tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Ayşenur Dürlü

Eğitimci yazar ve şair Ayşenur Dürlü, Erzurum doğumlu olup ilk, orta ve lise tahsilini Erzurum’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişiminden mezunu olup, Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmetler lisans olarak eğitimine devam etmektedir. 12 yaşında günlük tutup şiir yazmaya başladı. Liseyi bitirdikten sonra çalışma hayatına katılıp kısa sürede terfi edilerek kurumsal bir şirkette uzun süre birim yöneticiliği yapmıştır. Yoğun bilgi akışı ve çalışma temposu dışında ekip içerisinde ki uyumlu yapısıyla çalışanları tarafından çok sevilen bir yönetici olmuştur. Boş durmayı sevmeyen, her zaman kendini geliştirmeyi hedef alıp, farklı alanlar da kırktan fazla MEB onaylı eğitim sertifikasına sahiptir. Annesinin vefat etmesi üzerine, büyük bir üzüntü duyan yazar, yazılarına ve şiirlerine daha çok ağırlık vermiştir. Üç çocuk annesi olup şuan okul öncesi öğretmenliği yapmaktadır. Mavi Kuş Medya Edebiyat alanında 2023 yılında yayımlanan “Çitlembiğin Günlüğü “ adlı çocuk kitabı ile büyük bir ilgi gören yazar okurlarının oyları ile “Değerler Eğitimi Çocuk Dalında” ödül aldı. İlk kitabı “Tefeül Tadında” adlı şiir ve sözlerinden oluşan eser ile 2023 yılında “En İyi Çıkış Yapan Şair” ödülüne layık görülmüştü. Yazar “Rüzgâr Mektubu”, Akıp Giden Zaman” , “Gözyaşının Esareti “ gibi çok sayıda şiir ve öykülerden oluşan antoloji kitapları yayımlanmaktadır. Ayrıca ilkokul, ortaokul ve lise okullarında derleme projeleri yapmaktadır.

Kendin ol dünya başkalarıyla dolu

14.11.2025
A+
A-

İnsanlar kendini olduğu gibi kabul edip, kendi doğrularına ve kararlarına saygı duyunca, başkalarının ne düşündüğünü, ne söylediklerini umursamazlar. Çünkü kendine saygısı olmayan birinin, bir başkasına nezaket göstermesi alışık bir durum değildir. Kendine yakıştırması gereken davranışlar, ağzından çıkan kelimeler, duygu ve düşüncelerinin yansıması bunu gerektirir. Kendi farkındalığı ile karakter özelliklerini en verimli şekilde kullanarak, empati duygusu gelişmiş insanlar daha sağlıklı analiz yapabilir. İnsan ilişkilerinde daha doğru, daha kararlı tepkiler verirler. Bir başkasının düşüncesi kendine aittir. Senin hakkındaki tenkitleri onun bakış açısıyla alakalıdır. Bu nedenle, kendiyle barışık olan insanlar kendini mutlu eder, sağlıksız ilişkiler kurmaktan kaçınır.

Duygusal anlamda iniş çıkışlar çok fazla yaşamazlar, nettirler. Yalnız kalmaktan, doğru karar vermekten, her kültüre ve değere saygı duymaktan çekinmezler; mizah anlayışlarıyla güvenilir kimselerdir. Başkalarının ne yaptıkları, nerelere gittikleri, ne konuştukları ile ilgilenmezler. Aksine, karşısındakini olduğu gibi kabul ederek yaşamdan keyif almayı çok iyi bilirler. Taklit etmek, akıma ayak uydurmak gibi bir dertleri yoktur. Samimi profilleri ile yaşanacak her türlü zorluğa hazırlıklıdırlar ve belirsizliği en iyi şekilde tolere ederek yenilgiye uğramadan gerçekçi davranırlar.

Will Smith’in “İnsanların peşinden koşma. Kendin ol, kendi işinle meşgul ol ve kendini geliştir. Doğru insanlar, hayatında gerçekten olması gereken insanlar sana gelecekler ve hayatında kalacaklar.” sözünde olduğu gibi, gidene yol vermeyi bilmek gerekiyor. Yanlış insanları hayatımızda sadece olması gereken yere koymayı bilmemiz lazım. Yoksa başkalarına benzeyerek kendimizi farkında olmadan onların kimliğine dönüştürürüz. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Mümin, müminin aynasıdır…” (Ebu Davud, Edeb, 49) buyururken, müminlerin zamanla birbirlerinde kendilerini görmelerine dikkat çekmiştir. Saygı, fedakârlık, vefa, dostluk, kişinin kimliğini ve duruşunu ifade eder.

Özellikle sosyal platformlarda, insanlar başkalarının yaptıklarıyla ilgili çok fazla taklit içerisinde yer almakta. Son dönemlerde şiddet temalı akımların yoğun bir şekilde çıkması açıkçası endişe verici. Teknoloji ilerledikçe, bunu kötüye kullanan bir toplum olarak yer aldık. Dijitalleşmenin olumlu yanlarını ele almayan Z kuşağının etkisi altında maalesef! Kendileri olmak yerine sadece kendilerini gösterme peşindeler. Herkes kendi gibi olsa toplum ahlakı bu kadar bozulmazdı.

Erdemli olmak, yüksek bir mertebedir. İçtenlikle, saf duygularla sevmek ve sevilmek; bir başkasının sevincine, üzüntüsüne ortak olmak, kendine özgü insanlara aittir. Bizim kültürümüzde başarılı insanları tebrik etmek konusunda hep geride yer alırız. Eleştiri ve arkasından olumsuz yakıştırmalarda ise öndeyiz. Bundan dolayı, kendiyle barışık insanlar başkalarının söyledikleri ile ilgilenmez; aksine onların bahsetmediği bir kişilik özelliğine sahip olduklarını iyi bilenlerdir.

Oscar Wilde’ın meşhur sözü gibi: “Kendin ol, dünya başkalarıyla dolu.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.