tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Muhammed Işık

Gerçek Tarih Derneği Yönetim Kurulu Başkanı.

Her yangında aynı nakarat: uçak nerede?

04.07.2025
A+
A-

Ne zaman bir orman yangını çıksa, aynı ezberler sosyal medyada boy gösteriyor. “Diyanet’e bu kadar bütçe veriliyor ama yangın söndürme uçağı alınmıyor”, “Cumhurbaşkanının uçağı var ama ormanlarımız yanıyor” gibi sloganvari ifadelerle devlet eleştiriliyor, halk kışkırtılıyor, bilgi ve akıl hiçe sayılıyor. Oysa bu klişelerin ardına gizlenen gerçek başka: Bu söylemler, cehaletle beraber, art niyetli bir politik manipülasyonun da ürünü.

Bu ülkede orman yangınları her yıl yaşanıyor ve ne yazık ki iklim krizinin, bilinçsiz insan faaliyetlerinin, sabotajların bir sonucu bu. Ancak ne zaman bir yangın çıksa, kimse çıkıp da “Yangın neden çıktı?”, “Nasıl bu kadar farklı yerde eş zamanlı başladı?” ya da “Bu bir sabotaj olabilir mi?” sorularını sormuyor. Yangını başlatanlara dair tek bir söz söylenmiyor. Bunun yerine, dikkatler sistematik biçimde yangın söndürme uçaklarına çekiliyor. Çünkü asıl mesele orman değil, devleti hedef almak.

İşin daha da tehlikeli kısmı şu: Ormanı yakanlarla, sosyal medyada aynı ezberi tekrar edip duranlar aynı amaca hizmet ediyor. Yangını fırsata çevirip kamuoyunu galeyana getirmeye, halkı yönetimden soğutmaya, devlete olan güveni aşındırmaya çalışıyorlar. Ülke karışsın, halk ayaklansın, yönetim zayıflasın… Maksat bu. Hani senin derdin doğaydı, ağaçtı, yangındı? Yangını nasıl söndüreceğini öğrenmeye tenezzül etmeyen biri, neden yangın üzerinden bu kadar çok konuşur?

Bakın, açıkça ifade edelim: Türkiye gibi dağlık, sarp ve engebeli coğrafyaya sahip bir ülkede yangın söndürme uçaklarının etkisi oldukça kısıtlıdır. Bu araçlar geniş düzlüklerde etkilidir; fakat bizim ormanlarımızda esas yükü helikopterler ve kara ekipleri çeker. Ve asıl yangın, yerden söndürülür. Bu temel gerçek defalarca anlatıldı, bilim insanları açıkladı, uzmanlar yazdı. Ama bunları görmek istemeyen bir güruh, her yıl aynı ezberle devlete çamur atmaya devam ediyor.

Ancak bir başka önemli nokta daha var ki, çoğu kişi onu da göz ardı ediyor: Yangın başladıktan sonra müdahale, zaten oldukça zor ve risklidir. Hele ki rüzgâr varsa, hava kuraksa, arazi sarp ve erişilmezse, yangının önünü kesmek saatler hatta günler sürebilir. Bu yüzden esas önemli olan, yangın çıkmadan önce alınacak tedbirlerdir. Ormanların içindeki yolların açık tutulması, yangın kulelerinin etkin kullanılması, orman köylülerinin eğitilmesi, çoban ateşlerinin, piknik mangallarının sıkı denetlenmesi… Kısacası “önleme” aşaması, müdahale aşamasından katbekat daha değerlidir.

Ama maalesef toplum olarak reflekslerimiz hep kriz anına odaklı. Yangın çıkınca bağırıyoruz, suçlu arıyoruz, sorumluluk dağıtıyoruz. Yangın çıkmadan önce neredeydik? Ormanların korunması için ne yaptık? Sigara izmaritini yola atanı uyardık mı? Ateş yakan piknikçiye tepki verdik mi? Hayır. Ama yangın başladığında herkes birden uzman kesiliyor, herkesin dili bir anda çözülüyor.

Bütün bu gerçekler ortadayken, hâlâ yangın söndürme uçağı üzerinden siyasi kavga üretmeye çalışanlara tek bir şey söylemek gerekiyor: Bu kötü ezberi artık susturun. Mesele bilmeden konuşmak değil; bilmediğini bile bile konuşmaktır. Bu cehalet değil, kasıttır. Ormanların yanmasından değil, yönetimin zayıflamasından medet uman bir anlayıştır bu. Ve bu anlayış, en az yangın kadar yıkıcıdır.

Evet, bu ülkede ormanlar yanıyor. Ama daha büyük bir yangın var: Zihinler yanıyor. Gerçekler, propaganda ateşine atılıyor. İyi niyet, bilgi ve akıl susturuluyor. Bu nedenle, bu yangını söndürmek için uçaktan, helikopterden önce dürüstlüğe ve sağduyuya ihtiyacımız var.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.