tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Kronik Kitap’tan haziran ayında 6 eser okurla buluştu

Kronik Kitap’tan haziran ayında 6 eser okurla buluştu
29.06.2022
A+
A-

(Gerçek Tarih) – Kronik Kitap yayıncılık haziran ayında da birbirinden değerli eserleri okuruyla buluşturmaya devam etti. Sektörün her alanında kendini göstermeyi sürdüren Kronik Kitap’ın bu ay çıkardığı kitaplar şöyle:

TİMUR’UN HÜKÜMDAR OĞLU, ULUĞ BEY’İN BABASI:

MİRZA ŞAHRUH

Mirza Şahruh; Timurlular devrinin üçüncü hükümdarıdır. Timur’un oğlu olarak sağlığında merkez Herat olmak üzere Horasan bölgesini idare etmiştir. Ankara Savaşı’na sol cenah komutanı olarak katılmıştır. Timur seferdeyken Semerkand’ın yönetimi ona bırakılmıştır. Babasının ölümünden sonra sahneye çıkan öteki mirzaların dirayetsizliği ile saygın beglerin bile Timur’un vasiyetine uymayarak kendisini desteklemeleri sayesinde hakimiyet mücadelesi başarıyla sonuçlanmış, uzun yıllar saltanat makamında kalmıştır.

Girdiği bütün savaşlardan galip çıkan ve iç mücadeleleri sonlandıran Şahruh, Timurlular devletinin 40 yıl daha devam etmesini sağlamıştır. Uzun süren hükümdarlığında ülkenin pek çok merkezinde kültür, sanat ve bilim alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Tarihçiler tarafından dindar ve barış yanlısı bir hükümdar olarak gösterilen Şahruh; Buhara ve Semerkand’daki önemli din adamlarıyla olan ilişkisini daima kuvvetli tutarak hükümdarlığını sağlamlaştırmıştır. Sefere çıkarken ya da avlanma maksadıyla Herat’tan ayrıldığında mukaddes yerleri daima ziyaret etmiş ve oralarda yaşayan insanlar tarafından büyük hürmet görmüştür.

İslam dünyasında tek bilgin-hükümdar olarak şöhret kazanan Şahruh’un oğlu Uluğ Bey de bu döneme renk katan simalardan birisidir. Bu dönemde minyatür ve hat sanatında Tebrizli Cafer, Gıyaseddin Nakkaş, Halil Musavvir; mimaride Kıvamüddin, musikide Abdülkadir-i Meragî, Endicanlı Yusuf, tarih yazımında Hâfız-ı Ebrû, Şerefeddin Ali Yezdî ve tezkirelerde sayısı yüzleri aşan şairleri ile Herat; ayrıca Uluğ Bey’in başkanlığında Kadızade-i Rumî, Gıyaseddin Cemşid ve Ali Kuşçu’nun astronomi ve matematik alanında yürüttüğü çalışmalarla Semerkand; Doğu dünyasını her anlamda zenginleştirmiştir. Bu zenginlik bilim dünyasında “Timurlu Rönesansı” olarak yorumlanmıştır.

Duayen tarihçi Prof. Dr. İsmail Aka’nın Farsça ve Arapça kaynakları karşılaştırarak son derece akıcı bir üslupla kaleme aldığı Mirza Şahruh; Türk tarihinin her yönden çok zengin bir dönemi olan 15. yüzyıla dair rehber kitap niteliği taşıyor.

***

HÂREZMŞÂHLAR

Ravzatu’s-Safâ (Hârezmşâhiyân)

Hârezmşâhlar, 1128-1156 yılları arasında hüküm süren Hârezmşâh Atsız’ın birkaç isyanı dışında Sultan Sencer’in ölümüne kadar Büyük Selçuklulara tabi olarak varlığını sürdürdüler. Sencer’in ölümü üzerine bağımsız hareket etmeye başlayan İl Arslan ve Tekiş dönemlerinde gerçekleşen fetih hareketleriyle sınırlarını genişleten Hârezmşâhlar, Selçukluların yıkılmasından sonra ortaya çıkan boşluğu doldurmaya başladılar.

