Azerbaycan Dağ Yahudileri Cemaati Başkanı: Demir yumruk 27 Eylül’den bu yana düşmanı ezdi geçti!
Bugün hepimiz garip duygular içindeyiz. Hem sevinç, hem de hüzün dolu bir burukluk yaşıyoruz. Sevinçliyiz, zira yaklaşık 30 yıldır Ermenilerin işgal altında tutukları toprakları özgürlüğüne kavuşturduk. Hüzünlüyüz, zira bu uğurda gencecik canları şehit verdik ve bu gün onları anmak için dualar ediyoruz, camilerde, kiliselerde, sinagoglarda toplanıyoruz. Vatanı vatan yapan, canları pahasına bizleri bu günleri yaşatan şehitlerimize rahmet diliyor, gazilerimizinse biran önce sağlıklarına kavuşmalarını Tanrı’dan istiyoruz. Azerbaycan bizim Vatanımız ve bu vatan uğrunda savaşan, canını feda eden yiğitlerimiz bizim yavrularımız, oğullarımız. Geçtiğimiz yıl tüm Azerbaycan halkı Muzaffer Ali Baş Komutan’ın etrafında sımsıkı kenetlenerek topraklarını işgalden kurtarmak adına savaşa katıldı ve bizlere bu anları yaşattı. Hepimiz hemen hemen her gün gelen zafer haberleriyle duygu seline kapılıyor, her gün işgalden köyümüzün, kasabamızın, şehrimizin işgalden kurtarılması haberini sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’in ağzından duymak için ekrana kilitleniyorduk. Azerbaycan’ı kendi öz toprağı olarak gören bizler, Dağ Yahudileri de asırlardır bu topraklarda yaşayan diğer halklar gibi gerek savaş sırasında, gerekse de savaştan sonra asıl savaş olarak tarihe geçen ve bugün de devam eden enformasyon savaşında hep devletimizin, Muzaffer Ali Baş Komutanımızın ve kahraman askerimizin yanında olduk, yanındayız ve bundan sonra da hep yanında olmaya devam edeceğiz.
Bu sözleri gercektarih.com.tr Bakü temsilciliğine verdiği demeçte Azerbaycan Dağ Yahudileri Cemaati Başkanı Milikh Yevdayev, 27 Eylül Anma Günü’nün anlam ve öneminden bahsederken söyledi.
Yevdayev başından beri Ermenistan’ın Azerbaycan’ın haklı davasını dünyaya bir dini ve kültürel çatışma olarak sunmak istediğini, fakat Azerbaycan’da asırlardır barış ve huzur içinde yaşayan farklı dinlerin ve milletlerin temsilcilerinin bu algı operasyonunun karşısına geçtiğini belirterek, II Karabağ Savaşı’nda ülkedeki tüm dinlere ve milletlere ait vatandaşlarımızın topraklarımız uğrunda canlarını seve seve feda ettiklerini dile getirdi. Cemaat başkanı 27 Eylül 2020 tarihinden itibaren herkesin bu uğurda mücadele ettiğini, aydınlık yarınlarımızın bu mücadelelerle kurulduğunu söyledi:
”Azerbaycan bizim ebedi sevdamızın adı. Düşman bu sevdamızı elimizden alacağını zannetti, ama yanıldı. Çünkü durumun ciddiyetinin farkında bile değildi. Biz onların daha fazla topraklarımızı işgal altında tutmalarına izin veremezdik. Kırk dört gün içinde öyle bir hale geldiler ki, teslim olmaktan başka çareleri kalmadı. Demir yumruk onları ezdi, yok etti. Dini, dili, ırkı fark etmeksizin Azerbaycan Cumhurbaşkanı hepimizin Ali Baş Komutanı olduğunu davranışlarıyla hep göstermişti, ama onun güzelim Şuşa işgalden kurtarıldıktan sonra gerçekleştirilen Harıbülbül Müzik Festivali’ni Azerbaycan çok kültürlülüğüne adaması temelleri ulusal liderimiz Haydar Aliyev tarafından atılmış olan dini ve ulusal çeşitliliğimizin korunması politikasının sayın İlham Aliyev tarafından korunduğuna bir işaretti. Biz bu işaretin hep korunmasından yana dualar ediyoruz ve çok kültürlülüğü bir model olarak dünyaya sunan ülkemizi korusun diye bu gün de Tanrı’ya dualar ettik.”
gercektarih.com.tr/BAKÜ