Filistin’in tanınması: BM Genel Kurulu’nda tarihi dönemeç
Birleşmiş Milletler’in (BM) 80’inci Genel Kurulu, sadece rutin bir diplomatik buluşma değil; Ortadoğu’nun geleceğini etkileyecek kritik kararların tartışıldığı tarihi bir dönemeç olacak. Özellikle Filistin devletinin tanınmasına yönelik gelişmeler, küresel dengeler açısından önemli mesajlar içeriyor.

TANIMANIN SEMBOLİZMİ VE SİYASİ AĞIRLIĞI
Fransa, Kanada, Avustralya ve İngiltere’nin de aralarında bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması, hukuki açıdan doğrudan bağlayıcı olmasa da İsrail’e karşı uluslararası baskıyı artırıyor. Bu durum, Gazze’de süren yıkım ve işgallerin artık sadece bölgesel değil, küresel bir mesele haline geldiğini gösteriyor.
ABD VE İSRAİL’İN DİRENCİ
ABD, Filistin’in tanınmasına karşı çıkarken İsrail bu adımı “teröre destek” olarak nitelendiriyor. Ancak Washington’un geleneksel “iki devletli çözüm” söyleminden uzaklaşması, ABD’nin bölgede giderek yalnızlaştığını düşündürüyor. Netanyahu hükümetinin yeni yerleşim politikaları da tanıma girişimlerini boşa çıkarmayı hedefliyor.
AVRUPA’NIN YÖN DEĞİŞTİRMESİ
Son bir yılda Norveç, İspanya, Slovenya ve İrlanda’nın Filistin’i tanıması, Avrupa siyasetinde kayda değer bir kırılma olarak görülüyor. Avrupa ülkeleri, uzun süredir İsrail’le stratejik ilişkiler yürütmesine rağmen kamuoyunun baskısıyla daha dengeli bir tutum geliştirmeye zorlanıyor.
KÜRESEL MESAJ: SABIR TAŞI ÇATLIYOR
Filistin’in tanınması yönünde artan destek, uluslararası toplumun İsrail’in politikalarına tahammülünün azaldığını ortaya koyuyor. BM’nin kısa süre önce İsrail’i “soykırım suçu” ile ilişkilendiren raporu da bu sürecin hukuki zeminini güçlendiriyor.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN GERÇEKLİĞİ
Teorik olarak hâlâ en makul çözüm “iki devletli formül” olarak görülse de sahada İsrail’in yayılmacı politikaları nedeniyle bu ihtimal giderek zayıflıyor. Buna rağmen uluslararası toplumun bu modeli sürekli gündemde tutması, İsrail’in “Filistin devleti asla kurulmayacak” söylemine karşı bir direnç oluşturuyor.
ZİRVENİN KÜRESEL ÇERÇEVESİ
Filistin meselesi zirvenin merkezinde olsa da, iklim değişikliği, savaşlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve yapay zekânın yarattığı riskler gibi konular da ele alınacak. Bu da Filistin sorununun, daha geniş bir küresel krizler tablosunun bir parçası haline geldiğini gösteriyor.
TANIMA KARARLARI İSRAİL’İ ETKİLİYOR
BM Genel Kurulu’ndaki gelişmeler, Filistin’in kısa vadede bağımsız bir devlet olarak hayata geçmesini sağlamayacak. Ancak art arda gelen tanıma kararları, İsrail’in manevra alanını daraltıyor, ABD’nin yalnızlaşmasını hızlandırıyor ve Filistin meselesini uluslararası gündemin üst sıralarında tutuyor. Bu da önümüzdeki yıllarda Ortadoğu diplomasisinin yönünü değiştirebilecek stratejik bir kırılmaya işaret ediyor.