Sultan Alaeddin Muhammed döneminde (1200-1220) ise altın çağlarını yaşadılar. Bu dönemde devletin sınırları; merkez Hârezm olmak üzere Aral Gölü’nün kuzeyinden Umman Denizi’ne, Sirderya’dan Irak-ı Arap ve Azerbaycan’a kadar uzanmıştı. Ancak aynı yıllarda ortaya çıkan Moğol kasırgasının Hârezmşâhları vurmasıyla devlet hızlı bir çöküşe geçti. Moğollara karşı uzun yıllar mücadele eden son Hârezmşâh, Celaleddin Mengüberti’nin ölümüyle de 1231’de Hârezmşâhlar tarihe karıştı.

Elinizdeki kitap, Timurlular dönemi müelliflerinden Muhammed bin Hâvendşâh bin Mahmud Mîrhând tarafından kaleme alınan Ravzatu’s-Safâ’nın Hârezmşâhlar bahsinin tercümesidir. Mîrhând, Ravzatu’s-Safâ’yı İslam dünyasında kendi zamanına kadar yazılmış olan tarih kitaplarının birçoğunu inceleyerek ve bunlardan istifade ederek kaleme almıştır. Sayısı elliyi bulan bu eserlerin bir kısmı günümüze ulaşmamıştır ki bu durum Ravzatu’s-Safâ’yı sıradan bir eser olmaktan çıkarmakta ve Türk tarihinin en önemli kaynaklarından biri hâline getirmektedir.

Ortaçağ Türk tarihinin Farsça kaleme alınmış birçok ana kaynağını dilimize kazandıran Erkan Göksu’nun nefis Türkçesi ve notlarıyla hazırlanan Hârezmşâhlar, hem tarihçiler hem de konuyla ilgilenenler için oldukça önemli olan bir çalışma. Eser, Hârezmşâhların ortaya çıkışını, Selçuklular ve diğer devletlerle olan ilişkilerini, neredeyse kuruluşlarından itibaren kesintisiz süren siyasi hareketliliği, savaşları, askerî manevraları ve stratejileri, evlilikleri, eğlenceleri, hükümdarların niteliklerini ve bölgenin kendine has özelliklerini, nihayet devletin sonunu tüm detaylarıyla ve eşsiz bir üslupla ortaya koyuyor.

***

FRAGMANLAR

Sokrates öncesi filozoflardan Herakleitos Antik Çağ’dan günümüze dek şöhretini korumuş, felsefi anlayışı ve düşüncesi Platon, Aristoteles, Stoacılar, Sextus Empiricus, Porphyrios, Hegel, Kierkegaard, Nietzsche, Bergson ve Heidegger gibi birçok düşünür üzerinde büyük etkiler bırakmıştır. Hıristiyanlığın ilk savunucuları dahi onun düşüncelerine bigâne kalamamış, Sokrates ile birlikte onu, İsa gelmeden önceki Hıristiyanlar olarak kabul etmişlerdir.

Herakleitos’un yaşamına dair bilgiler ne yazık ki günümüze bazı zayıf, kanıtlanması imkânsız rivayetlerle ulaşmıştır. Felsefi düşünüşüne dair derli toplu bir eserinin bugüne kalmaması hiç şüphesiz büyük bir eksiklik olsa da bu büyük ismin düşüncesine ve yaşantısına dair bazı parçalar etrafındakilerin aktarımıyla günümüze kalmıştır.

Düşüncelerinin muğlak ifadelerle dolu, bölük pörçük ve kimi zaman da anlaşılmaz bir üslupla aktarılmış olması, Herakleitos’un Antik Çağ’dan beri anlaşılması zor bir düşünür olarak nitelendirilmesine yol açmış, hatta kendisine bu üslubu nedeniyle “Karanlık” lakabı verilmiştir. Kimilerince, sıradan insanların düşüncelerine kolayca ulaşmasını istemediği için kasıtlı olarak böyle bir üslup kullanmıştır. Tüm bu eksik parçalara, elde olanların karanlığına rağmen elinizdeki eser Herakleitos’un usta bir düşünür olduğunu gösteriyor.

