tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Abdulhamid Han’ın zaferi, 1897 Yunan harbi

A+
A-

Teselya Harbi Osmanlı’nın kazanmış olduğu son harp olarak tarihe geçmiştir. Osmanlı kuvvetleri ezici ve süratli bir şekilde Yunan kuvvetlerini bogzuna uğratıp Atina yakınlarına kadar ilerlemişti. Yunan kaynakları harpten “Kara 97” diye bahsetmektedir.

“Osmanlı piyadesinin Dömeke muharebesinde süngü hücumu” ressam Fausto Zonnaro

Harbin başlıca sebepleri Yunanistan’ın yayılmacı tutumu, Girit adasının statüsü ve Osmanlı-Yunan sınırında meydana gelen çarpışmalar olarak sıralanabilir. 1897’nin başlarında Girit’te çarpışmalar ve sürtüşmeler devam etmekteydi. Ocak ve Şubat aylarında Yunanlılar Girit adasına çıkarma yaptı. Daha sonra anlaşmaya aykırı olarak adanın Yunanistan’a bağlandığını ilan ettiler. Büyük devletler derhal Yunan kuvvetlerinin adayı terk etmelerini istedi ve karşılığında belirli ölçüde özerklik vermeyi vaad ettiler. Bu aslında Girit’i Osmanlı’dan koparmanın ayrı bir yoluydu.

Osmanlı mümkün olduğunca harbe girmekten kaçınmış ve büyük devletlerle müzakere ederek sorunu çözeceğine inanmıştı. Büyük devletlerde savaş taraftarı değillerdi fakat Yunanlıları memnun etmek o dönemde imkansız gibi bir şeydi. Sarayda aralıksız 56 saat kritik durum görüşülmüş fakat bu görüşmeler ve tartışmalar çok şiddetli geçmiştir. Izzed Paşa savaşın kaybedilmesi halinde onarılmayacak sorunların ortaya çıkacağından dolayı savaşa karşı çıkıyordu. 56 saat sonra Padişah’ın onayıyla harbe karar verildi.

Harp aslında Mart sonlarında başlamıştı bile. Sınırda ve Girit’te irili ufaklı çarpışmalar devam ediyordu. Fakat resmi harp 17 Nisan’da ilan edildi.

Osmanlı Ordusu şu şekilde düzen almıştı:

Yanya ve Alasonya orduları Baş Kumandanı Müşir Edhem Paşa.

Komutanlar (Ferik):

Hayri Paşa, Neşet Paşa, Memduh Paşa, Hakkı Paşa, Hamdi Paşa, Ahmed Hıfzı Paşa.

Toplam Osmanlı askeri gücü 113.000 piyade, 27.000 süvari ve çeşitli çaplarda 282 adet toptan meydana geliyordu.

Yunan kuvvetleri Veliahd Prens Konstantin komutasında 82.125 piyade ve süvari muharebeye sürmüştü. Ayrıca çeşitli çapta 180 adet top mevcuttu. Yunan kuvvetleri Teselya ve Epir orduları adı altında düzenlendi.

Osmanlı piyadesi yeni model Alman 1890 ve 1893 Mauser modellerini ile donatılmıştı. Buna karşılık Yunanlılar daha eski model olan Fransız 1874 Gras modelini kullanıyorlardı.

Osmanlı harp planı 1888’de Colmar von der Goltz Paşa’nın katkısı ile çizilen Epir’de savunma, Teselya’da taarruz harekatını kapsıyordu. Osmanlı ordusu suratle sınırı aşıp Yunan kuvvetlerini püskürtüp geri çekilmeye zorladı. Tirnova (Trikkala) 24 Nisan’da, Yenişehir (Larissa) 25 Nisan’da düştü. Osmanlı ordusu 800 esir alıp birçok top, silah ve cephane ele geçirmişti. Tırhala 28 Nisan’da düştü. Preveze ve Narda’da ayrıca çarpışmalar olmuş ve düşman geri çekilmeye zorlanmıştı. Aytivs limanında birçok gemi hasar almış ve mahsur kalmıştı. Kasaba ve şehirler bir bir düşerken bu olaylar Payitaht’ta yirmibir pare top atışı ile ilan edilmiş ve “Padişahım çok yaşa!” nidaları arasında kutlanmıştı.

Bir sonraki Yunan savunma hattı Çatalca’da (Farsala) kurulmuştu fakat burası 24 Nisan’da, Golos liman şehri ise 8 Mayıs’ta düştü. Ayrıca Yunanlıların Golos’u terk etmelerinin ardından Fransız ve Ingiliz zırhlıları Golos’a asker çıkarıp asayişi sağlamaya çalışıyorlardı. Osmanlı’ya müracaat edip bir an önce askerin Golos’ a girip düzene hakim olunması rica olundu.

17 Mayıs’ta Dömeke muharebesinde Edhem Paşa kumandasındaki 45.000 kişilik Osmanlı ordusu, prens Veliahd Konstantin kumandasındaki 40.000 kişilik Yunan ordusunu perişan edip Termopil geçidindeki son savunma mevzilerinide aşmıştı. Bu zafer ile Atina kapıları sonuna dek açılmıştı. Termopil’in Atina’ya uzaklığı yaklaşık 140 kilometredir. Sadrazam Halil Rifat Paşa Atina’yı ele geçirme taraftarı idi, böylece Osmanlı’nın eli müzakere masasında güçlenmiş olacaktı. Fakat 2 gün sonra büyük devleterin araya girmesiyle harbin sonunu ilan eden ateşkes imzalandı.

