tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Mehmet Poyraz

Gazeteci ve Araştırmacı Yazar

Tarihte eşi benzeri görülmemiş ev sahibi-kiracı anlaşmazlığına şahit oluyoruz

15.08.2025
A+
A-

Tarihte eşi benzeri görülmemiş kiracı-ev sahibi anlaşmazlığına şahitlik ediyoruz. Bu nereye varacak? Gerçekten endişeliyiz ve bütün bunlar yüzde 99’u Müslüman olan ülkede yaşanıyor ve acısı da bu taraf işte!

Dünyanın en eski kira sözleşmesinin Türkiye’de ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Ev sahibi-kiracı anlaşmazlığının son birkaç yıldır sürüp gittiği Anadolu topraklarında, bundan 220O yıl önce mermer taşa yazılmış kira sözleşmesi, İzmir Seferihisar’daki Teos Antik Kenti’nde kazı çalışması sırasında bulundu.

Teos Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları sırasında keşfedilen 2200 yıllık yazıt, Anadolu’daki en kapsamlı ‘kira sözleşmesi’ni ortaya koyarken dünyada da ilk olabilir.

Antik kira sözleşmesinde, bir kefil ve şehrin ileri gelenlerinden oluşan altı şahit yer alıyor. Sözleşmeye göre, içerisinde binalar bulunan arazinin uygun kullanılmaması durumunda uygulanacak cezalar da mermer yazıta ilave edilmiş.

ANTİK SÖZLEŞME BİR BUÇUK METRE YÜKSEKLİĞİNDE

Teos Antik Kenti’nde kazı çalışmalarına başkanlık eden Prof. Dr. Mustafa Adak’ın, Seferihisar Belediyesi’nin internet sitesinde yer alan antik kira sözleşmesine dair açıklaması şöyle:

“Yaklaşık 1.5 metre yüksekliğinde bir mermer stele bir anlaşma yazılmış. Anlaşma 58 satırdan oluşuyor. Çok ayrıntılı bir kira anlaşması. Yazıtın içeriğine göre kentin Gymnasium’ndaki 20 ile 30 yaş grubundaki Neoslar, Teos’lu bir vatandaştan bir miras edinmişler. Şahıs, içinde yapılar, köleler, kutsal sunak bulunan arazisini Neoslar’a bağışlamış. Neoslar da çeşitli masraflarını karşılamak ve her yıl düzenli olarak o araziden gelir elde etmek için kiraya vermişler. Yazıtta arazi önceden kime aitti? İçinde neler var? Hepsi anlatılmış. Bir kutsal sunaktan da söz edilmiş. Neoslar sözleşmede ‘kutsal’ olarak nitelendirilen bu araziyi yılda 3 gün kullanmak istediklerini bile belirtmişler. O dönemde de arazilerden devlet tarafından vergi alınıyordu ancak arazi ‘kutsal’ olarak nitelendirildiği için vergiden muaf tutulmuş. Anlaşılan arazi açık artırmayla kiralanmış. Bir tellal tutulmuş ve herkese duyurulmuş. Bazı kişiler talip olmuşlar. Daha sonra kimin kiralayacağına karar verilmiş. Kiralayanın ismi yazıtta belirtiliyor.”

Antik kira sözleşmesi.

BİR KEFİL ALTI ŞAHİT

Sözleşmede çok sayıda şartın yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Adak, şöyle devam ediyor: “Kiracının bu şartları yerine getirmesi için 1 kefil gerekiyor. Kefilin ve kefilin babasının ismi hepsi biliniyor. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi için 6 da şahit istenmiş. Çok ilginçtir. 6 şahidin 3’ü kentin baş yöneticileri.”

SÖZLEŞMENİN YARISI CEZA FORMÜLLERİYLE DOLU

Prof. Dr. Adak, Kira sözleşmesinde ilginç iki hukuki terimin kullanıldığını belirterek şu ifadeleri de kullanmış:

“Bu yazıt Gymnasium’un yapısını, Neoslar’ın mal sahibi olabildiklerini ve bunları kiraya çıkararak gelir elde ettiklerini gösteriyor. Bu anlamda antik dünyada başka hiçbir örnek yok. O açıdan çok ilginç. Yazıtın neredeyse yarısı ceza formülleriyle donatılmış. Kiracı zarar verirse, arazinin yıllık bakımını yapmazsa, binaları bakımsız bırakırsa ceza ödeyeceği anlatılmış. Ayrıca kiraya veren Neoslar her yıl araziyi denetleyeceklerini, arazinin verimliliğinin kesinlikle azalmamasını da yazmışlar.”

**

Günümüze dönelim, pandemi sonrası ortaya çıkan ve 6 Şubat depremleri sonrası zirve yapan, ev sahibi kiracı anlaşmazlığını bilmeyen yoktur. Sebebini de biliyorsunuz, ev sahibinin istediği kira bedelini yüksek bulan kiracı söz konusu rakamı ödemek istemeyince hadise ya mahkemeye taşındı ya da kaba kuvvete.

**

En nihayetinde devlet yüzde 25 sınırı getirse de buna uyanlara çevremde hiç görmedim. Ancak sınırlama gerilimi biraz düşürdü diye düşünüyorum. O dönem basına birçok kiracı ve ev sahibi anlaşmazlığı yansımıştı. Yüzde 25 sınırlaması kalkınca ortalık yine karıştı gibi zannımca.

Kiralarda yüzde 25 sınırlaması kalkınca tekrar en başa dönmüş gibiyiz!

Konuyla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum ki, mevzu nerelere dayanmış görelim.

