Arıcan: Akif tehlikeyi yazılarıyla anlatmıştır
(Gerçek Tarih) – Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Genel Başkanı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, TRT’de çevrimiçi canlı yayınlanan ve kurum çalışanlarına yönelik eğitim programına katılarak “12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü”nü anlattı.
11.03.2022 tarihinde 11.00-12.00 saatleri arasında gerçekleşen ve TRT Spikeri Tülay Tüzün’ün yönettiği söyleşide Arıcan’ın dikkat çeken ifadelerini Gerçek Tarih okurları için paylaşıyoruz:
İSTİKLAL MARŞI SÖZ BAYRAĞIMIZDIR
“Hepimizin bildiği üzere ülkemizde en çok okunan, dillerde dolaşan metin, tartışmasız İstiklal Marşı’dır. Bu aynı zamanda şu anlama geliyor; İstiklal Marşı, bizim dillerde ve gönüllerde dalgalanan söz bayrağımızdır. Yani, bizim sadece ezberlediğimiz değil aslında bir mefkûreyi, düşünceyi, zihniyeti de ifade eden bir eser. Daha 1. İnönü Savaşı devam ederken, zafer elde edilmemişken, halk 10 yılı aşkın zamandır devam eden savaşlardan yorgun düşmüşken böyle bir marşın yazılmış olması çok kıymetli. Akif’in de bulunduğu 1. Meclisin mutabakatı ile bir milli marş yazdırılması kararı alınıyor. Milletin ruh dünyasını, manevi dünyasını güçlendirecek bir metin olsun isteniyor. Dolayısıyla tüm bu düşünceler sonucunda ortaya çıkan bir marş.”
İSTİKLAL MARŞI MUTABAKATLA YAZILMIŞTIR
“İstiklal Marşı’nın aslında bir mutabakatla yazıldığını ve bu mutabakatın sonucu olduğunu görüyoruz. Bu marş teklifi İsmet Paşa tarafından gelmiştir ki bizde yüzyıllardır askerin moralini yükseltmek amaçlı marş geleneği vardır. Bu mutabakat sonucunda –tabii bu süreçle ilgili birçok detay var fakat onları konuşmak zaman alacaktır- İstiklal Marşı ilk yazıldığında tesirinin asker üzerinde nasıl olacağı sorusu meydan çıkıyor. Bu nedenle İstiklal Marşı askerlere de okunmuş ve askerlerde de büyük bir heyecan sağladığı görülmüştür. Hatta üç şiirin seçildiğini bunlar arasında en güçlü tesirin İstiklal Marşı’nın sağladığı bilinmektedir. Mehmet Akif’in zaten Balkan Harbi’nde Cenk Şarkısı adını verdiği bir şiiri vardı. Yine Çanakkale Harbi devam ederken Ordunun Doğası adını verdiği yine bir şiiri vardı. Bir de İstiklal Marşı. Bu üç şiiri Mehmet Akif, Safahat eserine almamıştır. Çünkü Safahat kendi eseri olarak görüyor idi ama bu üç şiiri kahraman ordumuza ve milletimize ait olarak görüyordu. Dolayısıyla İstiklal Marşı ki 2021 yılıyla yüzüncü yılını doldurdu, bizim anayasamız gibi toplumumuzun tüm kesimlerinin anlamı üzerinde ittifak ettiği bizim bir mutabakat metnimizdir diyebiliriz.”
AKİF YAZILARIYLA ANLATMIŞTIR
“Kısaca hatırlamak gerekirse; 1918 Mondros Mütarekesi, 1920 Sevr Antlaşması ki Anadolu’nun o günkü İtilaf Devletleri tarafından pay edildiği bir zamandan bahsediyoruz. Emperyal güçlerin amacı sadece Osmanlı’yı yok etmek değil aynı zamanda Müslüman Türkleri tamamen Anadolu’dan yok etmekti. Tabii bunu fark eden Mehmet Akif Ersoy daha Ankara’daki Milli Mücadele’ye katılmadan İstanbul’da Sebilürreşad’da bu tehlikeyi ve niyeti anlatan yazılar yazmaktaydı. Akif, kendince de bir mücadeleye girmekteydi. İlk ziyareti, Yunanların istilası sebebiyle, Batı Anadolu’ya Balıkesir’e yapmıştı. Akif de bu dönemi Milli Cihat olarak adlandırmıştı. Ya yok olacaktık ya da var olmaya devam edecektik. Ve esaret asla bir seçenek değildi. Bu millet tarihte esir olmayan yegâne milletlerden bir tanesidir. Dolayısıyla Mehmet Akif bu şuurla Sebilürreşad’da Mondros ve Sevr’in tehlikesini çok iyi fark ediyor ve yazılarıyla bunu anlatmaya çalışıyor. Bununla beraber sahaya da iniyor. Balıkesir’de camilerde, kahvelerde vaazlar vererek bu tehlikeyi anlatmaya çalışıyor.”
gercektarih.com.tr
SÖYLEŞİNİN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN: