tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Amazon’dan İlber Ortaylı’ya eylül ayında 9 kitap

Amazon’dan İlber Ortaylı’ya eylül ayında 9 kitap
30.09.2022
A+
A-

(Gerçek Tarih) – Kronik Kitap yayınları 2022’nin eylül ayında çıkarmış olduğu 9 kitapla okurları selamladı.

İşte o kitaplar:

TÜRKLERİN TARİHİ

Orta Asya’nın Bozkırlarından Avrupa’nın Kapılarına

 “Koca bir kavmin binlerce kilometreyi üç asır içinde geçtiğini düşünün… Bu, dünyayı değiştirmez de ne yapar? İşte Türkler dünyayı böyle değiştirdi. Bu sebeple, bizim hayalî bir tarih ve kahramanlar üretmeye değil, yalnızca doğruyu öğrenmeye ihtiyacımız var…”

İlber Ortaylı

Türklerin Tarihi, göçebe bir kavimken Ortadoğu’nun güçlü uygarlıklarından birini tesis eden Türklerin günümüzde de çok konuşulan menşei tartışmalarıyla başlıyor. Akabinde Orta Asya’dan Anadolu’ya göç edip bölgeyi Türkleştirmeleri ve orada inşa ettikleri kültürün esasları…

Büyük bir mirasa, güçlü bir yapılanmaya ve tarihî bir zenginliğe sahip bir milletin, Türklerin adının nereden geldiği ve bu coğrafyaya ne zamandan beri “Türkiye” dendiği tartışmalarının tüm detayları…

Kazanılan önemli savaşlar ve geri çekilmelerle, dahası ızdırablı toprak kayıplarıyla bugünkü hâlini alan Anadolu’nun hikâyesi…

Türkiye’nin Malazgirt Savaşı’yla Bosna’nın fethi arasındaki 400 yıl boyunca Avrupa açısından önemli bir ülke ve baş edilmesi gereken bir sorun olmasının gerekçeleri…

Dahası Oğuzlardan Kıpçaklara, Peçeneklerden Selçuklulara ve büyük bir imparatorluk olan Osmanlılara kadar uzanan ve sadece Türklerin değil; Rusların, Memlûkluların, Karakoyunluların, Gaznelilerin, Safevîlerin, Çinlilerin, Hindlerin ve Arapların tarihi…

Yani aynı coğrafyayı yüzyıllar boyunca paylaşan uygarlıklara hep etki etmiş ve Doğu ve Batı kültürlerini birbirine taşımakta önemli bir rol oynamış Türklerin dünya tarihindeki yeri mercek altına alınıyor.

Orta Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın kapılarına, İlber Ortaylı’nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okurun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı…

**

TÜRKLERİN TARİHİ 2

Anadolu’nun Bozkırlarından Avrupa’nın İçlerine

 “Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir. Bugünkü medeni dünyada hiçbir eski dünya kavmi ve ülke yoktur ki Türkler olmadan tarihini yazabilsin. Mutlaka, Türkleri ve Türk tarihini bilmek zorundadır ki kendi tarihini anlayabilsin.”

İlber Ortaylı

Türklerin Tarihi kitabında Marmara’da küçük bir beylik olarak doğan, gelişen ve kuruluşunun üzerinden 150 yıl geçmeden Balkanlar’da ve Ege’de hâkimiyet tesis eden, Akdeniz dünyasının son muhteşem imparatorluğu olan Türk İmparatorluğu’nun üç kıtaya yayılmasına şahitlik edeceksiniz.

Sultanü’l-Berreyn ve Hakanü’l-Bahreyn (İki Karanın ve İki Denizin Hükümdarı) olan Fatih Sultan Mehmed gibi bir Rönesans hükümdarının dünyasına eşlik ederek; Türk tarihinin büyük asrı, dünya tarihinde birçok değişime neden olan 15. yüzyılın bilinmeyenlerini öğreneceksiniz…

Bugün Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da, sayıları yirmiyi aşan çeşitli dil, din, ırk ve siyasal rejime sahip ülkenin ortak tarihini okuyacaksınız.

Hepsi birbirinden değerli Türk sultanların başarılarını görecek; harp teknikleri Rönesans kadar Asyai Türk tekniklerine de dayanan dünyanın en güçlü ordusunu tanıyacak ve kısa sürede Üçüncü ve son Roma İmparatorluğu’nun nasıl kurulduğuna şahitlik edeceksiniz.

Anadolu’nun bozkırlarından Avrupa’nın içlerine, İlber Ortaylı’nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okurun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı…

**

YAPAY ZEKÂ VE ROBOTİK

Teknolojinin Tuhaf Dünyasında Kısa Bir Yolculuk

“Yapay zekâ yaratmadaki başarı, insanlık tarihindeki en büyük olay olacak. Risklerden nasıl kaçınacağımızı öğrenmezsek sonuncusu da olabilir.”

Stephen Hawking

Bugün gerçeklik kazanmış bir bilimkurgu hikâyesinde yaşıyoruz. Bilgisayarlar dünyaya hükmediyor. Yaptığımız her şeyden veriler bir sel gibi akıyor. Robotlar fabrikalarda geleceğin ürünlerini imal ediyor. Bilgisayarların çeşitli biçimlerde evimize girmesiyle dijital asistanlarımızla konuşarak onlardan detaylı ve tutarlı cevaplar alabiliyoruz. Farkında olsak da olmasak da yapay zekâ perdenin arkasından her işi yürütürken her gün pek çok kere onunla etkileşime geçiyoruz.

Peki, henüz tam anlamıyla idrak edemediğimiz bu yeni dünyada bizi neler bekliyor?

Önde gelen uzman Peter J. Bentley, bilgisayarların hızlı dünyasında çığır açan teknolojik gelişmeleri ve bunların türümüz üzerindeki dikkate değer etkilerini anlamaları için okurlarına ihtiyaç duydukları temel bilgileri sunuyor.

Einstein Kitaplığı serisinden Yapay Zekâ ve Robotik, söz konusu ileri teknolojinin doğuşunun arkasındaki motivasyondan iyi robotlar yapmamızı sağlayan akıllı algoritmaların kullanılmasına, bilgisayarların dil ve iletişim de dâhil olmak üzere çeşitli duyusal bilgileri anlamasını sağlayan teknolojilerden duygusal zekâ, öngörülemeyen durumlarda karar verme yetisi ve yapay zekâda hayal gücünün zorluklarına kadar pek çok hususta her meraklı zihin için uzman liderliğinde bir kılavuz…

İster yakın geleceğin bilinmezlerle dolu dünyasında keşfe çıkan bir bilim insanı ister bu alana ilgi duyan bir okur olun; Yapay Zekâ ve Robotik, size şimdiye kadarki en olağanüstü yapay zekâ icatlarından bazılarını gösterecek ve bunların geleceğimiz için ne ifade ettiğini açıklayacak. Yapay zekâ ile robotiğin dünyasına hoş geldiniz!

**

AMAZON NASIL ÇALIŞIYOR?

Başarılı Bir Şirketin Stratejileri

“Jeff Bezos bir keresinde bana, Google veya Apple’ın aksine, ‘Amazon’un büyük bir avantajı yok, bu yüzden birçok küçük avantajdan bir ip örmeliyiz,’ demişti. Amazon, başarının tek bir dâhice hamleden değil, tutarlı ve cesurca uygulanan bir dizi net uygulamadan kaynaklandığını tekrar tekrar gösterdi.”

Tim O’Reilly

“Elinizde Amazon’daki sermaye olması gerekmiyor (işin doğrusu Amazon uzun yıllar sermaye sıkıntısı çekti); elinizde bir Jeff Bezos olmasına da gerek yok (gerçi projenizde çalışmak için vakti varsa kendisiyle çalışmanızı şiddetle öneririz!). Amazon’un somut, tekrarlanabilir ilkelerini ve uygulamalarını herkes öğrenebilir.”

Colin Bryar & Bill Carr

2018’de Amazon, Apple’dan sonra dünyanın ikinci trilyon dolarlık şirketi oldu. 1994’te bir garajda kurulan bu şirket bize dikkate değer bir başarı öyküsü sunuyor. Peki, bunu nasıl başardılar? Dahası başkaları bu olağanüstü başarıdan nasıl ders çıkarabilir ve bunu nasıl yineleyebilir?

Colin Bryar 1998’de, Bill Carr ise 1999’da Amazon’a katıldı. Çalıştıkları dönem, Amazon’un eşsiz bir inovasyon çağını kapsıyordu: Kindle, Amazon Prime, Amazon Echo ve Alexa, Amazon Web Hizmetleri başta olmak üzere yirmi yedi yıllık Amazon deneyimlerinin ışığında şimdi bizimle bu inovasyonların öyküsünü paylaşıyorlar.

Dünyanın bugüne dek gördüğü en sıra dışı şirketlerden biri olan Amazon’un 14 Liderlik İlkesi’nden işe alım süreçlerine, müşteri takıntısından buluş yapma hevesine yönelik yaklaşımına, uzun süredir Amazon yöneticiliği yapmış iki liderin aktardığı ve kendi şirketinize hemen şimdi uygulayabileceğiniz dersler ve tekniklerle içeriden bir pencere… Hem kariyeriniz için pratik bir rehber hem de şirketin nasıl bu kadar başarılı hâle geldiğinin hikâyesi…

Amazon Nasıl Çalışıyor? başarının, tek bir liderin dehasına bel bağlayarak değil; burada ilk kez paylaşılan, sıkı sıkıya icra edilecek, çok iyi tanımlanmış ilke ve uygulamalara adanmışlıkla elde edildiğini gösteriyor.

Siz de bu ilke ve uygulamaları, hacmi ne olursa olsun, kendi şirketinizde nasıl hayata geçireceğinizi öğreneceksiniz.

**

DÜNYAYI DEĞİŞTİREN KARARLAR

“Mahirane bir şekilde irdelenmiş… Kıymetli… İkinci Dünya Savaşı’na bakışımızı değiştiren bir eser.” Andrew Roberts

“Ian Kershaw’ın muazzam bilgi birikimi ve net düşüncelerini sergilediği bir çalışma… Dahice anlatılmış… Ziyadesiyle bilgi içeren bir eser.”

Antony Beevor

“İkinci Dünya Savaşı’nın en mühim siyasî kararlarının fevkalade netlik ve kusursuzlukla irdelenmiş bir anlatımı.”

Max Hastings

İkinci Dünya Savaşı’nda çarpışan altı büyük devletin liderleri, 1940 Mayıs’ı ile 1941 Aralık’ı arasında birbiriyle bağlantılı bir dizi karar aldı. Savaşın neticesini tayin eden bu kararlar, geleceğe ve yaşadığımız dünyaya büyük ölçüde şeklini verdi. Peki bu kararlar nasıl alınmıştı? Bu kararları alırken liderlerin önlerinde ne gibi seçenekler vardı? Ellerinde doğru veya yanlış hangi istihbarat mevcuttu? Liderlerin karakterleri ve lider haricindeki faktörler alınan kararları nasıl etkiledi?

Kershaw, İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktalarının ardındaki plan, karar ve uygulama safhalarının izini sürerken bu büyük mücadelede hiçbir şeyin kesin olmadığını bize tekrar hatırlatıyor. İngiltere 1940 Haziran’ında Hitler ile barış masasına oturmaya karar verseydi yahut Almanya 1941 Haziran’ında Sovyetler Birliği’ne batıdan tek başına taarruz etmek yerine Japon İmparatorluğu’yla çift taraflı müşterek bir istilaya başlasaydı gidişat şüphesiz çok farklı bir hâl alacaktı. Peki ya Almanya aynı anda iki cephede savaşmasa yahut Japonya Pearl Harbor baskınını yapmasaydı? Kershaw, en nihayetinde iki ülke için de felaketle sonuçlanmış olsa da bu kararların siyasî ve askerî hedeflere dayanan menfur bir mantığın sonucu olduğunu ortaya koyuyor. Kershaw bir yandan Almanya, İtalya ve Sovyetler Birliği’nin tek adamın kontrolü altında olmaları ve bu liderlerin duymak istemedikleri şeyleri onlara söyleyemeyecek kadar dalkavuk müşavirlerle çalışmaları nedeniyle söz konusu üç ülkenin savaş sırasında büyük zorluklar yaşadığını gösterirken; diğer yandan demokratik sürecin daha yavaş ve sağduyulu bir şekilde ilerlemesiyle Churchill ile Roosevelt’in daha bilinçli kararlar alabildiğini örneklerle okuyucuya sunuyor.

Akademik titizlik, özenli tartışma ve sağduyulu muhakeme kabiliyetlerini büyük bir ustalıkla sergileyen Ian Kershaw, Dünyayı Değiştiren Kararlar ile İkinci Dünya Savaşı’na olağanüstü çarpıcılıkta bir yeni bakış getiriyor ve bu kritik dönemin heyecan ve belirsizlik hissini yeniden yaşatıyor.

**

İSKENDERİYE, AFRİKA VE İSPANYA SAVAŞLARI

MÖ 49 yılında Roma Cumhuriyeti’nde İç Savaş başladığında iki taraf vardı: Galya’da askerî başarılar elde etmiş ve icraatlarının, Roma’daki resmî makamlar tarafından tanınmasını isteyen, geçmişte popülist bir politika izlemiş Gaius Iulius Caesar ile Roma’daki aristokratların destekçisi ve lideri Gnaeus Pompeius Magnus. Pompeius’la mücadelesi kısa zamanda lehine sonlanmış olsa da Caesar yaklaşık dört yıl süren iç savaşta Romalı akranlarına, eskiden emrinde çalışmış subaylara, akrabalarına, yabancılara ve düşmanlarını destekleyen krallara karşı geniş bir coğrafyada savaştı.

MÖ 49-45 yılları arasında İç Savaş’ın İskenderiye, Afrika ve İspanya cephelerine dair Caesar’ın Türkçeye ilk kez çevrilen notları, büyük komutanın rakiplerine karşı yürüttüğü askerî faaliyetleri ele alıyor. Bu süre zarfında hem Roma tarihi hem Caesar’ın hayatı için yaşanan birçok önemli olay bu notlar arasında kendilerine yer buluyor: İskenderiye kuşatmasından Kleopatra’nın tahta çıkarılmasına, meşhur “Geldim, Gördüm, Yendim” sözünü söylediği Zela Muharebesi’nden Afrika’daki direnişin belkemiğini kıran Thapsus Muharebesi’ne.

İskenderiye, Afrika ve İspanya Savaşları, Roma savaş makinesinin değişik coğrafyalarda nasıl faaliyet gösterdiğini, zorluklara nasıl göğüs gerdiğini, strateji ve taktiklerini, kuşatma ve savunma sistemlerini birinci elden sunmasının yanı sıra satır aralarında ilerleyen yaşına rağmen Caesar’ın enerji dolu faaliyetlerini canlı bir şekilde hissettiren bir eser.

**

ANTİK ÇİN VE DÜŞMANLARI

Doğu Asya Tarihinde Göçebe Gücün Yükselişi

“Nicola di Cosmo’nun kaynaklara hâkimiyetini ortaya koyan bu olağanüstü çalışma, önemli sorular sormakla kalmıyor bunlara ölçülü, ayrıntılı cevaplar sunuyor.”

Peter B. Golden, The International History Review

“… Nicola di Cosmo, paha biçilmez bir eser üretmiş olmanın övgü ve şükranlarını hak ediyor. Antik Çin ve Düşmanları bilimsel bir şaheser. Bundan sonraki yıllarda antik Çin ve ötesindeki dış ilişkiler üzerine çalışanlar için vazgeçilmez bir kaynak.”

Harvard Journal of Asiatic Studies

MÖ 1. binyılda Doğu Asya dünyası kimi zaman barış içerisinde geçinen kimi zamansa çetin savaşlarda çarpışan iki süper güç arasında bölünmüştü: Çin ve bozkırdaki göçebe halklar. Antik Çin ve Düşmanları bozkır halklarının Çin ile amansız mücadelesine yeniden hayat veriyor.

Çin’in ilk dönem tarihî kayıtlarından başlayarak Çinli ve Batılı tarihçiler arasında, Çin yüksek kültürünün imparatorluk öncesi dönem boyunca büyük Asya bölgesinde en yüksek medeniyet seviyesini temsil ettiği bugün genel geçer bir bilgi halini almıştır.

Nicola di Cosmo Antik Çin ve Düşmanları’nda bu basitleştirilmiş imgenin kökenlerini irdeleyerek, gerçekliğini ele alıyor. Hakim Çin medeniyeti anlatısına karşı, aslında hiç de ondan aşağı tarafı olmayan göçebe gücün hakkını tekrardan teslim ediyor. Kitap eski Çinlilerin, egemenlik alanlarının kuzeyinde varlıklarını sürdüren gayet teşkilatlı, gelişmiş, birleşik bir siyasî yapıya sahip, yükselen güçleriyle tehditkâr halk gruplarını nasıl algıladıklarını ve onlarla nasıl ilişki kurduklarını belgeliyor. Di Cosmo kuzeyde Hsiung-nu göçebe imparatorluğu ile güneyde Çin İmparatorluğu’nun teşekkül sürecinde, bu kutuplu iki dünya arasındaki gerilimi inceliyor. Bununla birlikte “Çin Seddi” olarak birleştirilen erken duvarların yapımı; dünya tarihindeki ilk göçebe imparatorluk olan Hsiung-nu İmparatorluğu’nun oluşumu ve Çin ordularının kuzeybatı bölgelerini ele geçirerek Orta Asya’ya, daha sonra İpek Yolu haline gelecek, yeni bir ticaret yolu açmaları dâhil olmak üzere, bölgenin önemli tarihsel olaylarına yeni yorumlar getiriyor. Antik Çin ve Düşmanları: Doğu Asya Tarihinde Göçebe Gücün Yükselişi, hem arkeolojik hem de eldeki yazılı kaynaklardan hareketle, antik Çin tarihine ve gölgede bırakılmış göçebe imparatorluğa dair yeni bir metodolojik yaklaşım getiriyor.

**

MODERN HARP GEMİLERİ

1850’den Günümüze Modern Harp Gemilerinin Gelişimi

19. yüzyılın sonlarına doğru mayın ve sualtına dalabilen, torpido taarruzu icra edebilen araçların icadıyla birlikte denizde harp sahası ikinci bir boyut kazanmıştı. Birinci Dünya Savaşı’nda uçağın muharip bir unsur olarak kullanılmasıyla birlikte deniz harekâtına üçüncü bir boyut eklenmiş, 21. yüzyılla birlikte ise deniz kuvvetleri uzay ve elektromanyetik spektrumla da mücadele etmeye başlamıştı. Kadim mücadele alanı olan deniz, günümüzde gerçek anlamda çok boyutlu bir karaktere büründü ve daha karmaşık hâle geldi. Elinizdeki kitap size bu karmaşıklıkta yol gösterici olacak.

1850’den günümüze kadar bütün harp gemilerini detaylı olarak inceleyen bu kapsamlı eser dört ana bölümden oluşmaktadır. Kitap harp gemilerinin salt materyal kısmına girişmeden önce deniz ortamı, gemicilik ve modern döneme hazırlık mahiyetinde eski çağdan 1850’lere kadarki en önemli kürek ve yelken devri harp gemileri, gemicilik ve deniz harbi üzerine giriş bölümüyle başlamakta; ikinci bölümde, suüstü gemilerine yoğunlaşarak başta muharebe gemisi olmak üzere kruvazör, muhrip, fırkateyn, korvet, torpidobot ve hücumbot gibi ana muharip platformların operasyonel kabiliyetlerini ve gelişimini, tarihi olaylardaki rolünü de es geçmeden bütüncül bir perspektifte sunmaktadır. Takip eden üçüncü bölümde ise sualtında sessiz ve derinden seyreden sinsi platformlar olarak addedilen denizaltıların tekâmülü ilk denemelerden günümüze ele alınmakta ve arkasından dördüncü bölümde de uçak gemilerinin emekleme döneminden bugüne kadarki tarihe yön veren gelişim evresini önemli olayları referans alarak aktarmaktadır. Ayrıca bu günlerde Türkiye’de gemicilik alanındaki gelişmeler TCG Anadolu amfibi hücum gemisi gibi örnekler de verilerek, dördüncü bölümün sonunda denizden kuvvet aktarımının en etkili ve güncel platformları sayılan amfibi hücum gemileri incelenmektedir.

