2023 sonrası Türkiye’nin dinamikleri ve ihtimaller
2023, Türkiye’nin yeniden şahlanışının sembolüdür. 2071 özellikle Anadolu’nun ebedi vatanımız olduğu gerçeğini bir kez daha ilanımız olarak ortaya koyduğumuz bir yıl olması ve 2053, sahip olduğumuz tarihi mirasımıza sıkı sıkıya sahip çıkmamızın iradesidir. Bu hedeflere ve vizyonlara sahip çıkmak da ülkemizdeki her vatandaşımızın, her kurumumuzun, her kuruluşumuzun en başta gelen sorumluluğudur.
Ülkemizde 2012 yılında açıklanan “2023 Hedefleri” ilk anda büyük heyecan yarattığı herkesçe bilinen bir gerçektir, zira 2023 Türkiye’nin 100. yılına denk geliyor olması ayrı bir öneme işaret ediyor. Zira Türkiye’nin sanayi devrimini kaçırmasını, bilgi ve teknoloji devriminde geride kalmasını sağlayanların Türkiye’yi yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzenden dışlamak için var güçleriyle çalıştıklarının ülkemiz insanları açısından biliniyor olması da ayrı bir dinamizm kazandırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bir ülkenin ilerleme için hedeflerinin olması önem arz ediyor. Daha düne kadar bırakınız 30 yılı, 50 yıl sonrasını, 3 gün, 5 gün sonrasını göremeyen, buna göre hesap yapamayan bir Türkiye’den dünyada haksızlıklara, adaletsizliklere, riyakarlıklara meydan okuyan, mazlumların ve mağdurların umudu bir Türkiye fotoğrafının yükseldiğini fark etmeleri sonrası altyapısını tamamlamış, yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme hedefiyle 2023’e yürüyen bir Türkiye hakikati ortadadır. Attıkları her adımda karşılarına çıkması ve hatta bunula kalmayıp evlatlarına 2023’ü, 2071’i hedef gösteren, vizyon sahibi bir Türkiye’nin yükselişi elbette küresel güçleri rahatsız edecektir.
Hedeflerin ilk ortaya konulduğu 2012 yılından itibaren ülkemizde gayrı milli odaklar tarafından yaşatılan süreçlerin “17/25 Aralık-15 Temmuz Hain Darbe Girişimi” ve sonrasında asimetrik düzende Uluslararası krizlerin ve gündemlerin gerçek hedefinin Ülkemizi 2023 hedeflerimizden uzaklaştırmak olduğunu ve maalesef kısmen de bunun 2012-2016 rakamlarını incelediğimizde başarıldığını üzülerek müşahede etmekteyiz. Keza 2023 hedefleri açısından çok kıymetli ilk 4 yıl da maalesef sabote edildi. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına denk gelen 2023 hedeflerimize baktığımızda öncelik tam bağımsızlık, bunun için öncelik parametresi ekonomik bağımsızlık olduğundan, ekonomik kalkınma ile Türkiye’nin daha özgür, daha bağımsız, daha güçlü, daha zengin olacağı aşikârdır. Fakat bu tam bağımsızlık için yeterli bir koşul mu? Hangi bağımsızlık vardır ki yabancıların öğütleriyle, yabancıların planları ile yükselsin? Ne denli zengin ve rahat olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden daha yüksek bir muameleye layık olamaz. Tam Bağımsızlık denildiği zaman; gerçekten sosyal, kültürel, eğitim, siyasi, mali, ekonomik, adli, savunma, askeri gibi, her sahada tam bağımsızlık ve tam serbestlik olması gerektiği bilinen bir gerçektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, millet ve memleketin gerçek manada bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir. Bir devlet ki: halkına koyduğu bir vergiyi yabancıdan alamaz, gümrük vergilerini ülke ve ulusal isteklere göre düzenlemesi yasaklanmıştır; bir devlet ki: yabancılar üzerinde yargı yetkisinden yoksundur, böyle bir devlete elbette “Bağımsızdır” denemez. Türk ulusu asırlardan beri özgür ve müstakil yaşamış ve bağımsızlığı yaşamak için ön koşul saymış bir ulusun evlatlarıdır. Bu ulus bağımsızlıktan yoksun yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. Bilirsiniz ki dünyada her kavmin, varlığı kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı medenî eserlerle orantılıdır. Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum olan kavimler hürriyet ve bağımsızlıklarından soyutlanmaya mahkûmdurlar. Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak hayatın şartıdır… Biz Türkler bütün tarihi hayatımızda hürriyet ve istiklale örnek olmuş bir milletiz. İstediğimiz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve koşulsuz ulusal egemenliği korumaktan ibarettir.
