Sultan Galiyev: Türk dünyası ve devrimci düşünce
1882 yılında Kazan’ın küçük bir köyünde, Tatar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Sultan Galiyev, medrese eğitimi aldıktan sonra öğretmenlik yapmaya başlamış ve bu süreçte Rusya’daki toplumsal adaletsizlikleri gözlemlemiştir.
İlerleyen yıllarda Kazan’da ve Bakü’de çeşitli yayınlarda çalışarak hem edebi hem de siyasi anlamda kendini geliştirmiştir. 1917 Ekim Devrimi sırasında Bolşeviklere katılmış ve devrimci hareketin bir parçası olmuştur.
Sultan Galiyev, Sovyetler Birliği’nin erken döneminde fikirleri ve eylemleriyle dikkat çeken, özellikle Türk dünyası ve İslam coğrafyasının bağımsızlık mücadelesine yönelik vizyonuyla tanınan bir düşünür, gazeteci, yazar ve devrimcidir.
Sultan Galiyev, Marksist-Leninist bir çerçevede Asya ve Doğu halklarının bağımsızlık mücadelesini savunarak, sosyalizm ile milliyetçiliği, içerisine İslam’ı da özgün bir şekilde birleştiren görüşleri savunmuştur.
Sultan Galiyev’in fikirleri, Batı merkezli sosyalist anlayışın dışına çıkan, Doğu halklarına özgü bir sosyalizm modeli yaratma çabasını muhteva eder.
Galiyev, Sovyetler Birliği’nin Asya ve İslam dünyasındaki halkları kapsayan bir federatif sistem oluşturmasını savundu. Ona göre sosyalizm, sadece Batılı işçi sınıfına değil, aynı zamanda sömürge altındaki Doğu halklarına da özgürlük getirmesi gerekiyordu.
Türk ve Müslüman halkların kimliklerini koruyarak sosyalist bir düzen kurmalarını hedefledi. Bu bağlamda, İslam’ın ahlaki değerleri ile sosyalizmin eşitlikçi yapısını birleştiren fikirleri savundu.
Batı emperyalizmine karşı Asya ve Afrika halklarının birleşmesi gerektiğini istiyordu. Bu düşüncesi, Batı-dışı halkların dayanışmasını vurgulayan erken bir “üçüncü dünya” hareketi fikrine ilham kaynağı olmuştur.
Galiyev’in fikirleri, Bolşevik liderlerle zamanla ters düşmeye başladı. Stalin yönetimi altında, onun milliyetçi ve anti-emperyalist fikirleri tehdit olarak algılandı. 1923 yılında “pantürkizm” ve “panislamizm” ile suçlanarak görevden alındı ve bir süre sonra tutuklandı. Galiyev, 1930’larda Stalin’in temizlik operasyonları sırasında tekrar tutuklandı ve 1940 yılında idam edildi. Mezarı dahi bilinmiyor.
Sultan Galiyev, Sovyetler Birliği döneminde büyük ölçüde unutulmuş olsa da, 20. yüzyılın sonlarında fikirleri yeniden keşfedilmiştir. Günümüzde, özellikle Türk dünyasında ve İslam coğrafyasında onun fikirleri, bağımsızlık, kimlik ve sosyal adalet kavramları üzerinden kimi zaman tartışma konusu olmaktadır.
Türk-İslam dünyasına yönelik sosyalizm ve dayanışma fikri, bölgesel kimlik arayışları açısından önemli bir referans noktasıdır.
Sosyalizmi Batı-merkezli bir ideoloji olmaktan çıkarıp, evrensel bir özgürleşme hareketi haline getirmeye çalışan Sultan Galiyev, sadece bir devrimci değil, aynı zamanda sömürgecilik karşıtı düşüncenin öncüsü ve Türk-İslam dünyasının bağımsızlık mücadelesine ilham veren bir figür olarak tarihteki yerini muhafaza etmektedir. Fikirleri, hem sosyalizm hem de milliyetçilik açısından hâlâ tartışılmaya ve değerlendirilmeye devam etmektedir.
Kaynakça: