Hukukçu şairler şiir seçkisi
Şairleri arasında Sayıştay onursal başkanı, hâkim, avukat gibi adalet mekanizması kişilerinin olduğu bir kaynak var elimde: Hukukçu Şairler Şiir Seçkisi (TBB Yay., Ank., 2012).
Hukuk, hukukçu, adalet gibi kavramlarla edebiyat veya şiirin bir bağlam içinde bir araya getirilip seçki yahut antoloji oluşturulduğu daha başka eserler de var. Bunlardan H. Basri Erk’in derlediği “Adalet Edebiyatı Antolojisi” (Varol Matbaası, İst., 1950), Emel Boyacıoğlu ile Handan Güraydın’ın hazırladıkları Şair Hukukçular (Ankara Barosu Yay., Ank., 1994), Adil Giray Çelik’in oluşturduğu Cumhuriyet Dönemi Şair Hukukçular Antolojisi (Yenigün Ofset, Denizli, 2001) ve Veysel Gültaş’ın derlediği Kadı Burhanettin’den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi (Toplumsal dönüşüm Yay., İst. 2003) edinip inceleme imkânı bulduğum dikkate değer diğer eserler.
Hak ve adaletin çöküş çağını yaşadığı bir yerelde böylesi kitapları okumak, hele şiir gibi normalde bile etkisi hayli yıpratıcı olan metinlerle içli dışlı olmak ömre zarar mı verir yarar mı, bilemiyorum.
Biz bu eserlerden en yakın tarihli olanını, ilk paragrafta işaret ettiğimiz Hukukçu Şairler Şiir Seçkisi’ni ele alacağız. Böylece, Türkiye’de fiilen sahada olma ihtimali olan hukuk kişilerinin bir yandan şiirsel birikimlerini diğer yandan onların meslekleri dışında kalan toplumsal karşılıklarını metinleri üzerinden değerlendireceğiz.
Eserin önsözünü yazan dönemin TBB Başkanı Avukat Ahsen Coşar seçkiyi hazırlama amacı olarak şunları kaydetmiş: “… hukukçu şairlerimizin kendilerini ifade etmelerine olanak sağlamak, bir ilki, hukukçuların şiirlerinin yer aldığı bir seçki oluşturmak, seçkide yer alan şiirleri okuyacak olan bizlerin; güzel olana ama bu arada içimizde eksikliğini duyduğumuz ve bize gerekli olan şeye –şairin duygularına- etkin biçimde kendimizi katmak istememizdir.” Görüldüğü gibi, bizim seçkiyi ele alma niyetimizle örtüşmüyor olmakla birlikte, oldukça ulvi amaçları var Coşar’ın. Peki, gerçekleşmiş mi bu amaçlar? Okuma notlarımızda göreceğiz.
Seçki, üstte kısaca temas ettiğimiz eserler gibi derleyen/ler tarafından hazırlanmış değil. TBB’nin talebi üzerine şairler tarafından yapılan başvurular sonucu oluşturulan bir çalışma. Bu husus kitabın sonuna eklenen “Şiir Seçkisi Üzerine Son Söz…”de özellikle belirtiliyor: “Doğrusu bu denli katılım beklemiyorduk… Meslektaşlarımızın bu büyük katılımı ‘şiir, savunmanın öz kardeşidir’ savını doğruladı.” Bu “öz kardeş” ilişkisine döneceğiz.
Kitap bir tür yarışma sonucuna göre hazırlandığına göre, “katılımcı” hukukçuların şiirlerini değerlendiren bir de “seçici kurul”olmalı: Mehmet Başaran, Ataol Behramoğlu, Enver Ercan, Turgay Fişekçi ve Celal Ülgen bu kurulun üyeleri.
