 52).

Aziz George’un ejderhayı öldürülmesi ise aslında Hristiyanlığın, Pagan inanışlara üstünlüğünü sembolize etmektedir. Hristiyanlar özellikle Orta ve Batı Avrupa’da yaşayan dinlerle karşı karşıya geldiklerinde yerli unsurlar, pagan mitleri Hristiyanlaştırılmıştır (Eliade, 2001: 206-207).

Yine Nusayriler’in geleneğinde oldukça mühim bir yere sahip olan türbe ve ziyaret kültürü o yöredeki Aziz George kültüyle iç içedir. Aziz George’u anma gününü İskenderun’da Hıristiyanlar “St. Georgios” Müslümanlar ise “Hıdırellez” günü olarak adlandırmıştır. “Aziz George” ya da “Hızır”ın 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gecede bu kiliseye uğradığına inanılmaktadır. O günlerde kilisede mumlar yanar, madeni bir para ziyaretçiler tarafından dilek taşına sürülerek dilekler tutulur ya da tutulan dilekler kağıtlara yazılarak Meryem Ana tasvirinin önüne bırakılır. Hıristiyanlarda “Ya Allah Ya Mar Korkus” diyerek yardım isteyen herkese Mar Korkus’un yani Aziz George’un yardım edeceğine inanılır. Alevi Nusayrilerde ise “Ya Ali ya Hıdır” diyerek yardım isteyen herkese Hıdır’ın yardım edeceğine inanılır. Samandağ’da Mar Korkus türbesinin bulunduğu yere Mar Korkus’un geldiğine inanılır (Karaköz, 2021).

3. Aziz George’un İslâm Dinindeki Heterodoks Yaklaşımlardaki Yeri: Aziz George mu, Ermiş Circîs mi?

Aziz George İslam kaynaklarında genellikle Circîs ismiyle anılmıştır.İslam kaynaklarında aktarılan Circîs Filistinlidir ve Îsâ’dan sonra eyalet krallıkları (tavâif-i mülûk) döneminde yaşamıştır. Havârilerin sonuncuları hayattayken onlara yetişmiş samimi bir Hristiyandır. Ticaret yaparak zenginleşmiş olmuş ve her yılın sonunda kârını yoksullara dağıtmayı ilke edinmiştir. O dönemde Musul ve Suriye’de hüküm süren Dâdân adında (kaynaklarda adı Dâzâne, Zâdâne veya Dâdyâne olarak da geçmektedir. Dâdân, 284-305 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru  Diocletianus olabilir) pagan bir kralın himayesinde, ticaret yaptığı bölgelerde güvenliğini sağlamak isteyen Circîs, kendisi gibi Hristiyan olan arkadaşlarıyla beraber hediyelerle Musul’a gitmiş, ancak Dâdân’ın halkı Apollon’a tapmaya zorladığını, tapmayanları ise cezalandırdığını görünce getirdiği hediyeleri kendisi gibi inananlara dağıtarak kralın huzuruna çıkıp onu tek bir yaratıcıya inanmaya çağırmıştır. Kral, Circîs’e paganlığı benimsetemeyince ona işkenceler yaptırmış, rivayete göre bu sırada bir melek gelerek Circîs’i bu işkencelerden kurtarmıştır. Melek “Ey Circîs, bu işkencelere katlan! Kral seni dört defa öldürecek, ben ise üç defa tekrar hayata döndüreceğim ve dördüncüde şehâdet mertebesine ereceksin” deyince, Circîs de işkencelere katlanmış, üç defa öldürülüp, yeniden dirilmiştir. Bunları duyan binlerce kişi Circîs’in dinine girerek Hristiyan olmuştur. Hristiyan olanların içinde karısının da bulunmasından dolayı öfkelenen kral, bütün Hristiyanların öldürülmesini emretmiştir. Nihayet Circîs Allah’a dua ederek kendi canını almasını, inanmayanları da helâk etmesini istemiş ve duası kabul olmuştur. Circîs ve şehirdeki diğer inananlar öldürülmüş, ardından da yaratıcı kâfirleri gazabıyla yok etmiştir (Taberî, II, 24-36; Sa‘lebî, s. 327-333), (Tümer, 1993: 26).

