Avrupa ve Latin Amerika’da aşırı sağın yükselişi

Son dönemde Arjantin ve Hollanda’da gerçekleşen seçim sonuçları, aşırı sağ partilerin yükselişini bir kez daha gündeme getirdi. Arjantin’de Javier Milei’nin, Hollanda’da ise Geert Wilders’in liderliğindeki aşırı sağ partilerin zaferleri, ekonomik sorunlarla mücadele vaatleriyle öne çıktı. Bu seçim sonuçları, İtalya ve Macaristan gibi diğer ülkelerin benzer ekonomik zorluklarını da anımsattı.

Hollanda: Ekonomik Vaatler ve Wilders’in Programı

Hollanda’da Geert Wilders’in liderliğindeki aşırı sağ partisi, ekonomik çalkantılarla boğuşan alt ve orta gelir gruplarına yönelik çözümler vaat ediyor. Wilders, vergi reformları, asgari ücret artışı, sağlık sigortası giderlerinin azaltılması gibi önlemlerle dar gelirlilerin ekonomik yükünü hafifletmeyi hedefliyor. Ayrıca, emeklilik yaşının kademeli olarak 70’e çıkarılmasına karşı çıkarak, yeniden 65’e indirilmesini vaat ediyor.

Wilders’in göçmen karşıtlığı ve Hollanda’nın AB’den ayrılması yönündeki Nexit talepleri ise dikkat çekici. Ancak uzmanlar, Wilders’in bu radikal politikalarını kısa vadede uygulamasının zor olduğunu düşünüyor. Özellikle ING bankası, popülist vaatlerin 2028’e kadar GSYH’nin yüzde 3’ü civarında yapısal bütçe açığına yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

İtalya: Meloni’nin Liberal Ekonomi Vaatleri

İtalya’da Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağ koalisyon, özellikle vergi indirimleri ve liberal ekonomi vaatleriyle dikkat çekiyor. Meloni, işletmelerin ve hanehalklarının artan fiyatlarla başa çıkmasına yardımcı olmak için vergi reformlarına odaklanacaklarını söylüyor. Vergi yükünün azaltılması, enerji ürünlerinde vergi indirimi, küçük işletmeler için koruma gibi maddeler, seçmenler üzerinde olumlu etki yaratıyor.

Macaristan: Orbanomics’un Popülist Politikaları

Macaristan’da Viktor Orbán’ın liderliğindeki Orbanomics programı, vergi reformları, sosyal yardımların artırılması ve ekonomik politikalarla popülist bir çizgi izliyor. Ancak, yolsuzluk, sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşmesi gibi eleştirilere de maruz kalıyor. Orbán’ın seçim dönemindeki politikaları, asgari ücret ve emeklilik maaşlarına yapılan zamlar, enerji ürünlerindeki zam yasağı gibi unsurlarla dikkat çekiyor.

Arjantin: Milei’nin “Şok Tedavisi”

Arjantin’de Javier Milei’nin liderliğindeki aşırı sağ zaferi, ekonomiye yönelik “şok tedavisi” vaatleriyle öne çıkıyor. Milei, merkez bankasını kapatma, pesoyu terk etme, kamu harcamalarını azaltma gibi radikal adımlarla Arjantin ekonomisine çözüm getirmeyi hedefliyor. Dolarizasyon önerisi, ekonomiyi dolar üzerinden yönetmenin avantajlarını vurguluyor ancak eleştirilere de neden oluyor.

Bu seçim sonuçları, dünya genelinde ekonomik zorlukların aşırı sağ partilerin yükselişini tetiklediğini gösteriyor. Ancak, bu partilerin vaat ettikleri radikal politikaların uygulanabilirliği ve uzun vadeli etkileri, ekonomi uzmanları tarafından dikkatle izlenmeye devam ediyor.