Kitap bir önsözü müteakip dört bölümden oluşturulmuş: Ünlü Şiirler, Ustalarımız, Şiir Seçkisi ve Seçici Kuruldan. Bunlardan Ünlü Şiirler bölümünde Shakespeare, Baudelaire, Orhan seyfi Orhon, Oktay Rifat, Ahmet Muhip Dranas, Orhan Veli ve Rimbaud birer ikişer şiiriyle yer alıyorlar. Kitabın sonundaki sonsöz metninde bu bölümle ilgili gerekçe sunulmuş: Ülkemiz ve dünya şiir ustalarının doruk eserleriyle müşerref olmak! Fakat buradaki isimlerden en az üçü, Orhan Seyfi, Oktay Rifat, Ahmet Muhip bir sonraki bölümde, “Ustalarımız”da yer alabilirdi. Çünkü bu şairler de Ziya Osman Saba, Necati Cumalı, Kemal Burkay gibi hukuk disiplini almış isimler. Gözden kaçmış veya belirli bir gerekçeye bağlı olarak böyle tercih edilmiş olabilir, nihayetinde bir biçimsel bir kurgu.
Kitabın ana gövdesini “Şiir Seçkisi” bölümü oluşturuyor. Burada yanlış saymadıysam 58 farklı isme ait şiirler var. Aralarında edebiyat ortamlarının bildiği tanıdığı kalemler de olmak üzere, çoğunluğu çeşitli Anadolu şehirlerinin barolarına kayıtlı avukat şairler, şaireler…
“Seçici Kuruldan” başlıklı son bölümde adlarını yukarıda belirttiğimiz beş ismin birer şiirinin yer aldığını belirtip eserin “ana gövdesi” olarak adlandırdığımız “Şiir Seçkisi” bölümündeki şiirlerle ilgili tespitlerimize geçebiliriz.
Bu tespitlerimizden ilki, teknik bir sorun hakkında olacak: Kitabın tashihi hayli sorunlu! Bu arızî durumu pek çok örnekle görünür kılabiliriz fakat yazıyı bu olumsuz unsurlarla boğmak istemiyouz. Bunun yerine uç birkaç örnekle yetineceğiz: “fiimdi” (s. 20, şimdi), “satarmıyım” (s. 21, satar mıyım), “Azıcıkta” (s. 60, Azıcık da), “Kınalı da, Burgaz da” (s. 61, Kınalı’da, Burgaz’da), “birer, birer” (s. 62, birer birer), “sessİzce” (s. 63, sessizce), “Gün Batınca öleceğiz” (s. 88, Gün batınca öleceğiz)…
Tashih ile ilgili bu sorumsuzluk eserin ciddiyetine kuşkusuz gölge düşürüyor. Fakat biz oraya takılıp kalmayacağız, zira üzerine söz söyleyeceğimiz hususlar daha çok şiirlerin içerikleri ile ilgili olacak. Sözgelimi hangi temalara yönelmiş hukukçu şairlerimiz, buna bakalım. Örneğin, bu şiirlerden çıkardığımız tematik başlıkları tespit sırasıra göre listeleyelim: Aşk, ayrılık, ölüm, baba sevgisi, zamaneden şikâyet, sabır, iyilik, siyasetten endişe, güvenlik birimlerinden şekva, yaşlılık, yalnızlık, gurbet, ıssızlık, çocukluk, kır hayatı, erdem, yağmur, deniz, oğul sevgisi, özgürlük, insaf, vicdan, sokak, güzellik, milli kahramanlık, uzaklık, Filistin, mutluluk, İstanbul, zaman, bahar, menfaat, Boğaziçi, müzik, mutsuzluk, vuslat, hicran, anne, üvey anne, kent, Mustafa Kemal, vatan sevgisi, emperyalizm, Irak, mülteciler, sessizlik, hüzün, gün batımı, zulüm, yaşama hazzı, para, batı medeniyeti, emperyalizm, sürgünlük, karartma geceleri, yasak kitaplar, Anadolu, memuriyet, kadın, hayvan sevgisi, Uludere katliamı, Beyrut, okul sevgisi, Mevlevilik, Nazım Hikmet; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’a hayranlık, emek, sömürü, cezaevi, serserilik, özgürlük, hayal, şairlik, şiir, hiçlik, borsa, insanlığın değeri, aydınlar, köşe yazarlığı, şehitlik, sokak çocukları, yaşama savaşı, maden ocakları, maden işçileri, kader, erken evlenme, Sarıkamış şehitleri…
