Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomiye yansımaları
Rusya-Ukrayna savaşı, gıdadan emtiaya, küresel ekonomiden finansa, ödeme ve para transfer sistemlerinden, enflasyon trendine kadar her alanda kayda değer etkiler oluşturmaya devam ediyor. Bu durum, küresel ölçekte birçok noktada, iktisadi ve finansal işleyişte kalın kalıcı derin izler bırakmakta. Küresel ekonomiye şimdiden trilyonlarca dolarlık maliyet hesaplarının yapıldığı bu savaş; yaptırımlar ve sonuçsuz kalan müzakerelerin gölgesinde sürüyor. Bu doğrultuda Rusya’yı, ekonomik ve finansal anlamda çok zor günlerin beklediğinden şüphe yok. Rusya’da potansiyel bir finansal çöküş veya 1990’lara geri dönüş de yaşanabilir. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması ve merkez bankasına yönelik yaptırımlar, Rusya’nın uluslararası finansal sistem ile bağlarını, rezervlerine erişimini ve ödeme akışlarının gerçekleşmesini imkânsız kılacağı için; para biriminin dip yapması, finansal çöküş ihtimali de oldukça yüksek görünüyor. Savaş ve yaptırımlar, Rusya gibi dev bir ekonominin ve ilk kez G20 üyesi bir ülkenin, dolara dayalı küresel finans sistemine alternatif arayışını hızlandırabilir. Bu noktada da Çin gibi, ABD hegemonyasına meydan okuyan, ülkelerin eli güçlenebilir. Rusya’yı, Çin (Çin öncülüğünde yapılanan BRICS ve Şanghay İş birliği Örgütü) blokuna daha fazla yakınlaştırabileceği aşikâr. Çin, mevcut küresel ticari ilişkileri nedeniyle, Rusya’ya doğrudan yardımı bu aşamada düşünmese de en azından şimdilik öyle görünüyor, uzun vadede, Çin’in yükselişini hızlandırabilir; ABD ve Avrupa merkezli Batı’nın elindeki mevcut finansal yapıyı da zayıflatabilir.
Bunun yanında Rusya-Ukrayna savaşının, küresel ekonomiye maliyetine baktığımızda, 1 trilyon doları geçtiği tahmin edilirken; Ukrayna işgalinin Rusya’ya maliyetinin ise günlük 20 milyar dolar olduğu sanılıyor. Bu savaşın Ukrayna ekonomisine maliyeti de, henüz ilk ayında, şimdiden (Ukrayna hükümetine göre) 120 milyar doların üzerinde. Savaşın, ekonomiyi ciddi anlamda daraltacağı, derin bir resesyona sürükleyeceği tahminlerinin yapıldığını görüyoruz.
IMF, Dünya Bankası ve OECD hem savaş hem yaptırımlar nedeniyle, küresel büyüme tahminlerini düşürdü. Küresel enflasyonun da savaş etkisiyle, bu yıl yüzde 3 artması bekleniyor. Ancak, elbette savaşın maliyetleri bunlardan ibaret olmadığını biliyoruz. Özellikle yaptırımların, küresel ekonomiye yansımalarının savaştan da büyük olacağı tahmin ediliyor. Yaptırımlarla, temelde Rusya’nın makro-finansal istikrarı hedef alınıyor. Rusya açısından ise dışa bağımlılığı minimize etme ihtiyacı, özellikle de ödeme ve para transferlerinde dışa bağımlılığı azaltma ihtiyacı, bugün her zamankinden daha önem arz ettiğini görüyoruz. Tabii bu arada, son yaptırımlar sonrası Rusya’nın Kuzey Kore ve Küba gibi uluslararası kuruluşlarla bağlantısı koptu, IMF veya Dünya Bankası’ndan kredi almasının önü tamamen kesildi. Yaptırımlar geçmişte Rusya, Türkiye ve Çin gibi iddia sahibi ülkelerde de daha bağımsız savunma sanayii ve alternatif finansal sistemler geliştirilmesi çabalarını güçlendirmişti. Benzer şekilde savaşlar, bütçe önceliklerinin güvenlik ve savunmaya kaymasını sağlarken, sağlık, eğitim ve sosyal harcamaların da azalmasına yol açtığını görmekteyiz.
