Roma Kolezyumu’nda Troya anlatısı: Antik dünyanın iki büyük mirası buluşuyor

Antik çağın en güçlü anlatılarından biri olan Troya destanı, 2026 yılında Roma’daki Kolezyum Arkeopark Alanı’nda düzenlenecek kapsamlı bir sergiyle uluslararası izleyiciyle buluşacak. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un duyurduğu sergi, Türkiye ile İtalya arasında son yıllarda derinleşen kültürel diplomasi hamlelerinin yeni bir halkası olarak değerlendiriliyor.

Troya’nın, Antik Roma kültürünün kuruluş mitleriyle doğrudan ilişkilendirilen nadir anlatılardan biri olması, serginin yalnızca arkeolojik değil aynı zamanda tarihsel ve ideolojik bir bağlama da sahip olduğunu ortaya koyuyor. Roma mitolojisinde kentin kurucusu sayılan Aeneas’ın Troya’dan kaçışı ve Roma’ya uzanan yolculuğu, bu sergiyi sembolik açıdan da dikkat çekici kılıyor.

GÖBEKLİTEPE’DEN TROYA’YA UZANAN KÜLTÜREL ROTA

Kolezyum Arkeopark Alanı, son yıllarda Türkiye’nin evrensel miras alanlarını tanıtan sergilere ev sahipliği yapıyor. 2024’te düzenlenen “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi”, ardından 2025’te gerçekleştirilen “Magna Mater” sergileri, Anadolu’nun tarih öncesinden Antik Çağ’a uzanan çok katmanlı kültürünü Roma’nın kalbinde görünür kılmıştı. Troya sergisi ise bu hattı daha da ileri taşıyarak, mitoloji ile arkeolojiyi aynı anlatı zemininde buluşturmayı amaçlıyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Troya’nın dünya mirası kimliğiyle Kolezyum’da sergilenmesinin, Türkiye’nin kültürel mirasının uluslararası alandaki temsili açısından önemli bir eşik olduğunu vurguladı. Ersoy, Roma ve Ankara’da yürütülen ikili görüşmelerin ardından 11 Aralık’ta karşılıklı niyet beyanının imzalandığını belirtti.

SERGİ YALNIZCA ARKEOLOJİYLE SINIRLI KALMAYACAK

Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, sergi Troya Müzesi başta olmak üzere Türkiye ve İtalya’daki müzelerin koleksiyonlarından seçilecek eserlerle hazırlanacak. Bu durum, Troya anlatısının yalnızca Anadolu merkezli değil, Akdeniz havzasının ortak kültürel mirası olarak ele alınacağını gösteriyor.

Serginin dikkat çeken bir diğer yönü ise disiplinlerarası yapısı. Arkeolojik eserlerin yanı sıra, Troya anlatısının sahne sanatlarıyla da destekleneceği açıklandı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Troya Operası, sergi sürecinde Roma’da sahnelenecek. Böylece Troya, hem maddi kültür unsurlarıyla hem de sanatsal anlatılarla yeniden yorumlanmış olacak.

TROYA, ROMA İÇİN NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

Tarihçiler açısından Troya’nın Roma’da sergilenmesi yalnızca kültürel bir etkinlik değil, aynı zamanda tarihsel bir yüzleşme ve hatırlatma niteliği taşıyor. Antik Roma’nın köken anlatıları, Troya Savaşı sonrası Anadolu’dan İtalya’ya uzanan efsaneler üzerine kuruludur. Bu nedenle Troya, Roma kimliğinin mitolojik temel taşlarından biri olarak kabul edilir.

Kolezyum gibi Roma İmparatorluğu’nun simge mekânlarından birinde Troya sergisinin açılması, geçmişin anlatılarının günümüz kültürel diplomasisiyle nasıl yeniden üretildiğini de gözler önüne seriyor. Sergi, Antik Çağ’dan bugüne uzanan ortak tarih hafızasının, çağdaş müzecilik diliyle yeniden okunmasına imkân tanıyacak.

KÜLTÜREL DİPLOMASİ AÇISINDAN YENİ BİR EŞİK

2026 yılında düzenlenmesi planlanan Troya sergisi, Türkiye ile İtalya arasındaki kültürel iş birliğinin yalnızca sergi alışverişiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda ortak tarih anlatıları üzerinden yeni bir diyalog kurmayı hedeflediğini gösteriyor. Kolezyum Arkeopark Alanı’nda açılacak bu sergi, Troya’nın binlerce yıllık hikâyesini, modern dünyanın merkezlerinden birinde yeniden gündeme taşıyacak.

Kaynak: Gercektarih.com.tr