2023 yılında 100 yaşındaki güzide cumhuriyetimizin hedeflerinin neler olduğuna birlikte baktığımızda bazı konuların öncelikli olduğunu görürüz; Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek. Yıllık GSYH’yı 2 trilyon dolara çıkarmak. Kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkarmak. 4. 500 milyar dolarlık ihracat yapmak. İhracatta ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 20’lere çıkarmak. Dünyanın yakaladığı yazılım sistemini; uydu, uzay ve savunma sanayinde en üst düzeye taşımak. Ay’a ilk teması gerçekleştirmek ve uzay savaşlarında yerini almak, Türkiye’nin ilk yerli ve milli uydusu Türksat 6A’nın SpaceX işbirliğiyle uzaya gönderilmesi planlanıyor. Türksat 6A [2], SpaceX işbirliğiyle 2023 yılında fırlatılması planlanana, TÜBİTAK UZAY, RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerinde kazanılan uzay alanındaki tecrübelerden de faydalanarak, proje ortakları TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH firmaları ile birlikte milli haberleşme uydu platformu geliştirilmektedir. TURKSAT 6A Projesi 15 Aralık 2014 tarihinde başlamış olup, toplam süresi 60 ay olarak planlanmıştır. Projede yörüngede görev yapacak olan uçuş modelinin yanı sıra yer testlerinde kullanılmak üzere sistem seviyesinde ilave modeller de geliştirilmektedir. TURKSAT 6A projesine, TÜBİTAK ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından fon sağlanmaktadır. TÜRKSAT A.Ş., yörüngede devreye alma işlemlerin başarı ile tamamlanmasından sonra uydunun işleticisi ve sahibi olmak. Karadeniz’den yaklaşık 170 kilometre açıkta keşfedilen 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin 2023’te çıkarılmasını sağlamak. Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk reaktörü devreye almak. İnşaat malzemeleri ve müteahhitlik hizmetleri ihracatında 100 milyar dolarla dünyada ilk üç arasına girmek. Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmak. 46 milyon turist ağırlamak ve 50 milyar dolar gelir elde etmek. AB’ye tam üyelik kabul edilirse 63 milyon turist ve 86 milyar dolar gelir elde etmek fakat 2023 yılında tam üyelik gerçekleşmediği taktirde Türkiye tam üyelikten vazgeçecek. Dünya çapında turizm kentleri oluşturmak. İç turizm pazarından 20 milyon kişinin yararlanmasını sağlamak. Gelir dağılımını daha adil bir hale getirmek. Demokrasi ve hukuk ilkelerini tam işler hale getirmek. Büyüme oranlarını sürdürülebilir olarak ortalama yüzde 7’ler seviyesine yükseltmek. Cari açığı kapatarak cari fazla vermek. İşsizlik oranını %5 çekmek. Yoksulluk sınırının altındaki nüfusu azaltmak. Çok yüksek insani gelişme kategorisine çıkmak. Ortadoğu’da lider ülke olmak. İstanbul’u dünyanın önemli finans şehirlerinden biri yapmak. Orman varlığını, ülke toplam alanının yüzde 30’una çıkarmak. Meteoroloji alanında bölgesel merkez olmak. Tüm özel çevre koruma bölgelerinde 2023’e kadar karasal ve denizsel alanlarda biyolojik çeşitlilik tespit çalışmalarını bitirmek. Tüm nesli tehdit ve tehlike altında olan endemik, gösterge türlerin korunmasını sağlamak. Yenilenebilir enerji kaynaklarını en az yüzde 30 seviyesine çıkarmak. Rüzgâr enerjisinde 10 bin MW (megavat) kurulu kapasiteye ulaşmak. Jeotermal kaynakların tamamını kullanmak. 5 bin MW küçük hidroelektrik santrali kurulu kapasitesini sağlamak. 60 milyon kapasiteli 3 havalimanı yapmak. Türkiye’yi havacılık üssü yapmak. Bölünmüş yolları 32 bin kilometreye çıkarıp, şehirler arası karayolu ağlarını tamamlamak. Türk Otomotiv Kurumu’nu kurmak. Liman ve deniz tesislerini ulusal ulaşım ve trans Avrupa ağlarına entegre etmek. Yeni liman projeleriyle transit ülke olmak. Elleçleme kapasitesini 32 milyon TEU, 500 milyon ton kuru yük, 350 milyon ton sıvı yük ve 15 milyon yolcuya ulaştırmak. Yurtiçi taşımacılıkta denizyolunun payını yüzde 15’e (ton/km), konteynırlaşma oranını yüzde 15’e (TEU) yükseltmek. Gemi inşa sanayisinde 10 milyar dolar inşa geliri ve yeni istihdam alanları oluşturmak. Katma değeri yüksek, ileri teknolojili gemiler inşa etmek. Marmara Denizi’nde kuzey-güney, doğu-batı ulaşımları için modern, fonksiyonel ve inter modal taşımacılığa uygun 2 veya 3 katlı araç yükleme boşaltma imkânları olan Ro-Ro terminalleri inşa etmek. Kısa mesafe deniz taşımacılığına yönelik, Karadeniz ve Akdeniz limanlarına sefer yapan Ro-Ro, Ro-Pax filosu kapasitesini artırarak hatları çeşitlendirmek. Tersanelerin yoğunlaştığı yerlerde organize yan sanayi bölgeleri oluşturmak. Deniz ticaret filosunu modernize edip, dünyanın en büyük 10 limanından en az birini inşa etmek. Denizcilik ekonomisinde Ar-Ge’nin payını, ulusal hedefe paralel yüzde 2 seviyesine çıkarmak. Türkiye’nin kıyılarını dünyanın en temiz kıyıları arasına taşıyacak etkin bir çevre yönetim sistemi kurmak. Birbirine yakın iskeleleri ihtisas limanlarına dönüştürmek.
DEVAMI GERÇEK TARİH TEMMUZ 2022 SAYISINDA