tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Türkiye’de insan haklarının kurumsallaşma tarihi: Hak arama kurumları-2

Türkiye’de insan haklarının kurumsallaşma tarihi: Hak arama kurumları-2
21.01.2023
A+
A-

(Yazının birinci bölümü, Gerçek Tarih’in Mayıs 2022 sayısında yayınlanmıştır.)

Cumhuriyet Sonrası Hak Arama Kurumları

İnsan hakları kavramı genel olarak doğu medeniyetlerinde ve özelde Türk-İslam Kültür ve medeniyetinde neşv-ü neva bulmuş “kul hakkı” kavramına karşılık iki dünya savaşını çıkartmış ve büyük yıkımların sebebi olmuş Batı medeniyetinin “insan hakları yani human rights” kavramı arasındaki farkı uzun uzun anlatacak değiliz bu yazımızda. Ancak şu kadarını söyleyerek yazımıza başlamak isterim. “Kul hakkı” İslam ve Türk kültür ve medeniyet anlayışında önemli bir yer tutmaktadır. Allah her şeyi affediyor ancak kul hakkını affetmiyor örneğin. Kul demek öncelikle eşref-i mahlûkat olan “insan” olmak üzere Allah’ın yarattığı her canlıdır aslında. Buradan bakınca insanın yaratıcı ile ilişkisinde, insanların insanlarla olan ilişkisinde ve insanların doğada bulunan tüm canlılarla ilişkisinde hak kavramı ve sorumluluğu birlikte ele alınmaktadır. Haksızlığın izalesi için sadece bu dünyada değil öteki dünyada da hesaba çekilme korkusu oluşturan kapsamlı bir zihin dünyası oluşmuştur. İnsan hakları ise bir kavramsal tabela olarak üzerinde yazılı olan pek çok hak ve özgürlüğün ifade edilmesi ile birlikte ancak güç sahibi ülkelerin başka ülkelere müdahale aracı haline dönüştürüldüğü, işgal edilmek istenen ülkelerin kafasının ezildiği devasa bir tabela haline getirilmiştir. Bu devasa tabela sütre yapılarak güce dayalı BM sisteminde zayıfın hakkının korunmadığı aksine gücü yetenin hak ve özgürlüğünün korunduğu mazlumların haklarının korunmadığı bir düzen haline geldiği “dünya beşten büyüktür” itirazı ile özetlenmiş oldu.
Bu yazımızda öyle ya da böyle insan hakları kavramının 10 Aralık 1948 de ilan edilen BM Evrensel beyannamesini ilk onaylayan ülkelerden biri olan ülkemizde kurumsallaşma sürecini anlatmaya çalışacağız.
Türkiye Cumhuriyetinin 29 Ekim 1923’te ilanı ile birlikte uzun bir süre ulus devlet azınlık sorunları ve hak ve özgürlükler konusunda hareketsiz kalmayı tercih etti yer yer yasaklamalarla toplum mühendisiliği projeleri uygulandı. İnsan hakları kurumlarının her on yılda bir darbe ve muhtıralarla geçen süreçte ve özellikle 1990lı yılların sonuna doğru ortaya çıktığı, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinin katalizör etkisiyle de 2000 sonrası hızlanarak kurumsallaştığı söylenebilir.
Önce TBMM’de insan haklarını inceleme komisyonu kurulması ve daha sonra insan haklarından sorumlu bir bakan görevlendirilmesinden 10 yıl sonra 2012 yılında ombudsmanlık ile insan hakları kurumunun kuruluşunun gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz. Bu yazımızda 1990lı yıllarda başlayıp 2012 yılında zirvesine ulaşan bir süreci yani ülkemizde insan hakları kurumsallaşmasının tarihi serüveninin detaylarına yer vereceğim.
