tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Emil’in külleri: Nobel Savaş Ödülü

15.10.2025
A+
A-

2025 Nobel Barış Ödülü, Maria Corina Machado’ya verildi.

Machado’nun İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamlarına açık desteği, İsrail’in soykırımcı iktidar partisi Likud ile kurduğu siyasi temaslar ve Batı eksenli dış politika çizgisi; ödülün artık “barışa” değil, Norveç’in politik çıkarlarına hizmet ettiğine dair iddiaları destekler nitelikte.

Ama asıl mesele bu değil.

Soykırım nedeniyle Lahey’de yargılanan, hakkında tutuklama emri çıkarılan Netanyahu ve şebekesini öven birine barış ödülü vermek, barışa değil, ikiyüzlülüğe verilen bir ödüldür.

Evet. Akla, vicdana sığmayan bir çelişki bu.

Ama mazlumlar söz konusu olduğunda, inanılmaz olan gerçeğin ta kendisidir.

Ne yazık ki bu, Nobel Barış Ödülü tarihindeki ilk rezalet değil.

Bugün Maria Corina Machado’ya verilen ödül aslında Nobel Barış Ödülünün tarihindeki çelişkiler dizisinin devamıdır.

Bu yazıda, yalnızca bu çarpıklığın küçük bir kesitine odaklanacağım.

Almanya’da Dinamit Kralı olarak tanınan Alfred Nobel, 1833’te Stockholm’de doğdu. Şöhretini borçlu olduğu icadının 1867’de “Dinamit ve Nobel’in Emniyet Tozu” adıyla patentini aldı. 10 Aralık 1896’da öldüğünde, servetinden elde edilen gelirin “insanlığa en büyük faydayı sağlayanlara” verilmesini vasiyet etti. Nobel’in bıraktığı miras 31 milyon İsveç Kronu değerindeydi; bugün bu miktar yaklaşık 1,7 milyar Krona, yani yaklaşık 180 milyon Amerikan dolarına denk geliyor.

Dinamiti, çatışmalarda kullanılmak üzere değil, yol ve tünel yapımında patlayıcı olarak tasarladığı iddiası yaygındır. Ancak yaşamı ve düşünceleri göz önüne alındığında bu iddia abartılıdır. Nobel, meslektaşları ve çevresi icadının kötüye kullanımına tepki gösterse de geri adım atmadı; olağanüstü çalışma kapasitesiyle ilerlemeye devam etti, imparatorluğunu geliştirdi ve kısa sürede Almanya, İsveç, Norveç, Finlandiya, Avusturya, İngiltere ve Fransa’da dinamit fabrikaları kurdu.

Alfred Nobel’in dinamiti icat ettiği için pişmanlık duyduğu iddiası, Albert Einstein’ın ileri sürdüğü yaygın bir görüştür. Oysa Nobel, tüm icatlarıyla gurur duyan; yalnızlığı, disiplini ve çalışmayı hayatının merkezine yerleştirmiş, 355 patente sahip bir mühendisti.

Dinamiti geliştirirken küçük kız kardeşi Emil’in ve fabrikalarındaki işçilerin ölümü onu derinden etkilese de, çalışmalarından asla vazgeçmedi.

Nobel, kendisine dava açan ve eleştiren herkesle uğraştı ancak icatları için hiç özür dilemedi.

Dönemin basını tarafından sık sık kazalar nedeniyle suçlandı ve “insan kılığına girmiş şeytan” ve “tüccar” gibi ifadelerle anıldı.

Nobel, dinamiti yol ve tünel yapımında kullanılmak üzere geliştirdiğini savunuyordu; buna rağmen, daha büyük yıkımın savaşları durduracağına, yani bir tür caydırıcılık yaratacağına inanıyordu. Paris’te bir silah üreticisi ile yaptığı tartışmada, savaşın sivillere de aynı oranda ölümcül olması gerektiğini söyleyerek, bakteriyoloji silahının kullanılmasıyla tüm savaşların hemen duracağını söylemişti.

SUÇLULUK MU?

Hiçbir zaman hissetmedi; pişmanlık duymayan bir vicdanda suçluluğa da yer olmaz elbette.

Hayatının aşkı ve Nobel Ödülü’nün kurulmasında önemli etkisi olan Bertha von Suttner’a yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:

“Dünyada yanlış anlaşılamayacak veya kötüye kullanılmayacak hiçbir şey yoktur.”

Nobel, dinamiti Yunanca “güç” anlamına gelen dynamis kelimesinden almış ve kariyerini ve yaşamını tanımlayan ikililiği yansıtan “Emniyet Tozu” gibi oksimoronu eklemiş, adeta kendi kudretini ilan etmişti.

Kendisini şöyle tanımlıyordu:

“Ben insanlardan hoşlanmayan (misantrop) ama tamamen iyi niyetli biriyim; aklımda birkaç eksik olsa da, felsefeyi yiyecekten daha verimli sindiren süper idealistim.”

Peki neydi servetini Nobel ödüllerine adayan şey?

Belki tarih boyunca lanetlenme korkusu; belki küçük kız kardeşinin acısı.

