tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

İslâm medeniyetinin gözbebeği: Şâm-ı Şerîf

Derin Tarih dergisi 2025 yılını Suriye dosyasıyla selamladı.

İslâm medeniyetinin gözbebeği: Şâm-ı Şerîf
31.12.2024
A+
A-

“İslâm medeniyetinin gözbebeği: Şâm-ı Şerîf” başlığıyla çıkan Derin Tarih dergisinin Ocak 2025 sayısında Suriye dosya konusu haline getirildi.

Derin Tarih Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, derginin tanıtımına dair kaleme aldığı metinde şu ifadelere yer verdi:

“Tarihte Bilâdüşşâm mıntıkası, Anadolu’nun bir kısmıyla beraber Filistin’i, Suriye’yi, Lübnan’ı, Ürdün’ü, hatta Irak ve Mısır’ın bir kısmını içine alan geniş bir coğrafyanın adıydı. Ulus devletler çağında önce coğrafyamız bölünüp parçalandı, ardından hafızalarımızın bütünlüğü ortadan kalktı. Mesela bugün Suriye dediğimizde, nasıl bir derinlikten söz etmekte olduğumuzun farkına bile varmayız. Dahası, “Suriye” veya “Suriyeli” kelimelerinin bize çağrıştırdığı şeyler genellikle iç siyasetin polemiklerine bulanmış olumsuz imajlardan ibarettir. Oysa Suriye, öyle geçiştirilecek veya görmezden gelinebilecek bir belde değildir. Hele de Suriye’nin kalbini teşkil eden Şâm-ı Şerîf, bir Müslümanın gönül ve zihin dünyasında sayısız referanslarla işaretlenmiş bir merkezdir.

Derin Tarih olarak, Suriye’de yaşanan güncel gelişmelere paralel biçimde, Şâm-ı Şerîf dosyamızı çalışmaya karar verirken iki temel hedefimiz vardı: Suriye’ye dair zihnimizdeki prangaları çıkarıp atmak ve bundan sonra bilhassa Şam’a yolu düşecek olanlar için dört başı mamur bir rehber hazırlamak. İslâm tarihindeki yeriyle, yakın mazisindeki dönüm noktaları ve bugünkü konumuyla, kıymetli okurlarımızın beğeneceği bir dosyaya imza atmış olduğumuzu umuyoruz. Bilhassa Şam (ve Halep) sınırları içindeki ziyaretgâhlarla ilgili malumatın, dergimizin bu sayısını sıra dışı ve daha kıymetli kıldığını dikkatli okurlarımız zaten fark edecektir.

Suriye’de 61 yıllık karanlık bir dönem kapandı. Bundan sonra ne yaşanırsa yaşansın, Suriye hiçbir zaman eskinin o korkunç günlerine bir daha dönmeyecektir. Muhayyilemizden hiçbir zaman ayrılmayan bu güzel ülkenin güzel evlatlarına aydınlık yarınlar ve bereketli ömürler temenni ediyoruz.”

Derin Tarih’in Ocak 2025 sayısının takdim yazısında şu ifadeler yer aldı:

“Suriye” veya “Suriyeli” kelimelerinin bize çağrıştırdığı şeyler genellikle iç siyasetin polemiklerine bulanmış olumsuz imajlardan ibarettir. Oysa Suriye, öyle geçiştirilecek veya görmezden gelinebilecek bir belde değildir. Hele de Suriye’nin kalbini teşkil eden Şâm-ı Şerîf, bir Müslümanın gönül ve zihin dünyasında sayısız referanslarla işaretlenmiş bir merkezdir.

Derin Tarih olarak, Suriye’de yaşanan güncel gelişmelere paralel biçimde, Şâm-ı Şerîf dosyamızı çalışmaya karar verirken iki temel hedefimiz vardı: Suriye’ye dair zihnimizdeki prangaları çıkarıp atmak ve bundan sonra bilhassa Şam’a yolu düşecek olanlar için dört başı mamur bir rehber hazırlamak. İslâm tarihindeki yeriyle, yakın mazisindeki dönüm noktaları ve bugünkü konumuyla, kıymetli okurlarımızın beğeneceği bir dosyaya imza atmış olduğumuzu umuyoruz. Bilhassa Şam (ve Halep) sınırları içindeki ziyaretgâhlarla ilgili malumatın, dergimizin bu sayısını sıra dışı ve daha kıymetli kıldığını dikkatli okurlarımız zaten fark edecektir.

“İslâm Medeniyetinin Gözbebeği: Şâm-ı Şerîf” dosyamızda ilk olarak Prof. Dr. Adnan Demircan 636 yılında Hz. Ömer’in hilâfeti döneminde İslâm sancağı altına giren Şam’ın, Emevîler ve Abbâsîler dönemindeki çalkantılı yıllarını kaleme alırken Prof. Dr. Mustafa Alican Şam’ın, Türklerin hakimiyetine girerek nasıl “Doğu’nun cenneti, şehirlerin gelini” haline geldiğini satırlarına taşıdı. Prof. Dr. Şit Tufan Buzpınar Yavuz Sultan Selim’in 1516’daki Mısır Seferi sırasında Osmanlı hakimiyetine girerek kısa sürede Arap coğrafyasının merkezi haline gelen Şam’ın müferreh yıllarını yazarken Muhammed Kalkan Ortaçağ’ın meşhur Müslüman seyyahları İbn Cübeyr ve İbn Battûta’nın satırlarıyla bizi, Halep ve Şam’a doğru keyifli bir yolculuğa çıkardı. Prof. Dr. Sezai Küçük Osmanlı örf ve âdetlerinin bölgede yayılmasında büyük etkisi olan Halep ve Şam Mevlevîhanesi’nin önemine işaret ederken, genel yayın yönetmenimiz Taha Kılınç 61 yıllık kanlı Baas rejiminin devrilmesiyle, gözlerin ve kulakların yeniden çevrildiği Suriye’nin geçirdiği dönüşümleri yakından inceledi. Mehmet Poyraz ise Sovyetlerin sosyalist esaslarıyla örtüşen Baas ideolojisinin Rusya ve Suriye arasındaki dostluk ilişkisine olan etkisini değerlendirdi.

“İslâm Medeniyetinin Gözbebeği: Şâm-ı Şerîf” dosya konusu haricinde ise Prof. Dr. İsmail Kara, Prof. Dr. Kahraman Şakul, Enver Beşinci, Deniz Çıkılı, H. Yıldırım Ağanoğlu, Oktay Türkoğlu, Tahir Günay, Metin Taha Yılmaz ve Canan Aytaş gibi araştırmacı, yazar ve akademisyenlerden oluşan birçok kişi de birbirinden kıymetli yazılar kaleme aldı.

Derin Tarih ek olarak bu ay, Prof. Dr. Arzu Terzi tarafından yayıma hazırlanan Bağdat’tan Halep’e (Bağdat Şehriyle Bağdat’tan Halep’e Kadar Deyr Şehri İstikametiyle Takip Olunan Tarîkin ve Fırat Nehri Sevâhilinin Mufassal Haritalarının Lâyıhası) adlı kitabı bütün okurlarına armağan ediyor.

Gercektarih.com.tr

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.