Hz. Ali’nin ejderhayı öldürmesi,Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, H. 1223, y. 70b

Hz. Ali’nin ejderhayla savaşı / Haveranname, 1476-1486 / Gülistan Sarayı    Kütüphanesi

Anadolu’da özellikle eski Anadolu Türkçesi ile yazılmış Dâstân-ı Ejderhâ adındaki manzum eserler, mitolojik olarak tıpkı Aziz George gibi ejderha ile savaşan bir Hz. Ali profili oluşturması açısından oldukça ilginçtir (Korkmaz, 2021: 248-279). Bu manzum eserlerde genellikle sahabeden bazılarının ortaya çıkan bir ejderhadan şikayet etmekleri ve  Hz. Ali’nin bu şikayete binaen, Hz. Peygarmber’den izin almadan ejderhayı öldürmek istemeleri konu edinilir. Hz. Ali ejderhayı öldürmeye gittiğinde kılıcı Zülfikar Hz. Peygamber’den izinsiz olduğu için ejderhayı kesmez ve dolayısıyla ejderha ölmez. Hz. Ali bunun üzerine Peygamber’den izin alır ve ejderhayı öldürür (Güzel ve Tatçı, 1990: 67-89).

Yine Anadolu’da ejderha öldüren kahraman, Sarı Saltuk menkıbeleri akıllara Aziz George’u getirmektedir. Bu menkıbelerde Sarı Saltuk, bir ejderha veya yılandan muzdarip kafır bir kralı, onun kızlarını ve halkı gerektiğinde tahta kılıcıyla ejderhanın yedi tane olan başlarını keserek kurtarır. Bu menkıbelerinin kimilerinde Sarı Saltuk’un ejderhayı öldürüp öldürmediğini ve aynı zamanda bir “cadı” olup olmadığını anlamak için Dobra Han’ın yapmış olduğu bir imtihandan bahsedilmektedir (Uyar, 2003: 185-195).

Yine Alevî – Bektâşî velâyetnâmelerine göre Sarı Saltuk Rum ülkesine giderken, bu yolculuğunda Hızır ona yardım etmiştir. Tüm Karadeniz’i, Sinop’tan Ermenistan’a kadar uçan bir seccadeyle geçen Sarı Saltuk, rum dillerini ve kültürlerini iyi bilmesiyle de kesiş ve rahip kılıklarında kiliseleri, sarayları gezmiş, yöneticilerin bazılarını öldürmüş, bazılarını ise müslüman yapmıştır (Koçak ve Gürçay 2017: 47), (Kiel, 2009: 148). Ardından yönünü Balkanlara çevirmiş, Varna’nın kuzeyindeki Kaliakra kalesine ulaşarak Hızır’ın da yardımıyla ejderhayı öldürmüştür. Bu hadiseden sonra yönetici ve halkı İslam dinine geçmişlerdir (Gölpınarlı, 1958: 46)

Konumuz açısından ilginç bir anektot ise Kösedağ Savaşı öncesinde de artan Moğol baskısına karşı göç eden Türkmenlerle birlikte Anadolu coğrafyasına çok sayıda “ahi”, “derviş”, “şeyh”, “baba”, “fakih” gibi unvanlar taşıyan zümrelerin göç etmesiyle ilgilidir.  Anadoluya yerleşmiş ve sınır boylarında kurdukları tekkelerde faaliyet göstererek, İslam dini ile eski “alperenlik” geleneğini “gazilik” kavramında birleştiren bu zümreler içlerinde bulunan karakterler ile Alevî – Bektâşi ve Sarı Saltuk menkıbelerine binaen Aziz George ile özdeşletirilmiştir. Misal olarak bu zümrelere dahil biri olan Karaca Ahmed, Balkan fetihleri sırasında çoğu defa Aziz George ile özdeşleştirilmiş ve bu yönü onun bölgedeki Hristiyanlar ile güçlü bir bağ kurmasına sebep olmuştur (Şahin, 2022: 255).

Aziz George, hem Hristiyan bir savaşçı olması, hem de Hristiyan teolojisindeki aziz karakteri ile hemen hemen her coğrafyada ve medeniyette mühim bir figür olarak yer almış, farklı kültürlerde ve farklı medeniyetlerde «kendi sembolik ögelerini muhafaza ederek» girdiği etkileşimler sonucu farklı şekillerde yorumlanmıştır. Aziz George kültü teolojik olarak kahramanlığı yansıtırken, İslam dininin heterodoks yönelimlerinde de kimi zaman Circîs adlı bir karakter olmuş, kimi zamansa İslam dini içerisindeki kahramanlıkla anılan figürlerle özdeşleştirilmiştir.