Deniz harpleri ve gemileri alanında uzman Dr. Evren Mercan tarafından hazırlanan “Modern Harp Gemileri” kitabı Türkçe literatürde ilk defa 1850’den günümüze kadar modern harp gemilerinin gelişim sürecini sizlere sunuyor.

**

İSTİKLAL

Vatanımda Bir Tek Düşman Kalmasın

31 Ağustos 1922…

Büyük Taarruz’la son aşaması başlayan Türk’ün istiklal yürüyüşü meyvelerini vermiş, düşmanın muharip gücü Dumlupınar’da çok ağır bir darbe almıştır. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle Yunan Küçük Asya Ordusu’nun üçte biri savaş dışı kalmıştır ama geriye kalan kuvvetler daha geride, örneğin Milne Hattı’nda savunmaya geçme ve İzmir yolunu kapatma potansiyeline sahiptir. Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa’nın “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” emri işte bu tehdidi ortadan kaldırmak, vatanı son düşman askerinden de temizlemek için ortaya konan stratejinin özetidir.

Nitekim 9 Eylül’de İzmir’in geri alınmasıyla savaş bitmeyecek, İstiklal Harbi’nin son kurşunu namludan çıkmak için dokuz gün daha bekleyecektir. Türk üç buçuk yıl süren Milli Mücadele’nin sonunda, bağımsızlığa açılan son kapının eşiğindedir.

1 Eylül-9 Eylül 1922 arasında Batı Cephesi’nde neler yaşanmıştır? Yunan ordusu dövüşmeye devam mı etmiştir, yoksa ardına bakmadan kaçmış mıdır? Zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa’nın yeniden kılıcını kuşanmasına neden olan şey nedir? Yunan ordusunun yaptığı etnik temizlik ve sistematik yıkımdan sonra Türk’ü nasıl bir gelecek beklemektedir? İzmir yangınını kim çıkarmıştır? General Trikupis nerede ve nasıl esir alınmıştır? İstanbul ve Çanakkale’de İngilizlerle yeniden karşı karşıya gelen Türk Ordusu İstanbul’u nasıl tek kurşun atmadan geri almıştır? Milli Mücadele sadece Yunanlılara karşı mı verilmiştir; İngilizler bu savaşın neresindedir? Çanak Krizi nedir? Mudanya Mütarekesi’ne giden diplomatik süreçte neler yaşanmıştır? Bütün bu soruların cevapları Sakarya ve Büyük Taarruz kitaplarının yazarı Selim Erdoğan’ın İngiliz ve Fransız arşivleri başta olmak üzere, kullandığı kaynakları muharebe sahalarındaki çalışmalarıyla doğruladığı İstiklal kitabında.

Cephede Milli Mücadele Serisi’nin yeni kitabı Lloyd George’u köşeye sıkıştıran ve pes etmesine neden olan dinleme skandalını ilk kez gündeme getirmesi ya da Büyük İzmir Yangını’nın failini bizzat isim vererek işaret etmesi açısından da Milli Mücadele literatürüne yeni katkılarda bulunmaktadır.

“İstiklal: Vatanımda Bir Tek Düşman Kalmasın” üç buçuk yıl süren Milli Mücadele’nin son perdesini belgelerle, atlas kısmındaki renkli fotoğraflar ve haritalarla tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor.

gercektarih.com.tr

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.