TARTIŞMALI BİR MİRAS

İlk kez 1901 yılında Jean Henry Dunant ve Frédéric Passy’ye verilen Nobel Barış Ödülü her zaman tartışma konusu olmuştur.  Öyle ki Adolf Hitler ve Joseph Stalin’in bile bu ödüle aday gösterildikleri iddiaları vardır. Fizik, kimya, tıp ve ekonomi ödülleri genellikle teknik topluluklarda kalırken; barış ödülü doğrudan siyasetin, gücün ve çıkarın alanına temas eder. Bu nedenle de en çok tartışılan, en çok manipüle edilen ödül olmuştur.

Nobel Ödülü’nden daha prestijli bir ödül yoktur. Ve Nobel ödülleri arasında barış ödülü gerçek ödül olarak kabul edilir.

1984 Nobel Barış Ödülü sahibi Desmond Tutu, ödülü aldıktan sonra “artık söyledikleri neredeyse her zaman hayranlıkla karşılanan bir kâhine dönüştüğünü belirtmiştir.

SAVAŞ ADINA VERİLEN BARIŞ ÖDÜLÜ

Norveç Nobel Komitesi üyeleri, Norveç Parlamentosu (Storting) tarafından seçilir; başkan ise komite tarafından belirlenir. Komiteye göre ödülün iptali kesinlikle mümkün değildir.

Komite, Alfred Nobel’in vasiyetinde belirttiği üç kriterle bağlayıcıdır:

Silahlı kuvvetlerin azaltılması,

Barış kongrelerine katkı,

Uluslar arasında kardeşlik.

Peki durum gerçekten böyle mi?

Bu soruya cevap vermek için ödülün verildiği bazı kişilere bakmamız gerekiyor.

1945 yılında ödül, Birleşmiş Milletler’in kurulmasına katkılarından dolayı Cordell Hull’a verildi. Hull, köleliği savunan Güney Demokratlarının temsilcisiydi

1953 yılında General George C. Marshall, ABD ordusunu kırk kat büyütüp 8 milyon askere çıkararak insanlık tarihinin en büyük ordusunu kurma başarısından sonra “barış ödülünü” aldı.

1973’te Vietnam Savaşı’nın mimarlarından Henry Kissinger, Kamboçya’yı bombalayıp milyonlarca sivilin ölümüne neden olduktan sonra “barış elçisi” ilan edildi. Aynı yıl ödülün diğer sahibi Le Duc Tho, “barışın değil, ikiyüzlülüğün simgesi olurum” diyerek ödülü reddetti.

1991’de ödül verilen Aung San Suu Çii, 2017’de Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı yürüttüğü katliamlar sırasında savaş suçlularını savundu. Lahey kürsüsünde ordu tarafından yerinden yurdundan edilen yüzbinlerce sivili, katledilen çocukları değil, ordu generallerinin avukatlığını yaptı.

NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ GERÇEKTEN BİR BARIŞ ÖDÜLÜ MÜ?

Batı müesses nizamı, Siyonizm’e yönelik en küçük eleştiriyi bile “antisemitizm” olarak damgalayıp her türlü çarpıtmayı yaparken açıkça Müslümanlara karşı işlenen katliamları ve savaş suçlularını ödüllendiriyor.

Ödülün yolu Lahey’de yargılananları desteklemekten geçiyor.

Bugün Nobel Barış Ödülü, barışın değil; siyasi manipülasyonun estetikleştirilmiş biçiminin simgesidir. Norveç’in ulusal çıkarlarını temsil eden, katillerin avukatlığını yapanların, onları destekleyenlerin masasında duran bir ödüldür.

Tarih yalnızca dirileri değil, ölüleri de sınar.

Alfred Nobel, dinamit uğruna yalnızca küçük kız kardeşi Emil’i kaybetmedi. Adına verilen barış ödülleriyle geride bırakmak istediği onurunu da kaybetti.

Komite, prestij gerekçesiyle barış ödülünü geri almıyor ve bu, komitenin en katı kurallardan biri.

Çünkü itibar karşısında barışın değeri Emil’in külleri kadar…

KAYNAKÇA:

Anadolu Ajansı (AA). (2025, 11 Ekim). 2025 Nobel Barış Ödülü’nün Maria Corina Machado’ya verilmesi tepkilere yol açtı. Anadolu Ajansı.

Council on American-Islamic Relations (CAIR). (2025, 12 Ekim). CAIR condemns Nobel Committee for awarding Peace Prize to Maria Corina Machado. Council on American-Islamic Relations. https://www.cair.com

Norwegian Nobel Committee. (2023). Interview with Berit Reiss-Andersen. NobelPrize.org.

Nobel Prize. (2023). Interview with Berit Reiss-Andersen, Chair of the Norwegian Nobel Committee. NobelPrize.org.

Nobel Prize Organization. (n.d.). The Nobel Peace Prize: Official archives and historical notes. NobelPrize.org.

PBS NewsHour. (2015, October 9). The story behind Alfred Nobel — A spirit of discovery. Public Broadcasting Service.

Turrettini, U. (2024). Betraying the Nobel: The secrets and corruption behind the world’s most prestigious prize (s. 185). New York: Pegasus Books.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.