7 bin yıllık uzaylı benzeri heykelcik bulundu: Akıllara Hun Türkleri geldi
MÖ 6. binyıla ait yeni bulunan bir kil kafa, Kuveyt’te şimdiye kadar bulunan türünün ilk örneği olmakla beraber, antik Mezopotamya’da da benzer buluntular ortaya çıkarılmıştı.
Kuveyt’teki arkeologlar, günümüzdeki bir uzaylı tasvirine ürkütücü derecede benzeyen 7 bin yıllık bir kil heykelcik buldular. Ancak bu heykelcik insandan çok doğaüstü gibi görünse de, tarzı eski Mezopotamya’da oldukça yaygındı. Her ne kadar Kuveyt veya Arap Körfezi’nde bulunan türünün ilk örneği olsa da.
2024 yılında Kuveyt’in kuzeyindeki Bahra 1’de yapılan kazılarda, çekik gözlü, düz burunlu ve uzun kafatasına sahip küçük, ince işçilikle yapılmış bir baş bulundu. Bahra 1, Kuveyt-Polonya ortak ekibinin 2009’dan beri kazı yaptığı tarih öncesi bir alan. Bahra 1, Arap Yarımadası’nın en eski yerleşim yerlerinden biriydi ve yerleşim MÖ 5500 ila 4900 yılları arasında sürdü.
Bahra 1’deki keşif lideri ve yeni keşfedilen figürin gibi sitedeki küçük buluntulardan sorumlu olan Agnieszka Szymczak bölgeyle ilgili şunları söyledi:
“Bu dönemde Mezopotamya’da ortaya çıkan ve uzaylı benzeri figürinleri de dahil olmak üzere kendine özgü çanak çömlekleriyle tanınan bir kültür olan Ubaid tarafından iskân edildi. Ubaid, MÖ 6. binyılda Arap Körfezi’ndeki Neolitik veya Yeni Taş Çağı toplumlarıyla iç içe geçti ve bölgeyi bir tür antik eritme potasına dönüştürdü.”
Varşova Üniversitesi’nin Polonya Akdeniz Arkeolojisi Merkezi’nde arkeolog olan Szymczak, Live Science’a yaptığı açıklamada, bu halkların ve kültürlerinin çarpışmasının “kültürel değişimin tarih öncesi kavşağına” yol açtığını kaydetti. Bu değişimin bir parçası, yakın zamanda ortaya çıkarılan heykelcik gibi sanat eserlerini de içeriyordu.
Gercektarih.com.tr’nin edindiği bilgilere göre, Szymczak, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu heykelciğin keşfi tüm ekip için tam bir sürprizdi, çünkü Bahra 1 sahasından çıkarılan 1500’den fazla küçük buluntu arasında ilk kez değil, aynı zamanda Arap Körfezi bölgesinden de bulunmuştu.” Dahası, Arap Körfezi’ne özgü “Kaba Kırmızı Seramik” seramikleri gibi değil, Mezopotamya kilinden yapılmıştı, bu da Ubaidlerin kendi yetiştirdikleri gelenekleri bölgeye aktif olarak ithal ettikleri anlamına geliyordu.
Irak Müzesi’nde bulunan, MÖ 4000 civarına tarihlenen Ubeyd dönemine ait, bir çocuğu emziren “kertenkele başlı” kadın heykelciği.
Chicago Üniversitesi yayınlarına göre, Ubaid heykelcikleri bazen “kertenkele başlı”, “kuş benzeri” veya “yılan benzeri” anlamına gelen “ofidyen” olarak adlandırılır. Szymczak, yeni bulunan heykelciğin muhtemelen “sembolik anlamlarla dolu” olduğunu belirtti. Heykelcik “sıradan bir aktivite alanında” keşfedilmiş olmasına rağmen, özel veya sembolik bir yerde değil. Mezopotamya’nın her yerinde bulunan mezarlar gibi.
Belçika’daki Gent Üniversitesi’nde Yakın Doğu arkeoloğu olan ve Ubeyd yılan figürinleri hakkında kitap bölümleri yazmış olan ancak mevcut çalışmada yer almayan Aurelie Daems, Bahra 1’deki buluntuyu, Ubeyd’in “ritüel ve sosyal uygulamalarıyla ilgili araştırma sorularını ve tarih öncesi Körfez bölgesi ile Mezopotamya arasındaki ilişkileri açıklığa kavuşturma potansiyeli” olarak övdü.
KAFATASLARINI ŞEKİLLENDİRMİŞLER
Çeşitli teoriler bu figürinlerin alışılmadık yüz hatlarını açıklamaya çalışmıştır. Bir fikir, heykellerin yapay kafatası deformasyonu, diğer adıyla “kafa şekillendirme”, Ubaid toplumunda uygulanan ve Mezopotamya’da kazılan iskelet kalıntılarında kanıtlanan bir uygulama gösterdiğini öne sürmektedir. Bir bebeğin yumuşak kafatasının etrafına bandajlar sarılarak elde edilen kafa şekillendirme, Ubaidler tarafından sınıf, kültür veya yerleşim yerlerindeki özel bir gruba ait olma gibi bir kimlik sembolü olarak kullanılmış olabilir. Ubaidler bu uygulamayı MÖ sekizinci ve yedinci binyıllarda şu anda İran olan yerde benimsemiş olabilir ve kafa şekillendirme MÖ beşinci binyılda Ubaid toplumunda zirveye ulaşmıştır. Bölgedeki kazı çalışmaları devam ederken, bu yıl bulunan kil heykelcik başının üzerindeki çalışmalar da sürüyor.
HUN TÜRKLERİ DE AYNISINI YAPIYORDU
Öte yandan Avrupa’nın güneydoğusunda yaşayan Hun Türklerinde de kafatası şekillendirme yapıldığı biliniyor.