**

2023 yılında 10 Haber’in derlediği bilgilere, kiracı ve ev sahibi kavgasında en az 11 kişi ölürken en az 46 kişi de yaralanmış. Olaylarla ilgili de yüzlerce kişi gözaltına alınmış.

2023’te Ankara’nın Altındağ ilçesinde kiracısının pompalı tüfekle vurduğu ev sahibi hayatını kaybetti. Aynı yıl İstanbul Esenyurt’ta, ev sahibinin oğlu Nijeryalı kiracıyı katletti. Mersin’de kiracının kurşun yağdırdığı ev sahibi öldü. İstanbul’da 15 yıllık ev sahibinin silahla vurduğu kiracı çocuğunun gözleri önünde can verdi. Adana’nın Ceyhan ilçesinde çıkan ev sahibi kiracı kavgasında 3 kişi yaralanırken, ev sahibi kiracının köpeğini silahla öldürdü.

2024’ün sonlarına doğru, İzmir’de 6 aylık kiracısından kira artışı isteyen ev sahibinin bu talebi kabul edilmeyince ortalık karıştı. Ev sahibi ve yakınları, aynı binada oturdukları kiracısının kapısına dayanıp terlik, ayakkabı ve sopayla saldırdı. Olayda kiracı ile torunu yaralandı.

**

2025’in ilk günlerinde, Çorum’da çıkan ev sahibi ve kiracı anlaşmazlığında kiralanan evin yakıldığı iddia edildi. Ev sahibi istediği kirayı alamayınca akrabaları kiracıyı dövdü. Yaralanan ve sonrasında şikayetçi olan kiracı, oturduğu evin ev sahibi tarafından kundaklandığını iddia etti.

Geçtiğimiz Temmuz ayında, İstanbul Kağıthane’de ev sahibi, zabıtayla beraber “evi çöplüğe çevirdi” iddiasıyla kiracısının kapısına dayandı. Sonrasında ortalık karıştı. Tartışmayı zabıta güçlükle yatıştırdı.

Ağustos ayında Malatya’da çıkan bıçaklı kavgada 4 kişi yaralandı ve çok sayıda gözaltı oldu. Mesele ev sahibi ve kiracı anlaşmazlığıydı. Akşam saatlerinde kiracının evine dayanan ev sahibi, evin boşaltılmasını talep etti. Çıkan tartışma bıçaklı kavgaya dönüştü ve kan aktı.

**

Ev sahibi kiracısına ihtar çekmiş. Gerekçesi de evde tadilat yapacak olmasıymış. Kiracıya göre, ev sahibi kendisini böyle tahliye edecekmiş. Bunu duyduktan beş dakika sonra markete girdim. Telefonla konuşan kadın, emlakçı ve ev sahibiyle kira bedeli yüzünden tartıştıklarını karşı tarafa hararetle anlatırken yaşadıklarının çok üzücü olduğunu yine karşı tarafa özellikle belirtiyordu.

**

Ankara’da, 5 yıldır ev sahibinin bütün artışlarına evet diyen, dediği rakamı hiç sektirmeden ödeyen kiracı, ev sahibinin geçen yıl gündeme getirdiği ve en başta mutabık oldukları, yani ilk kiralama yılında anlaştıkları Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) göre kira artışını kabul ediyor. Yüzde 25 sınırının geçerli olduğu dönemlerde bu kiracı, yüzde 50 oranında artışı tartışmasız kabul ediyor.

2024 yılında ev sahibi ile yaptıkları sözlü anlaşmada, 2025 yılından itibaren TÜFE’ye göre artış yapılması yönünde mutabık oluyorlar ve bir daha da görüşmüyorlar. Kiracı yıllardır olduğu gibi son bir yılda da sektirmeden kirasını günü gününe yatırıyor. Bir gün bile sektirme yok ödemelerde.

Kiranın yenileme günü geldiğinde ise ev sahibi yüzde 70 civarında artış talep ediyor. Kiracı itiraz ediyor ve TÜFE’ye göre rakam söylüyor, hatta biraz da üstünde. Günü geldiğinde kiracı, TÜFE’ye göre zamlı kira bedelini ev sahibine yolluyor. Ancak ev sahibi itiraz ediyor, “Memnum değilim,” diyor. Şimdi gerilim burada başladı gibi ve ne olacak bilinmiyor.

**

Bu arada şunu da not düşmekte fayda var:

2020 yılında asgari ücret 2.324,70 TL iken, Ankara’da 900 TL’ye ev tutan kiracı, asgari ücretin 22 bin 104 lira olduğu 2025 yılında aynı eve 20 bin TL ödemek zorunda bırakılıyor. 5 yılın sonunda asgari ücret yaklaşık 10 katı artmış, kiranın da 10 katı arttığını var sayarsak 9 bin TL’ye denk geliyor. Hadi arz talep diyelim, özellikle deprem öncesi bir sürü boş kiralık daire varken, aniden bu evlerin dolmasıyla, serbest ekonomi ya, 15 bin TL olsun. İyi de kardeşim 20-25 bin TL’de ne demek oluyor.

**

Eskiden de vardı kiracı-ev sahibi anlaşmazlığı, ancak çoğunlukla kiranın ödenmemesi öne çıkıyordu. “Kızım gelecek”, “Oğlum oturacak” yalanı da yok değildi yani…

**

Anlaşmazlık sadece ev kiralamasında olmuyor yani. Dükkan kira anlaşmazlığının yukarıdaki saydıklarımızdan aşağı kalır yanı yok.

Tarihte eşi benzeri görülmemiş kiracı-ev sahibi anlaşmazlığına şahitlik ediyoruz. Bu nereye varacak? Gerçekten endişeliyiz ve bütün bunlar yüzde 99’u Müslüman olan ülkede yaşanıyor ve acısı da bu taraf işte!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.