Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Roma’ya ne oldu?
Batı Roma İmparatorluğun yıkılışını takip eden dönemde Roma, birçok farklı gücün hâkimiyet mücadelesine sahne oldu.

Batı Roma İmparatorluğu’nun MS 476’da son imparatoru Romulus Augustulus’un tahttan çekilmesiyle yıkılması, dünya tarihinin en önemli dönüm noktalarından biriydi. Ancak “Ebedi Şehir” olarak anılan Roma, imparatorluğun çöküşünden sonra da varlığını sürdürdü. Buna rağmen şehir, yüzyıllar boyunca savaşlar, istilalar ve büyük nüfus kayıplarıyla sarsıldı.
İmparatorluğun yıkılışını takip eden dönemde Roma, birçok farklı gücün hâkimiyet mücadelesine sahne oldu. Kaynaklar, bu dönemde şehrin nüfusunun dramatik biçimde azaldığını ve hatta bir süreliğine tamamen terk edildiğini belirtir. Her ne kadar Roma, MÖ 753’te kurulduğuna inanılan köklü bir geçmişe sahip olsa da MS 5. yüzyılda Batı ve Doğu olmak üzere ikiye ayrılan Roma İmparatorluğu’nun Batı kanadı barbar istilaları karşısında yavaş yavaş çöktü. Başkent, önce Roma, daha sonra Ravenna olarak belirlenmişti. Doğu Roma (Bizans) ise Konstantinopolis’ten yönetiliyordu.
Batı Roma’nın sonunu getiren olay, Alman kökenli komutan Odoacer’in Romulus Augustulus’u tahttan indirmesiydi. Odoacer, Doğu Roma İmparatoru’yla ilişkileri yumuşatmak için imparatorluk sembollerini Konstantinopolis’e gönderdi. Ardından İtalya’nın kontrolünü eline aldı. Ancak kısa süre içinde Ostrogotların güçlü lideri Theodoric sahneye çıktı. 488-493 yılları arasındaki seferlerde Odoacer’i mağlup eden Theodoric, Roma ve İtalya’nın büyük kısmının hakimi oldu ve 526’daki ölümüne dek hüküm sürdü.

Theodoric.
THEODORİC DÖNEMİNDE ROMA
Theodoric, şehirde düzeni sağlamaya özen gösterdi. Anıtları onarttı, Kolezyum’daki gösteriler için maddi destek sağladı ve halka ücretsiz ya da ucuz tahıl dağıttı. Bu politikalar, Roma halkının ona büyük sempati duymasını sağladı. Ancak şehir, iç karışıklıklardan tamamen kurtulamadı. Özellikle 498’deki tartışmalı papalık seçimi, Roma’yı ikiye böldü. 501-507 yılları arasında iki papanın aynı anda görev yapması sokaklarda şiddet olaylarına yol açtı. Roma halkı bu krizleri çözmek için Theodoric’in arabuluculuğuna başvurdu.
Bu dönemde Yahudilere yönelik düşmanlık da ciddi boyutlara ulaştı. Antisemitik ayaklanmalar yalnızca Roma’da değil, İtalya’nın pek çok şehrinde yaşandı. Roma’nın büyük çoğunluğu Hristiyandı ve bu dini gerilimler şehirdeki huzursuzluğu artırıyordu.
BİZANS İSTİLASI VE ŞEHRİN ÇÖKÜŞÜ
Theodoric’in ölümünden sonra Roma’nın talihi değişti. Doğu Roma (Bizans) İmparatoru I. Justinianus, 535’te İtalya’yı işgal etti. Roma, Bizans ile Ostrogotlar arasında yıllar süren savaşlarda defalarca el değiştirdi. MS 547’de şehir, neredeyse tamamen harap olmuştu. Dönemin kaynakları, Roma’nın bir dönem 40 gün boyunca terk edildiğini yazar. Tarihçiler bu bilgiyi abartılı bulsa da nüfusun büyük oranda azaldığı açıktır.
554’te Bizans ordusu şehri kesin olarak ele geçirdi. Ancak barış uzun sürmedi ve Orta Avrupa’dan gelen Lombardlar 568’de İtalya’ya saldırdı. Bizans’ın topraklarının çoğunu ele geçirmelerine rağmen Roma’yı alamadılar.

I. Justinianus ve mahiyeti.
ROMA KÜÇÜLÜYOR
Live Science’a konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yale Üniversitesi’nden Prof. Noel Lenski’ye göre 4. yüzyılda yaklaşık 1 milyon olan Roma nüfusu, 6. yüzyılın başlarında 80 bin civarına düştü. Justinianus’un seferlerinden sonra bu sayı daha da azaldı. Halk sadece savaşlarla değil, kıtlık, doğal afetler ve veba salgınlarıyla da mücadele ediyordu. Bu süreçte birçok kişi dünyanın sonunun geldiğine inanmaya başladı. Papa I. Gregory de (590-604) bu inanca sahip olanlar arasındaydı.
Tüm bu yıkıcı olaylara rağmen Roma, Papa’nın varlığı sayesinde dini ve kültürel bir merkez olmayı sürdürdü. Yüzyıllar boyunca küçülen ve güç kaybeden şehir, günümüzde ise dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olarak yaşamaya devam ediyor.