Herakleitos’a ait olduğu düşünülen Fragmanlar ile onun hayatı ve öğretisi üzerine kaynakların derlenip toparlandığı Tanıklıklar, Okan Demir’in çevirisi ve eklediği açıklayıcı notları, Eski Yunanca ve Latince asıllarıyla düşünce tarihinin en büyük isimlerinden Herakleitos’un dünyasına bir yolculuk imkânı sunuyor.

***

GAYRİNİZAMİ HARP TARİHİ

Direniş, Ayaklanma, Çatışma

Gerilla harbi, küçük savaş, ayaklanma, düşük yoğunluklu çatışma ve özel harp gibi farklı adlandırmalarla anılagelen gayrinizami harp, ta¬rihsel süreçte antik çağlara kadar uzanır. Temelinde uzun soluk¬lu yıpratma taktiğini esas alan bu yaklaşım; sızma, sıyrılma, baskın ve sabotaj gibi düzenli harp dışı harekât türleri yoluyla düşmanı hedef alırken halk desteğine de büyük önem verir. Devasa orduların ve devletlerarası savaşların ana temayı oluşturduğu son iki yüzyılın siyasi tarih anlatısı içerisinde dahi kendine önemli bir yer bulabilen gayrinizami harp, düzenli ordular tarafından da politik hedefler doğrultusunda kullanılmaktadır.

Antik Çağ’da göçebe halkların mücadelelerini, Roma İmparatorluğu’nun idaresi altındaki bölgelerde karşılaştığı ayaklanmaları, İslam’ın yayılma sürecinde uygulanan stratejileri, karşılaşılan yerel mukavemetleri ve Haçlı Seferlerine karşı Anadolu’da görülen Selçuklu direnişini bu savaş anlayışı dahilinde incelemek mümkündür. Modern dönemde ise gayrinizami harp Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında hem partizan hareketler gibi direniş grupları hem de düzenli ordularca kurulan özel birlikler vasıtasıyla kullanılmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ise Latin Amerika, Afrika, Vietnam, Afganistan ve Irak gibi farklı coğrafyalardaki tecrübeler üzerinden literatürde belirgin bir olgu haline gelmiştir.

Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanlığı öğretim üyeleri Emrah Özdemir ve Ahmet Özcan gayrinizami harp kavramının teorik zeminine ve köklerine inerek bu savaş tarzının gelişiminin izlerini sürüyor. Gerek kavramın tarihsel süreç içerisinde gelişimini gerekse pratikte ne gibi değişim ve dönüşümlerin yaşandığını göstererek tarihöncesi dönemden 21. yüzyılda Irak ve Afganistan işgalleri sırasındaki direnişlerin ve bunlara karşı koyma mekanizmalarının anatomisini çıkarıyorlar. Elinizdeki kitap gayrinizami harbin teorik ve pratik tarihini sunması bakımından Türkçe literatürde ilk olma özelliğini de taşıyor.

Gayrinizami Harp Tarihi: Direniş, Ayaklanma, Çatışma düzenli muharebeden farklı taktik ve teknikleri barındıran bu yoğun politik mücadelenin kavramsal ve teorik gelişimini ele alan, dünya tarihinde yaşanmış farklı tecrübeleri aktararak zenginleştiren bir başvuru kaynağı.

***

LEONARDO DA VINCI

Bir Ustanın Portresi

Rönesans’ın büyük ismi Leonardo da Vinci bugün daha çok Mona Lisa, Son Akşam Yemeği veya Kayalıklar Madonnası gibi resimleriyle ön planda olsa da aslında bir ressamdan daha fazlasıdır. Kuşların uçuşlarını gözlemleyip aerodinamik yapılarını inceleyerek uçan bir makine üreten bir mucit; savaşlarda düşmana karşı üstünlük sağlayacak çok çeşitli yıkım silahları ve ulaşım araçları tasarlayan bir mühendis; binalar, yollar, köprüler ve kale savunma sistemleri tasarlayan bir mimar; gizlice morga girerek kadavralar üzerinde anatomi çalışan bir meraklı…

