Güvercinlerle unutulan yetim
Fotoğraf: Enes Yasin Bay
O’nu güvercinlere emanet ettiler.
Yetimi.
Güvercin yuvasına emanet edilen bir başka yetim gibi.
O’nu öldürmeye gelenler güvercin ve yumurtasını görünce “O peygamber bu mağarada olamaz.” dediler.
O, yetimle katilleri arasında ince bir örümcek ağı vardı.
Küçük yetim Ankara’nın göbeğinde güvercinlere teslim edildi. O küçük çocuğun kulağına güvercinler “Tasalanma, Allah seninle.” diye fısıldıyordu.
Onu oraya atanlar bu sesi duymaktan acizdi;
O’nu öldürmeye gelenlerin, Hz. Ebubekir’in O’nun ağzından duyduğu “Tasalanma, Allah bizimle.” sesini hiçbir zaman duymamaları gibi.
Yavru yetim kuş kafesinde beslendi.
Kuşlarla konuştu.
Ona hüdhüd gibi söz getirdiler ve hep yüzü güldü.
Onlar, her seferinde haberle gelen hüdhüd kuşu gibi haberlerle geldiler; mutlu ettiler o yetimi.
Belden aşağısı tutmayan yetimi…
Yürüyemeyen ve konuşamayan ama gülen yetim için güvercin kafesi Belkıs–Süleyman Sarayı’na dönmüştü. Ne yazık ki onu yalnız bırakanların bu saraydan da haberi yoktu.
Ya yetim başını okşamaktan aciz olanlar…
Siz O’nu sahipsiz mi sandınız?
Her yerde bir Ebu Leheb amca varsa unutmayın, Ebu Talip de var.
Garibin Allah’ı var Allah’ı.
Ey, yetime Ebu Leheblik yapanlar!
Garibin Allah’ı var.
Güvercinler şimdi o yetimi özlemeye başladılar.
Ankaralı yetimin bacakları yürümüyor ama güvercinler mutlu; o yetim artık kanatlandı ve gönül sarayında uçmaya başladı. Sırların sırrı o gönülde saklı!
(Adnan 11 yaşında engelli bir çocuk. Annesi başka bir adamla gitmiş, babası vefat etmiştir. Adnan’ın belden aşağısı tutmamaktadır.)