Osmanlı zaferi düveli muazzama, yani büyük Avrupa güçlerini tedirgin etmişti. Osmanlı halkını ise sevince boğmuştu. 93 Harbi’ni kaybeden Osmanlı için bu adeta bir “biz ölmedik” mesajı taşıyordu.

Teselya Harbi’nde Osmanlı ordusu yaklaşık 1000 şehid versi, ayrıca 2500 civarında da yaralı vardı. Yunan tarafı yaklaşık 6000 ölü ve yaralı bırakmıştı. Osmanlı şehidleri arasında 70 yaşındaki Mirliva Hafız Abdülezel Paşa’da vardır. Harbin ilk günlerinde 5 Nisan’da Losfaki mevzilerinde askerlerini komuta ederken şehid düşmüştü. Şehadetinden önce tarihe geçecek olan şu sözleri bizzat söylemiştir:

“Askerler! Şu gördüğünüz tepenin? zabtı bizim için pek büyük, pek şanlı bir muzafferiyyet temin etmiş olacaktır. Siz Milona Geçidi gibi en sa’bü’l-mürûr, en çetin yerlere hücum ederek Osmanlılığın celâdetini bütün cihan nazarında ispat eylemiş er oğlu erler olduğunuz cihetle tevfikât-1 celîle-i subhâniyyeye istinaden bu tepenin üzerine vuku’ bulacak haydarâne bir hücumunuzun zâten gözü yılmış olan düşmanı külliyen perişan ve sancağımızı rekz ile ilâ-yı şân-1 Osmânîyan edeceğinizi kaviyyen me’mûl ederim. Eğer bu tepeyi zabt ederseniz pişgâhımızda çiçeklerle müzeyyen vâsi’ bir sahra, bir cihân-1 zafer açılacak ve bütün millet-i İslâmiyye ve Osmaniyye sizin bu muzafferiyyet-i kahramanânenizle ilân-ı şükran ve iftihâr edecektir. Analarınız sizi ancak bugün için do- ğurdu ve büyüttü. Yeryüzünde bulunan bütün Müslümanların halife-i akdesi olan şevketlu padişahımız efendimiz hazretleri sizi ancak bugün için besledi. Vatan sizden bu- gün fedakârlık bekliyor. Hulâsa bugün şan ve namus-i devlet ve millet sizin süngülerinize istinad etmektedir. Demin söylediğim gibi eğer gazanferâne bir hücum ile şu tepeyi zabt edecek olursanız namus-1 vatanı i’lâ etmiş ve devletimizin muzafferiyyet-i âtiyyesini temin etmiş olacaksınız!
Askerler! size en son bir vasiyyetim var ki ifasını rica ederim. Eğer ben şu tepenin tara- fınızdan zabt olunduğunu görmeden evvel câm-ı şehadeti nûş edecek olursam cesedimi burada toprak altına defnetmeyerek mutlaka bu tepeyi(…) bu tepeyi zabt ile üzerinde benim için bir mezar hafr ve beni oraya defn ediniz. Yok eğer tepeyi zabt edemeyecekseniz bırakın cesedim bu topraklar üzerinde kalsın, me’kel-i vuhûş-ı tuyûr olsun!
Evlatlar! Sizin dağlar dayanmayan hücumunuza böyle tepeler elbette dayanmaz. Bu cihetle sizden mutlaka bu tepenin zabtımı isterim. Tevfik-i ilâhi rehberimiz, imdâd-1 pey- gamberi yaverimiz, teveccühât-1 celîle-i hazret-i hilafet-penâhî ise fark-1 iftiharımız da efserimizdir.
Haydi arslanlarım, arş ileri, dâima ileri!”.

Koleksiyonumdan Yunan Harbi madalyası

Ne yazık ki harp meydanda kazanılan zaferin masada karşılığı alınmasına izin verilmemiştir. Büyük devletlerin baskısı ve müdahalesi ile Yunanlılar kurtarılmıştı. Yunanistan yüklü miktarda tazminat ödemeyi kabul etti (4 milyon Osmanlı lirası). Osmanlı fethedilen bölgeleri boşaltmasına karşılık sınır boylarında lehine ufak tefek değişiklikler yapılmıştı.

Padişah Abdulhamid Han harbi çok sıkı takip etmiş, muzaffer kumandanlara zafer kılıcı hediye etmişti. Kılıca “Bismillahirrahmanirrahim Inna fetahnaleke fethan mubina bi’inayetullah-I teala” ve zafer mesajı işlenmişti. Ayrıca Yunan Harbi madalyası dağıtılmıştır. Saray halkı seferber edilmiş ve fedakar askerlere yardımcı olmuşlar ve dualar etmişlerdi. Harp süresince Sultan Harem’de çok az vakit geçirmiştir. Sultan Abdulhamid Han gazi askerlere kendi elleri ile baston dahi yaptığı bilinmektedir.

Kaynakça:

1897 Türk-Yunan savaşı – Bayram Kodaman

Abdülezel Paşa’nın hayatı ve şehadeti – Cemal Güven

Abdülhamid’in seraskeri Rıza paşanın anıları – Mahir Aydın

Babam Sultan Abdülhamid – Ayşe Osmanoğlu

 

Teselya Harbi’ne iştirak etmiş bazı Osmanlı Kumandanları:

 

Müşir Gazi Edhem Paşa

Hamdi Paşa

Neşet Paşa

Hasan Hayri Paşa

Memduh Paşa

Şehid Abdülezel Paşa

Ahmed Hıfzı Paşa

                                    

 

   

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.