Her konu ilgi alanına giriyordu. Cebir, geometri, perspektif, hidrolik, botanik, inşaat bilimi, optik, askerlik sanatı, mekanik bilimi, tıp… Doymak bilmez bilgi açlığı onu sürekli okumaya ve yazmaya sevk ediyordu. Tek hocası ve yol göstericisi merakıydı. Daha gençliğinde dehası keşfedildi, takdir edildi. Ömrünün son demlerine kadar sanatının ve ustalığının kıymetini bilen isimlerin lütfunu gördü. Hatta 1516 Fransa Kralı I. François bizzat gelerek kendisini Fransa’ya davet etti, onu hizmetine aldı. Bu şöhretine rağmen Leonardo hep şatafattan uzak yaşadı, konforun merakını köreltmesine, çalışmalarına ket vurmasına izin vermedi. Peki ama Leonardo da Vinci’nin yaşamı nasıldı?

Bruno Nardini elinizdeki kitapta büyük ustanın yaşamını okunması rahat, zevkli bir üslupla sunuyor. Ailevi arka planından eserlerini hazırlama süreçlerine, çevresindeki insanlarla ilişkilerinden merakını tutkulu bir şekilde rehber edinmesine kadar Nardini, Leonardo’nun 67 yıllık ömrünü, her biri ustanın farklı bir yönünü açığa çıkaran anekdotlarla aktarıyor.

Kemal Atakay’ın Türkçeye yetkin çevirisiyle Leonardo da Vinci: Bir Ustanın Portresi siyasi kargaşanın, iktidar çekişmelerinin, dinî yapılar ile halkın arasında etrafındaki dünyayı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan Leonardo da Vinci’nin canlı bir portresini çiziyor.

***

SIRA DIŞI EBEVEYNLİK

Ebeveynlik ve Evde Eğitimle İlgili Temel Bir Rehber

Sıra dışı bir dönemden geçiyoruz ve bu dönem sıra dışı ebeveynlik yapmamızı gerektiriyor.

+Belirsizlik, kriz ve değişim dönemlerinde ebeveynlik yapmak zordur. Çocuklarımız hastalık, ailevi sorunlar ya da beklenmedik bir kriz nedeniyle bir anda okula devam edemeyecek durumda kaldıysa neler kaçırabilecekleri konusunda endişeleniriz. Beynimiz tamamıyla düşüncelerle, endişelerle, listelerle, işlerle dolar.

Global hastalıkları iyileştirmeyi ya da iklim değişikliğini bir anda sona erdirmeyi başaramayabiliriz ama elimizin altında dünyamızı değiştirmemizi sağlayabilecek son derece güçlü bir araç var: Ebeveynlik.

İster evde eğitime kalıcı bir geçiş yapmayı planlayın, ister sıra dışı zamanlarda geçici olarak bu süreci evde yönetmek durumunda kalın; Sıra Dışı Ebeveynlik, çocuğunuzun potansiyelini ortaya çıkarmak için büyük bir eve, sonsuz boş zamana veya bir dizi pahalı oyuncağa ya da materyale ihtiyacınız olmadığını ortaya koyuyor.

Deneyimli ev okulu öğrencileri, beklenmedik bir şekilde evde eğitime başlayanlar, okulda eğitim gören çocuklarıyla ilişkilerini geliştirmek isteyenler… Bu kitap bir müfredat değil. Deneyimli ebeveynlik koçu Eloise Rickman doğal ve keyifli öğrenmenin gelişeceği bir ev ortamı yaratmanıza yardımcı olacak yapı taşlarını sunuyor.

İnce dokunuşlarla aile ilişkilerinizi sağlamlaştırıp günlük hayatınızı kolaylaştıracak tavsiyeler… Birlikte öğrenmenin ve geleneksel öğretim materyallerini yaratıcı şekilde kullanmanın eğlenceli yolları… Ritimler, hazırlanmış ev ortamı, çocuğunuzun yaratıcılığını ve doğal öğrenme merakını teşvik yöntemleri ve ebeveyn olarak sizin ihtiyaçlarınız… Evde eğitim uzmanı tarafından yazılan bu kitap, koşullarda ani bir değişiklikle karşı karşıya kalan her aile için -hatta sadece ev ve ebeveynlik yapılarını yeniden düşünmek isteyen aileler için- ilham verici bir çalışma.

gercektarih.com.tr

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.