Cevat Akkanat ile kitaplarını konuştuk

“ASABİYETLER ŞİİR YAZAMAZ”

Haziran – Aralık 2021 arasında birisi anlatı, birisi deneme gerisi şiir, toplam 13 kitap yayımlayarak edebiyat dünyasının kafasını karıştırdınız. Şaşırdı pek çokları. Neydi zorunuz, niçindi bu çıkışınız?

Bir kasıtla hareket etmedim. Hele ki fesat dairesine prim vermem mümkün değil. Yıllardır bekleyen dosyalarım vardı. Bir de son yıllarda yazdıklarım birikmişti. Fırsat doğdu, peyderpey yayıma verdim. Okumaya heves edecekler görür, 80’li yıllarda yazıp da ilk kez göz önüne çıkan metinler bu beş altı ay içinde yayımlanan kitaplarda yer aldılar. Sözgelimi Sen Bir Sevda Ağacısın Şarkılar Büyütür Yüzün kitabının ilk bölümünde 1982’de lisedeyken yazdığım ve diriliğine ve evrenselliğine o günden bugüne inanıp güvendiğim şiirlerim yer alıyor. Hâsılı Memlekette, Şanlı Şarkı, Gülümse Kulübü ve Post Ah kitapları ise 2017-2021 yılları arasında yazdığım şiirlerden oluşan dört kitap. Dediğim gibi, ortam ve süreç oluştu, kitaplar birbiri peşi sıra vitrine çıkma olanağı buldu.

Bildiğimiz kadarıyla Ocak 2022’de kitap yayımlamadınız. Bitti mi bilgisayarınızdaki yayımlanmamış dosyalar? Yeni kitap olacak mı ya da?

Bitmedi tabii ki. Bilenlerce malumdur, çok çalıştığım söylenir. Doğrudur. Sonuçta emeklerimi biriktirmiş oldum. Bununla birlikte kısa sürede pek çok eser yayımlanınca, bir ara verme zorunluluğu hasıl oluyor. Şimdi o aradayız. Böylece, yayımlanan kitaplarla ilgili sorulmaya başlanan sorulara da yanıt verme olanağı bulmuş olduk. Bu aradan sonra yeni bir kasırgaya hazır olun.

1980’lerde yazılmış ve fakat ilk kez okur karşısına çıkmış şiirler diyorsunuz. Şiir tarihi açısından enteresan bir durum. Demek ki 1980’lerden başlayarak, yazılmış olan tarihsel materyal çöpe dönüştü?!.

Yok, öyle demeyelim! Şunu soralım önce: Yazılmış olan o materyal nesnel miydi ki?!. İhtimal nesnel metinler de var aralarında. Fakat genellikle bu işler bizde grup, ekip, cemaat, fraksiyon, takım, çete, yaşıt asabiyetleri çerçevesinde olur biter. Oysa asabiyetler edebiyat yapamaz, şiir yazamaz. Şair dediğin tek başınadır. Neyse, kanonik sisteme göre bir yere dahil değilseniz, yok sayılırsınız. Nitekim sonraki yıllarda yayımlanan kitaplarımız da söz konusu ilişkilere ait olmamaklığımızdan ötürü pek dikkate alınmadı. Ama eserler ortada. Bugün görülmeyen nitelik er geç kendi mührünü vuracak. Şiir tarihi yeniden ve sahih bir hâl ile kayda alınacak.

İlk kez basılan eserleriniz arasında başka hangileri var? Tabii tekrar baskıları da merak ediyoruz.

Nasılsınız?, Issızlık Marşı, Çarlek ve Adalet Divanı adlı eserlerim de ilk baskı. Bunlardan Çarlek salt şiirlerden oluşuyor. Nasılsınız? kitabı için de şiir diyebiliriz. Fakat oradaki metinler Likâ Edebiyat dergisinin şiirsel önsöz metinleridir. Issızlık Marşı 1987’den bekleyen “nihilist denemeler”den oluşuyor. Adalet Divanı ise tek deneme kitabım. Hüzn ü Aşk, Güz Klâsiği, Kara Oyun, Korku Islığı ikinci baskı yapanlar.

Peki, bu yayın süreci içinde yeni metinler yazdınız mı, yazabildiniz mi?

Zor soru. Fakat samimiyetle yanıt vereyim: Yazamadım. Fakat bunun asıl sebebi yayın süreci değil. Evet, kitapların dizgi dizayn gibi kimi teknik işlerini de bizzat kendim yaptım. Fakat beni yeni metinler yazmaktan alıkoyan, içinde yazıp durmakta olduğum devrin negatif ruhuyla ilgi söyleyeceklerimi söylemiş olmamdı. Artık acı çekmek istemiyordum. Çünkü cidden kanatan şeyler vardı. Ve ben onlarla ilgili yazılacakları yazmıştım. 13’ün içinde onlar…

Üstte de söylediniz, yayımladığınız dört şiir kitabınız son yıllara ait. Peki bu yıllara ait yayımlanmamış dosyanız var mı?

Var. Dosyalanmış halde benim kendilerini yayıma vermemi bekliyorlar. Ama önce bahsettiğim Hâsılı Memlekette, Şanlı Şarkı, Gülümse Kulübü, Post Ah ve hatta deneme kitabım Adalet Divanı okunsun. Diğerlerine hazırlıklı olunsun…

– Teşekkür ederiz sorularımızı yanıtladığınız için.

– Ben teşekkür ederim, bu zahmetten ötürü…

(Sorular: Mehmet Işık)