Listeden anlaşılacağı üzere, hayatın ortalamasını almış hukukçu şairler; içe dönük, bireysel, hatta mitik ve mistik temaların yanı sıra, dış âleme yönelen, toplumu merkeze yerleştiren metirler de yazmışlar. Ben özellikle bu ikinci gruptakilerden yaptığım bir alıntılar toplamını şuraya çıkaracağım. Buyrun:
Metin Dikeç “Kırk” adlı şiirinde bir “siyasi şube” sahnesine gönderme yapar: “ah unutabilse/gece/soğuk/tenhâydı/siyasi şubede/küt küt öksüren,/bir vapura küsüp/kenti terk eden babanın oğluydu” (s. 46)
Serhat Tuna “Oğlum” adlı metninde oğluna öğütler verirken bir Türkiye klasiğine değinir: “Bu ülkede akıllar kör/Vicdan tutuklu,/İnsaf, /heder olmuş/Hicran tutuklu…” (s. 53)
Ertuğrul Şakar “İnsan Hakları” başlıklı manzum metinde genellikle kabul edilen bir gerçeği net bir şekilde dile getirir: “Her devir sızıdır insan hakları” (s. 91)
Alpaslan Akman “Aşkçocuk” başlıklı şiirinin birinci parçası olan “1. Kitapçocuk”ta Türkiye’de yaşanan farklı sorunları şiir diliyle ifade eder:
“Ki her sürgün şair bilir
Bu topraklarda yeşeren her sevda
‘-Tahdide tabidir-‘
Oysa olsa olsa
Darağacına çıkmadan içilen
Son bir sigara kadardı zararı
Ve tavan arasında bir sandıkta saklı
Yasaklı kitaplar kadar saftı
Aşk…
Söylesene Markopaşı;
Şimdi hangi toplama kampında
Daha kaç yangınla yargılanır
Suç ortağımız kitaplar” (s. 97)
Duran Zararsız 2008’de yazdığı “Avukat” adlı manzumesinde avukatların yaşayageldiği sorunları açık seçik dile getirir. Bu sorunların günümüzde de sürdüğü bir vakıa:
“Yoksa da
Yeri anayasada,
Herkes yukarıda
O aşağıda;
Kurucu unsuru,
Kamu hizmeti,
Zorunlu müdafii,
Konu mankeni,
Kangren ayağı,
Protez ayağı,
Sacaaaayağı,
Bırakın bu ayağı” (s. 105)
Süleyman Bilgiç “Uludere” adlı metninde “Uludere katliamı”na yönelik duygularını dile getirir. Bu arada çok bilinen bir katliam sürecine vurgu yapar: “Hey, ben bir faili meçhulüm/Ortalığa düştüm parça parça,/Nerde mezarım!” (s. 107)
Özen Kurtuluş ise “Pozantı Cezaevi” adlı metninde birey-devlet ilişkisindeki bir olumsuzluğa dair tespitte bulunur: “Ovalarında çile dağlarında yalnızlık/Bir sıkımlık canımız devletin nazarında/değersiz artıklarız…” (s. 128)
Bunca örnek metin sunumundan sonra şunu söyleyebiliriz: “Şiir savunmanın öz kardeşidir.” savına sıkı sıkıya bağlı şairlerin var olduğunu gördük 2012’de hazırlanan Hukukçu Şairler Şiir Seçkisi’nde. Acaba son üç beş yılın toplamından hazırlanacak bir seçki hazırlansa şu günlerde, bu esere girecek şair hukukçular ve eserleri bağlamında benzeri bir tespiti yapabilir miydik?
Adalet mekanizmasının hepten çürüdüğü bir vasatta, doğruya, hakkaniyete, adil adalete vurgular yapan bir hukukçu şaire denk gelmedim ben son yıllarda.
CEVAT AKKANAT
Ankara, 5 Aralık 2021