Savaşın gıda, turizm ve küresel firmaların dalgalanmalarına karşın etkilerine bakacak olursak öncelikle gıda enflasyonunda meydana gelen etkilerine bakmak gerek; Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaşın enerji ve gıda gibi iki temel sektöre etkileri vardır. Rusya dünya enerji piyasasında üretimde önemli paya sahip bir ülke olarak arzı etkileyebilmektedir. Ayrıca en büyük sekizinci tarım ekonomisi olan Rusya gıda üretiminde de önemli bir aktördür. Ukrayna’da gelişmiş bir tarım sektörü bulunmaktadır. Rusya ve Ukrayna birlikte dünya buğday üretiminin yüzde 14’ünü gerçekleştirmektedir. Yıllık ortalama Rusya’da 75 milyon ton ve Ukrayna’da 25 milyon ton buğday üretimi yapılmaktadır. Rusya 7,9 milyar dolar ve Ukrayna 3,6 milyar dolar buğday ihraç etmektedir. Dünya buğday ihracatında toplam yüzde 26 payı olan iki ülke, sektörü etkileyebilecek bir güce sahiptir. İki ülkeden en fazla buğday ithal eden ülkelere bakıldığında ise Mısır, İtalya ve Filipinler açısından durumun daha ciddi olduğu söylenebilir. Mısır üretiminde dünyada altıncı sırada yer alan Ukrayna (40 milyon ton) ve onuncu sırada olan Rusya (15,3 milyon ton) mısır dış ticaretinde de etkinlerdir. Ukrayna 4,77 milyar dolarlık dördüncü mısır ihracatçısı konumundayken Japonya, Güney Kore, Vietnam, Meksika, İspanya ve Hollanda en büyük alıcıları arasındadır. Tohum yağı üretiminde de en büyük üreticiler olan Rusya ve Ukrayna toplamda 5,95 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmektedir. Tohum yağının en büyük alıcıları olan Çin, Hindistan ve Almanya’yı savaşın daha fazla etkilemesi beklenebilir. Arpa ve patateste de önemli üreticiler olan Rusya ve Ukrayna savaş, yaptırım ve tedarikteki zorluklar nedeniyle ürünlerini piyasalara veremeyebilir. Bu durum küresel gıda enflasyonunu daha da şiddetli hale getirebilir. Özellikle enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim daha maliyetli hale gelirken gıda üretiminde meydana gelebilecek arz yönlü şoklar, enflasyonu yukarıya taşıyabilir. Dünya tahıl enflasyonu yüzde 36 ile son yılların en yüksek seviyesine gelmişken Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle oluşabilecek üretim düşüşü tahıl enflasyonunu yüzde 50’nin üzerine çıkarabilir. Rusya ve Ukrayna küresel ayçiçeği üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştirmektedir. Ukrayna en büyük üretici iken Rusya ikinci sırada yer almaktadır. Savaş sebebiyle ortaya çıkan üretim ve tedarik zorlukları küresel yağ fiyatlarını ciddi oranda etkilemektedir. Diğer tarım ürünlerine kıyasla Rusya ve Ukrayna’nın ayçiçeği üretiminin kısa dönemde alternatiflerle telafi edilmesi mümkün değildir. Bu durum yemeklik yağ üretiminin temel maddesi olan ayçiçeği yağ fiyatlarını küresel düzeyde etkileyecek ve gıda enflasyonunun güçlenmesine neden olacaktır. Sonuç itibarıyla son bir ayda kömürde yüzde 75, doğal gazda yüzde 60, buğdayda yüzde 50, ayçiçeğinde yüzde 45, petrolde yüzde 35, palm yağında yüzde 30 ve mısırda yüzde 25’ten fazla fiyatı artışı gerçekleşmiştir. Fakat bu veriler 3 ay öncesine aittir.
DEVAMI GERÇEK TARİH HAZİRAN 2022 SAYISINDA