Dünya Bizim’den Gerçek Tarih’e

İnternet ortamında sadece Dünya Bizim’de yazmaya çalışıyordum. Okuduğumuz kitapları elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce ilgili okura anlatmaya gayret ettik merhum Akif Emre’nin mirası Dünya Bizim’de.

Gerçek Tarih’in (gercektarih.com.tr) ilk temelini 2021’nin Mayıs ayı sonlarında attık. Haziran ayının başlarında gerekli yasal ve teknik çalışmalara başladık. Aslında doğruyu söylemek gerekirse yeni bir şey deniyorduk bu alanda.

Daha önce hiç olmayan ve yapılmayan (iddialı olabilir sözlerimiz var ise affınıza sığınırız) yeni bir medya türünde, tarihi ve kültür sanatı bir araya getirelim istedik.

Tarih kavramı bir bakıma göreceli gibi sanki. Gerçi bunun tespitini en iyi alanındaki uzman isimler söyleyebilir. Yani bize göre, daha doğrusu genelde de öyledir, “Tarih” kültürün ve sanatın içinde yer almaktadır. Bu bakımdan gercektarih.com.tr’yi böyle kurgulamaya çalıştık.

Haziran ayından neredeyse Ağustos sonuna kadar test yayını gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Bu süre içerisinde de ilginin nasıl olduğunu analiz etmeye çalıştık. Bir de test aşamasında yazar isimlere yer vermedik. Metinler gelmişti ama bir işi yarım bırakmamak adına kıymetli yazarların çalışmalarını tehirli girdik.

Nihayetinde gercektarih.com.tr ilgi görmeye ve merak edilmeye başlanınca Eylül başından itibaren düzenli yayınlarımıza başlamış olduk.

Şimdi burada asıl konumuza girmek istiyorum.

Yukarıda da belirttiğim gibi internet ortamında sadece Dünya Bizim’de yazıyordum ve gercektarih.com.tr’nin kurulmasıyla beraber buradaki yazılarıma bir şekilde sonlandırmak zorundaydım. Bu durumu oradaki ilgililere nasıl söyleyeceğimi bir türlü bulamadım. Ne bileyim tuhaf duygular içerisindeydim.

Böyle duygular içerisinde bir süre Yalova’nın kuytu bir yerinde inzivaya çekilerek tatilimizi yapmaya koyulduk. Buradayken ilgilileri arayıp söylemek istedim. Bir türlü telefona elim varmadı.

Neyse tatil bitti.

Ankara’ya döndük.

İyi veya kötü epey metinlerimi yayınlamıştı Dünya Bizim ve vedalaşmak gerekiyordu. Nihayetinde telefonu açtım ve planlarımı anlattım site ilgilisine.

Çok şükür derdimi söylemiştim:

“…internet ortamında sadece gercektarih.com.tr’de yazacağım, bana müsaade…”

Aslında burada yani vedalaşmada bir hata yaptık sanırım. Ya da ben öyle düşünüyorum. En azından bir veda yazısı kaleme almış olsaydım daha iyi olacaktı sanırım.

İşte bu yazı, Dünya Bizim okurlarına bir nevi veda yazısı da diyebiliriz. Takip eden okurlarımız bilir, kitap okumalarına devam edeceğiz hatta gercektarih.com.tr içerisindeki KİTAP/DERGİ kategorisinde daha da detaylandıracağız. İnternet ortamında sadece gercektarih.com.tr’deyiz bundan böyle inşallah.

Bu arada basılı yayınlardan ve Türkiye’nin önemli dergilerinden Derin Tarih dergisinde de yazmaya gayret ediyoruz.

Biliyorum.

Bu yazı biraz geç oldu. Fakat gerekçelerim var dostlar. Gercektarih.com.tr ortaya çıkarken, diğer yandan da iki eserimiz daha kitaplaştı ve yine iki eserimizde yayınevi değişikliği oldu. Dolayısıyla bunlarda epey zamanımızı almış oldu.

“GERÇEK TARİH, gercektarih.com.tr nasıl oluştu ve kimlerle istişare yapıldı, kimler destek oldu?”

Bu sorunun yanıtını da gelecek yazımızda söyleyelim inşallah.

Bu vesileyle de, Derin Tarih okurlarını da selamlamak istiyorum.

MEHMET POYRAZ – gercektarih.com.tr