tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Ukrayna Rusya savaşı bağlamında uluslararası sistem tartışmaları ve insan hakları…

28.05.2022
A+
A-

Ukrayna Rusya savaşı bağlamında yeni uluslararası sistemde eski soğuk savaş rüzgârları eser mi, kaygısı dillendirilmeye başlandı. Bu durum, süreci doğru okuyamamakla ilişkili olarak yorumlanabilir. ‘Tarih tekerrür eder’ diye bir deyim olsa da tarihin tekerrür etme ihtimali yoktur. O zaman değişim gerçekleşemezdi ki bu gerçekliğin kendisine aykırıdır. Benzer noktalar üzerinden bu tekerrürü konuşmak mümkün olmakla birlikte bir günü diğer güne benzememeyi ilke olarak müminlerine söyleyen bir dinin müntesibi olarak tarihin tekrar ederek kendini tekrara düşmesini kabullenmek mümkün değil!


Bu tekrarın mümkün olmayışının iki temel argümanı var: ilki, nicelik olarak tarihin tekrar etmesi düşünülemez, ikincisi, nitelik olarak da tekrarın vuku bulması düşünülemez! Ayrıca daha temel bir konu olarak da niteliksel ve niceliksel olarak birlikte bir tarihsel anın tekrar edilmesi de düşünülemez olana tekabül eder.


Tarihin şartlarının sürekli bir değişime tabi kılındığını zaten her insan teki kendi şahsi hayatında tecrübe etme imkânını bulur. Kendisinden önceki tarihsel anları da bilebildiği kadarı ile bugün ile mukayese etme imkânı vardır. Buradan da tarihin tekerrür edebileceğine dair bir bakış elde edilemez! Çünkü bu durum, reel gerçeklik dediğimiz şeyin kendisi ile çatışır. O zaman Ukrayna Rusya savaşının sonucu olarak oluşacak olan soğuk diplomasi veya siyaset geçmişte var olan soğuk savaş durumuna gönderme yapılarak anlaşılamaz! Örneğin; soğuk savaş döneminin ABD’si ile bugünün ABD’si aynı değil, Avrupa’sı aynı Avrupa değil, Rusya’sı aynı Rusya değil! Peki, nasıl bir soğuk savaş dönemine geçiş olacak ki? Buna psikolojide anımsama deriz, korkularımız, benzer bir durum ile karşılaştığı zaman eski korkular depreşir. Bugün de durum buna benzer…


Bu yeni uluslararası sistemi doğru anlamayı post modern kültür ve felsefenin izdüşümünün politik tutum olarak varlık kazanması üzerine düşünerek sağlanabilir. Modern dönem monist/tekçi dönem; sistem teklik üzerine kurulu, ikili yapının oluşturduğu tekliği biliyoruz. Anlaşmalı gerilimler vesaire…

POST MODERN dönem ise çoklu ve çoğul bir karakter taşır. Bunun siyasete yansıması ise; çoklu güçler dengesi olarak betimlenir. Dolayısıyla mevcut yeni sistemin çoklu bir güç dengesi üzerine kurulu olacağı uzun zamandır tartışılmaktadır. Meseleye bu açıdan bakıldığı zaman; Ukrayna ve Rusya savaşının ki buna savaş demek için bayağı bir zorlanmaya gerek var: başlaması, sürmesi ve bitirilmesi de yeni sistemin kodlarını gösterecektir. Dikkat ederseniz, bu çatışma zemininde karşılıklı hamleler yapılmaktadır. Yani ABD ve Avrupa bir adım attığında karşılığında Rusya da bir adım atmaktadır. Artık alınan kararlara kader deyip gönüllü boyun eğme dönemi geride kaldı. İran ambargosunu da bu düzlem üzerinde okumak anlamlı olacaktır. Hatta son beş yıldır Türkiye ve ABD ile Avrupa arasındaki gerilim noktalarında Türkiye’nin geri adım atmamasını da bu bağlam içinde bir yere konumlandırmak daha doğru olur.
Bu savaşın ortaya çıkaracağı yeni siyasetin kodlarını belirlemek zor olmasa gerek! ABD bu sonuca göre doların egemenliğini kaybedebilir. Yeni para birimleri uluslararası kabule mazhar olabilir. Rusya’nın rublesini bir tehdit olarak gündeme taşıması ve dolar yerine alışverişi artık ruble olarak kabul edeceğini beyan etmesi, sonun başlangıç adımıdır. Uluslararası para biriminin dolaşımını tartışmaya açmak ve ona alternatif bir sistem arayışı, buna yönelik Rusya ve Çin’in ortak çalışmaları da bu sonu çabuklaştıracak bir eyleme işaret eder. Çoklu güçler demek, zaten birbiri üzerine iktidar sultası kuramamak demektir. Bunun nasıl bir uluslararası hukuka ve nasıl bir değerler skalasına sahip olacağı ise uzun zamandır tartışılmaktadır. Modern düşünce etik olarak insanlığın geldiği bu yeni durumu karşılayamamaktadır. Bu noktada insan hakları konusunun gündemleştiği bir zeminde bu hak mevzuunu da ele almakta yarar var.


Bu noktaya girmeden okuyuculara şunu hatırlatmakta yarar var: Suriye meselesi gündeme geldiğinde ve bu çatışmada göçmen konumuna gelen Suriyelilere yönelik geliştirilen tepkiyi düşünelim ve insan haklarının farklı yüzlerini gözler önüne serelim… Şimdi ise Avrupalının Ukraynalı göçmenlere yönelik gösterdiği yakınlığı bu düzlemde yeniden okuyalım…
İnsan hakları kavramı başlangıcından itibaren ikiyüzlü bir anlama sahiptir. Batılı insanlar için bu şart olan bir ilke iken, batı dışı toplumlarda ise bu ilke sadece batılı güçlerin çıkarlarını kollamak ve korumak adına yerli işbirlikçileri elde tutmanın bir aracı olarak işlevselleştirilmiştir.

DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ MAYIS 2022 SAYISINDA

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.