tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Muhammed Işık

Gerçek Tarih Yayın Koordinatörü

Osmanlı Yargı Sistemi ve Kazaskerlik

25.05.2022
A+
A-

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un doktora tezi olarak hazırladığı ve Kadim yayınlarından ikinci baskı olarak çıkan “Osmanlı Yargı Sistemi ve Kazaskerlik” kitabını değerlendirmeye çalışacağım. Kitap ana hatlarıyla Kazaskerlik kurumunun tarihsel sürecini ele alarak başlıyor.  Daha sonra Kazaskerlerin menşe ve formasyonları üzerinde durup tayin ve azil süreçlerini inceliyor. Bir sonraki bölümde Kazaskerlerin yargılama dışındaki görevlerini anlatıp “Osmanlı Devletinde Bir Üst Yargı Kurumu Olarak Kaza”  başlığı ile Kazaskerlik kurumu farklı yönleriyle inceleniyor.

Kazaskerlik Kurumu ve Tarihi Gelişimi

Kadıasker (Kazasker), Kadı ile asker kelimelerinden uluşan bir terkiptir ve asker kadısı anlamına gelir. Kazasker kelimesi ilk defa Eyyubiler tarafından kullanılıyor. “Osmanlı Devleti’ndeki kazaskerlik kurumunun önceki devletlerde aynen bulunmadığını belirtmek gerekir.”

Osman Gazi, ulemadan istifade etmeye çalışıyor. Devlet yönetiminde hukukçu olmaları sebebiyle onları bürokrat olarak görevlendiriyor oluşturmaya çalıştığı siyasi oluşumu için ulemanın varlığına büyük değer veriyordu. Bu bağlamda medreselerin kurulması da önemlidir. Vezirlik makamına bu dönemlerde ulemadan kişilerin geldiği biliniyor. Lakin bu vezirler askerlik dışı devlet işleri ile vazifeliydiler. Çandarlı Kara Halil vezir olduğunda askeri işleri de takip etmiş, yönetmiş bir nevi sultana vekâlet etme yetkisine sahip olmuştur.

Orhan Gazi zamanında Bursa kadısı Çandarlı Kara Halil’in ilk kazasker olarak tayin edildiği söylenmektedir. Bu konuda ise muhtelif tarihler mevcuttur. “Bilindiği üzere Çandarlı Kara Halil’in en önemli hizmetlerinden biri “yaya ve müsellem” teşkilatının kurulmasındaki rolüdür. Bilecik, İznik ve Bursa da kadılık yaptıktan sonra kazasker olarak tayin edilmiştir. Sınırları genişleyen devletin, fethedilen yerlerle alakalı mesele ve ihtilafları çözüme kavuşturacak müstakil bir Kurumun oluşturulmasını zorunlu kılmış, Bursa Kadısı ise Rumeli de gerçekleşen fetihlerde orduyla sefere katılmasının imkânsız hale gelmesi sorun olarak eklenince Kazaskerlik kurumu kurulmuştur.

Çandarlı Kara Halil Kazasker olduktan sonra Bursa Kadısının katıldığı divan toplantılarına bu sefer Kazasker olarak katılmıştır. Ayrıca şahsi kabiliyetlerinden ötürü (Bilecik Kadısı iken yaya ve müsellem teşkilatını kurması) Kazaskerlikten sonra vezirlik makamı da kendisine verilmiştir. Vezir olarak da yeniçeri teşkilatının kurulmasına öncülük ettiği biliniyor. Ayrıca Osmanlı Mali teşkilatını Kara Rüstem ile birlikte düzenliyorlar. “Çandarlı gibi teşkilatçı ve başarılı bir idareci kazaskerlik kurumunu başlangıç dönemlerinde çok etkili kılmıştır.” Kazaskerlik vezirlikten önce görev yapılan çok önemli bir yerdi. Çandarlı Kara Halil’e kadar vezirlerin hepsi kazaskerlikten gelmedir.

Divan-ı Hümayun mensubu olan kazaskerler, devletin işleyişinde önemli görevleri yerine getirirken, adalet ve eğitim teşkilatının da başında yer alırlar. Kazaskerlik Kurumu Osmanlı Devletine özgü bir kurumdur. Önceli devletlerinde gördüğümüz Kâdilkudatlık Kurumu yerine Osmanlı Devleti yetkilerini de arttırarak Kazaskerlik Kurumunu kurmuştur.

“Kazaskerliğin Fatih Dönemine dek devletin siyasi, idari ve askeri işleyişi bakımından ifade ettiği geniş anlamda kuruluşu kadar dikkat çekicidir. Bu döneme kadar, kazaskerliğin meratip içinde veziriazamlık makamının bir altındaki makam olması, bütün veziriazamların bu göreve kazaskerlikten gelmiş olmaları önemle kaydedilmelidir.” Devleti tanıyan, hukuk bilen ve askeri davalara bakan kazaskerlerin vezirler yerine veziriazam olması o dönem için bir teamül halini de almış görünüyor.

Fatih döneminde birçok kurum gibi kazaskerlikte etki alanını biraz kaybediyor. Zira artık veziriazamlar beylerbeyliğinden gelmiş vezirlerden seçilmeye başlanıyor. Kazaskerlik makamı da ikiye ayrılması ve teşkilatının bölünmesi de itibar kaybı olarak görülebilir. Davalara evinde de bakan Rumeli Kazaskerinin Anadolu Kazaskerinden yetki ve itibar olarak daha üstün olduğu düşünülmektedir. “Divan-ı Hümayun ve Cuma Divanında, kural olarak, doğrudan dava dinleme yetkisine Rumeli Kazaskeri sahiptir; Anadolu Kazaskeri, gerek olursa ve veziriazam tarafından yetkilendirme yapılırsa dava dinleyebilmektedir.”

“Fatih, cülusu akabinde aynı zamanda hocası olan Molla Gürani’ye vezirlik teklif etmiş, teklif kabul görmeyince kendisini kazaskerliğe tayin etmiştir.” Fatih kadı tayinlerinde Veziriazam’a danışmadığı için hocasını daha sonra görevden alıyor ve çok sık kazasker değişikliği yapması ile de dikkat çekiyor. Kazaskerliğin Fatih döneminde ikiye ayrıldığını söylemiştik lakin bazı kayıtlarda daha önceleri de aynı anda iki kazaskerin olduğuna dair belgeler bulunmaktadır. Yine de Rumeli ve Anadolu kazaskerliği söz konusu olduğunda bunun Fatih’le birlikte resmiyet kazandığı söylenebilir.

“Divan oturma protokolünün belirlendiği düzenlemede, kazaskerlerin vezirlerden sonra oturacağı, defterdarların “onların altında” bulunması gerektiği ifade edilmektedir.” Yine beylerbeyinin de en azından belli bir döneme kadar kazaskerlerden düşük bir konumda olduğu söylenebilir. İlk Kanunnamelerde nişancıdan, defterdarlardan ve beylerbeylerinden üstün bir konumda tutuluyor Kazaskerler.

DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ MAYIS 2022 SAYISINDA

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.