Aileyi ifsat ve toplumu yeniden inşa projesi
Mehmet Memdoğlu / Yazar
Bir ülkeyi yıkmanın, bir toplumu bölmenin ve kültürel değerlerini yozlaştırmanın mihenk noktası aileyi ifsat etmektir. Aile binanın temelidir, temeli sağlam olan bina yıkılmaz.
Dünya üzerinde “gücü” elinde bulunduran küresel odaklar, küresel sermayenin desteğiyle, -kültür emperyalizmi üzerinden- hedef olarak seçtikleri toplumu kültür, gelenek, görenek, milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırmaya çalışarak, “cinsiyetsiz” yeni bir insan modeli ve yeni bir toplum oluşturmayı planlamaktadırlar.
Bu projeden maksat, kişiye herhangi bir cinsiyet rolü dayatması olmaksınız, hayatını sürdürerek, kişiyi insan ilişkilerinde, kültürde, hukukta… Ve çalışma hayatında cinsiyet ifade edici sıfatlardan arındırması hedeflenmektedir. Küresel güçler bu projelerini günümüzde LGBT gibi sapkın gruplar üzerinden topluma şirin gösterme gayreti içerisindeler. Hayata geçirmeyi planladıkları “eşcinsel” yaşam tarzını “kitle iletişim ve medya araçları” üzerinden topluma bir tercih olarak sunma gayretindeler. Bu ve benzeri sapkın eğilimleri olan kişilere, “Sen böyle doğdun, bunun tedavisi yok” -ki bu asla bir tercih değil, tedavi edilmesi gereken psikolojik bir hastalıktır- diyerek de alenen yalan söylemekteler.
Bununla yetinmeyen ve “erkek kadın”- “kadın erkek” -babalığı ve anneliği ortadan kaldırma- projesini hayata geçiren küresel derin güçler, sinsi projelerinin yakın örneğini, Paris 2024 Olimpiyatları’nda hayata geçirmeyi başardılar. İnsanlığa gözdağı niteliğindeki bu projede, erkek olarak dünyaya gelen ve sonradan cinsiyet değiştiren iki boksörü “kadın” olarak ringe çıkarıp, olimpiyat şampiyonu olarak tarihe not düştüler.
Derin güçlerin, aileyi ifsat etme ve toplumu yeniden inşa projesi diyebileceğimiz bu projende hedef kitle, gençlerdir. Ülke olarak kendi gençliğimizin kaygılarını -neden ve ne için- sorularını ve sorunlarını giderecek programları ve projeleri hayata geçirmek zorundayız. Gerek aile içi, gerekse eğitim sistemimizde kendi kültür medeniyetimize ait “talim ve terbiye” sistemini yeniden uygulamaya koymak, ülkemizin geleceği için elzemdir. “Anne ve baba” otoritesinin olmadığı bir aile ortamında -anne ve baba otoritesinden kastımız, baskı ve şiddet değildir- sevgi de gerçek değerini bulamaz.
Acı olan, Türkiye’de bu sinsi projeye hatırı sayılır oranda kimi dernek ve sivil toplum kuruluşu tarafından destek veriliyor olması. Oysaki bu sinsi projenin başarılı olması, insan fıtratına müdahaledir ve fıtrata müdahale ise insan neslinin geleceği için büyük bir tehlikedir.
Allah bizlere üç büyük nimet vermiştir; bunlar iman, akıl ve iradedir. Kendi geleceğimize sahip çıkmak adına, Müslüman bir toplum olarak akıl ve irademizi, imanî yönde kullanıp, itidali hedefleyen bir yaşam tarzını hayata geçirmek zorundayız.
Kaynak: https://www.nethaberler.com/mehmet-memdoglu-aileyi-ifsat-ve-toplumu-yeniden-insa-projesi/