Kaynakça

Ayaz, B. (2022). Cenknâme Geleneğinde Hz. Ali ile İfrit Cengine Dair Yeni Bir Nüsha Hakkında Değerlendirme . Motif Akademi Halkbilimi Dergisi , 15 (37) , 39-53 . DOI: 10.12981/mahder.1074202

Aydın, A. (2011). Antik Atlı Herosların Hristiyan Atlı Kahramanlara Dönüşümüne Bir Örnek: Tarsus Müzesi’ndeki Aziz Georgios Kabartması. Olba , (19) , 365-388 . Retrieved from: https://dergipark.org.tr/tr/pub/olba/issue/47201/594315

Aykıt, D. A. (2013). Müslümanların ve Hristiyanların Ortak Ziyaretgahlarından Biri Olarak Aya Yorgi. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 17 (1) , 119-134 . Retrieved from: https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuifd/issue/4289/254685

Eliade, M. (2001). Mitlerin Özellikleri. (Çev. Sema Rifat). İstanbul: Om Yayınevi.

Gölpınarlı, A. (1958). Menkıb-ı Hacı Bektaş-i Veli. Ankara: İnkilap Kitapevi.

Guenon, R. (2022). Mukaddes İlmin Sembolleri. (Çev. Filiz Karaküçük). İstanbul: Ketebe Yayınları.

Güngör, Y. (2018). Kültürel Eksende Aya Yorgi ( St. George ) Kültü ve İnanç Turizmi Açısından Nikomedia (İzmit) İçin Önemi . Uluslararası Turizm Ekonomi ve İşletme Bilimleri Dergisi , 2 (1) , 72-81 . Retrieved from: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijtebs/issue/39578/468454

Günözü, H. (2016). Kapadokya Bölgesi, Ihlara Vadisi (Perıstrema) Bizans Dönemi Bahattin Samanlığı Kilisesi, Saİnt George (Kırkdamaltı) Kilisesi ve Direkli Kilise Duvar Resimlerinin Taşıyıcı (Sıva-Suvar) Karakterizasyonu . Art-Sanat Dergisi , (5) , 25-46 . Retrieved from: https://dergipark.org.tr/tr/pub/iuarts/issue/47721/602574

Güzel, A, Tatçı, M. “Hazret-i Ali Bir Manzum Hikaye: Destan-ı Ejderha ve Hazret-i Ali’ye Atfedilen Bir Eser: Emsal-i Ali, G.Ü Eğitim Fakültesi Dergisi, 6 (1), 67-89. Retrieved from: http://isamveri.org/pdfdrg/D02696/1990_1/1990_1_GUZELA_TATCIM.pdf

Karaköz, K. (2021). Ejderha, St. Georgios ve Ejderha Mitosunun İslam Dünyasına Adaptasyonu. Retrieved from: https://www.sabap.net/ejderha-st-georgios-ve-ejderha-mitosunun-islam-dunyasina-adaptasyonu-kubra-karakoz/.

Kiel, M. (2009). “Sarı Saltuk” TDV İslam Ansiklopedisi 36, ss. 147-150.

Koçak, A, Gürçay, S. (2017). “Alevi-Bektaşi Velâyetnâmelerinde ‘Ejderha’ Motifi” Journal of Analytic Divinity 1 (1), ss. 34-64.

Korkmaz, A. (2021). “Dâstân- Ejderhâ’nın Paris Bibliotheque Natio-le (Turc 396) Nüshası Üzerine Bir İnceleme. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (67), 248-279.

Pancaroğlu, O. (2004). “The Itinerant Dragon-Slayer: Forging Paths of Image and Identity in Medieval Anatolia”, Published by: The University of Chicago Press on behalf of the International Center of Medieval Art, Gesta, s. 43, Cilt. 2, ss, 151-164.

Şahin, H. (2022). “Dervişler, Fakihler, Gaziler, Erken Osmanlı Döneminde Dinî Zümreler (1300-1400)”. İstanbul: YKY.

Tümer, G. (1993). “Circîs” TDV İslam Ansiklopedisi. 8, ss. 26.

Uyar, M. (2003). Sarı Saltık Popüler İslam’ın Balkanlar’daki Destanı Öncüsü (XIII. Yüzyıl) . Tarih Araştırmaları Dergisi , 22 (33) , 185-195 . DOI: 10.1501/Tarar_0000000147

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.