İnsan hakları alanında kurumsallaşma çalışmaları, dünyadaki gelişmelere paralel bir şekilde, ülkemizde de ivmesi giderek artan bir seyir izlemiştir. Bu konuda ilk adım 1990 yılında, 05.12.1990 tarihli ve 3686 sayılı Kanunla atılmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu kurulmuştur. 1991 yılından itibaren de bir Devlet Bakanı insan haklarının takip ve koordinasyonu ile görevlendirilmeye başlanmıştır. İnsan Hakları Bakanlığı kurulmasına ilişkin Kanun tasarısı kadük kalmış (düşmüş) ve 1993›te KHK ile kurulan İnsan Hakları Teşkilatı (Müsteşarlık) yetki kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle geçerliliğini yitirmiştir.
Bu tarihten sonra, insan hakları alanında Devlet Bakanına bağlı olarak görev yapmak üzere Başbakanlık genelgesi ile; 1994›te İnsan Hakları Başmüşavirliği ve İnsan Hakları Yüksek Danışma Kurulu ve bu Kurulun 1996›da kaldırılmasını takiben, Nisan 1997›de, Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN imzası ile yayınlanan 09.04.1997 tarihli ve 1997/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile, insan hakları ile ilgili konularda görevli Devlet Bakanının başkanlığında Başbakanlık, Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlarının katılımıyla İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu teşkil edilmiştir. Bu Kurul, Devlet Bakanının başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı ve ilgili Bakanlıkların müsteşarlarından oluşturulmuştur.04.06.1998 tarihli ve 23362 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi kurulmuştur.
İnsan Haklarının korunmasını sağlamak ve ihlallerin önlenmesini sağlamak amacıyla 2 Kasım 2000 tarihli ve 24218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle de İnsan Hakları İl ve İlçe Kurulları oluşturulmuştur. Ayrıca çeşitli kurum ve kuruluşlar bünyesinde de insan hakları birimleri kurulmuştur.
Devlet teşkilatı içerisinde insan hakları alanında kurumsallaşma konusundaki en kapsamlı düzenleme ile 5 Ekim 2000 tarihinde KHK ile Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı kurulmuş ve yetki kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, aynı hükümleri taşıyan Başbakanlık teşkilatı hakkındaki 3056 sayılı Kanunda değişiklik yapan 12.04.2001 tarihli ve 4643 sayılı Kanunla, Başbakanlık merkez teşkilatı içerisinde ana hizmet birimi olarak 12 kadro ile “İnsan Hakları Başkanlığı” kurulmuştur. Aynı kanunun ek maddeleriyle “İnsan Hakları Üst Kurulu” ve “İnsan Hakları Danışma Kurulu”nun oluşumu düzenlenmiş, ihlal iddialarını incelemek üzere de “İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Heyetleri” oluşturulabilmesine olanak tanınmıştır. İnsan Hakları Üst Kurulu, İnsan Hakları Danışma Kurulu ve İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Heyetlerinin sekretarya hizmetlerini yapmak görevi İnsan Hakları Başkanlığına verilmiş, böylece insan hakları konularının yürütülmesi ve koordinasyonu, gerekli mekanizmaların da desteğiyle Başbakanlık bünyesinde kalıcı bir Başkanlık tarafından sağlanması amaçlanmıştır. 2003 yılında İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları sivil ağırlıklı üyelerle yeniden yapılandırılarak canlandırılmaya çalışılmıştır. 2012 yılında Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu oluşturularak insan hakları kurumsallaşmasında önemli bir aşama kaydedilmiş oldu.


TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu
Türkiye’de insan haklarının geliştirilmesi yönünde oluşturulan kurumlar arasında öncelikle 1990 yılında kurulan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu sayabiliriz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu, insan hakları alanındaki gelişmeleri izleyen ve insan hakları ihlalleri üzerine giden bir parlamento komisyonudur. 5.12.1990 tarihinde kabul edilen 3686 Nolu “İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanunu” ile göreve başlayan Komisyon Dünyada ve ülkemizde İnsan Haklarına saygı ve bu konudaki gelişmeleri izlemek suretiyle uygulamaların bu gelişmelere uyumunu sağlamak ve başvuruları incelemekle görevlendirilmiştir. (m.1)


İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı
İnsan Hakları Bakanlığı’nın kurulması düşüncesi ve çabaları, 1990 sonrasında Türkiye’de insan hakları alanındaki gelişmelerin, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun kurulmasından sonra, devlet katında bulduğu karşılığın somut bir yansımasıdır. Ancak Cumhuriyet hükümetlerinin insan hakları konusuna verdiği önemin bir göstergesi olarak, müstakil bir İnsan Bakanlığı yerine 1991 yılından bu yana insan haklarının takip ve koordinasyonu ile bir Devlet Bakanı görevlendirilmiştir. İlgili Devlet Bakanına bağlı olarak İnsan Hakları Yüksek Danışma Kurulu (1994),İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu (1997), İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı Ulusal Komitesi (1998), İnsan Hakları İhlali İddialarını İnceleme Heyeti (2001), bulunmaktadır. Diğer yandan Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı da İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığıyla koordineli olarak çalışmaktaydı.
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı, Türkiye’de insan haklarının korunması, insan hakları konusundaki ihlallerin önlenmesi, uluslararası düzeyde yapılan haksız eleştirilerin ortadan kaldırılması, insan hakları ihlal iddialarını araştırma yapılması, toplumun ve uygulayıcıların bilincini geliştirmek hususlarında yönetmelik ve genelgeler yayımlamaktaydı.
İnsan Hakları (Koordinatör) Üst Kurulu
Konunun önemine binaen 1994 yılında İnsan Hakları Yüksek Danışma Kurulu, bunun yerine 1997 yılında da İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu kurulmuştur. Başbakanlık bünyesinde dönemin Başbakanı Necmettin ERBAKAN tarafından yayımlanan 9.4.1997 gün ve 1997/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile oluşturulan İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu İnsan Hakları ile ilgili konularda görevli Devlet Bakanı’nın başkanlığında, Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları Müsteşarlarından oluşmuştu. Daha sonra 4643 Sayılı Başbakanlık Teşkilat Yasasında yapılan düzenleme ile İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu adı İnsan Hakları Üst Kurulu olarak değiştirilmiştir.


İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi
İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi / İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Eylem Programı’nda öngörülen hedefler doğrultusunda Türkiye’de İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi oluşturulmasına ilişkin Yönetmelik Üst Kurul›da 8 Mayıs 1998 tarihinde kabul edilerek 4 Haziran 1998 tarih ve 23362 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Çeşitli resmi kuruluş temsilcilerinin yanı sıra insan hakları alanında faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlar ve bu alanda çalışmaları ile tanınmış öğretim üyelerinden oluşan Ulusal Komite ile Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Eylem Planı’nın Türkiye›de uygulanması için Ulusal Program Hazırlanması, Eylem Planı ve Ulusal Program çerçevesinde yürütülen eğitim çalışmalarının izlenmesi ile, Üst Kurulca verilen diğer görevlerin yerine getirilmesi amaçlanmıştır.
Ulusal Komite; Başbakanlıktan bir, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu bakanlıklardan birer, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Sağlık ve Kültür bakanlıklarından birer temsilci ve insan hakları alanında faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan altı temsilci ile bu alanda çalışmalarıyla tanınmış beş öğretim üyesi olmak üzere yirmi üyeden oluşur. Bakanlık temsilcileri kurumlarınca, öğretim üyeleri ve temsilci gönderecek gönüllü kuruluşlar İnsan Hakları Üst Kurulunca belirlenir. Komite Başkanlığını ilk dönemde yürüten Prof. İonna KUÇURADİ başkanlığında yürütmüş ve 1999 yılında “İnsan Hakları Eğitimi Türkiye Programı 1998-2007” açıklamıştır.
2006 yılında on yıllık programın bitmesinden bir yıl önce Kurul yeniden yapılandırılarak İnsan Hakları Üst Kuruluna bağlı olarak, İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi oluşturuldu. İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi Yönetmeliği, 12.11.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.


Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı
İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda sürekliliği sağlamak üzere 5 Ekim 2000’de çıkartılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık bünyesinde İnsan Hakları Başkanlığı kurulmuş böylece insan hakları konularının yürütülmesi ve koordinasyonu, gerekli mekanizmaların da desteğiyle Başbakanlık bünyesinde kalıcı bir Başkanlık tarafından sağlanması amaçlanmıştır.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı; hem insan hakları gibi boyutları çok geniş bir konunun etkin koordinasyonunu sağlayacağı gibi, özellikle yurt dışı kaynaklı imaj sorununun çözümüne katkı sağlamayı hedeflemektedir.


Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu
Ayrıca insan haklarının korunması ve geliştirilmesi toplumumuzun her kesimini ilgilendirdiğinden, yapılan yeni düzenleme ile İnsan Hakları Danışma Kurulu da oluşturulmuştur.
İnsan haklarına ilişkin olarak ilgili Devlet kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları arasında iletişim sağlamak ve insan haklarını kapsayan ulusal ve uluslararası konularda danışma organı olarak görev yapmak üzere, “İnsan Hakları Danışma Kurulunun Kuruluş, Görev Ve İşleyişi İle İlgili Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”le Başbakanın görevlendireceği bir Devlet bakanına bağlı olarak İnsan Hakları Danışma Kurulu oluşturulmuştur.
Danışma Kurulu, insan hakları ile ilgili bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile meslek kuruluşları temsilcileri, insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve bu alanda yayınları ve çalışmaları bulunan kişilerden oluşur. Danışma Kuruluna, kendi üyeleri arasından seçeceği bir başkan başkanlık eder. Danışma Kurulunun sekretarya hizmetleri İnsan Hakları Başkanlığınca yerine getirilir. Danışma Kurulunun giderleri Başbakanlık bütçesinden karşılanmaktadır.
İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi toplumumuzun her kesimini ilgilendirdiğinden, yapılan düzenleme ile oluşturulan İnsan Hakları Danışma Kurulu; insan haklarına ilişkin olarak ilgili devlet kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları arasında iletişimi sağlamak ve insan haklarını kapsayan ulusal ve uluslararası konularda danışma organı görevi bulunmaktadır.
Danışma Kurulu toplam dokuz toplantı yapmıştır. Yaklaşık 70 üyeden oluşan Danışma Kurulunun 11adet alt çalışma komisyonlarından birisi olan Azınlık ve Kültürel Haklar Komisyonun hazırlamış olduğu rapor üzerine Danışma Kurulunun faaliyetleri sekteye uğramıştır. 19.10.2004 – İnsan Hakları Başkanı Doç. Dr. Vahit Bıçak, İnsan Hakları Başkanlığı Danışma Kurulu’nun 24 üyesinin imzaladığı ‘’azınlık hakları ve kültürel haklar’’ raporunun, Başbakanlık’a ait bir rapor olmadığını ifade ederek, raporun, kurulun 24 üyesinin benimsediği bir rapor olduğunu söyledi. Doç. Dr. Bıçak, İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun 1 Ekim’deki 9. olağan toplantısında ele aldığı, ‘’azınlık hakları ve kültürel haklar’’ konusundaki raporu değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenledi. Danışma Kurulu’nun, Başbakanlık, bazı bakanlıklar, kamu kuruluşları ve barolar ile sivil toplum kuruluşları ve öğretim üyelerinin de aralarında bulunduğu 78 üyesinin isimlerini sayan Bıçak, kurulun, kamu kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini geliştirmek ve kamuya danışmanlık hizmeti sunulmasını sağlamak amacıyla kurulan bir kuruluş olduğunu söyledi. Bıçak, son günlerde tartışılan ‘’azınlıklar raporu’’nun, kurulun 1 Ekim’deki toplantısının gündeminde olduğunu ve 78 üyeden 24 üyenin desteğini alabildiğini ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Bu raporun, İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun bütün üyelerinin görüşlerini yansıtıp yansıtmadığı konusunu, kamuoyunun takdirlerine sunuyorum. Bu rapor, kamuoyuna intikal ettikten sonra başkanlığımıza, danışma kurulu üyelerinden gelen çok sayıda faksta, bu raporun kendilerinin görüşünü yansıtmadığı, raporu hazırlayanların kişisel görüşü olduğu açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu rapor, Başbakanlık’ın raporu, Başbakanlık’a ait bir rapor değildir. İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun 24 üyesinin benimsemiş olduğu bir rapordur.’’
Bu açıklamadan sonra İnsan Hakları Danışma Kurulu bir daha toplanmamıştır. Konuyla ilgili gelişmeler daha sonra Prof. Dr. İbrahim Özden KABOĞLU ve Kemal AKKURT tarafından Danışma Kurulu Raporları adı altında 2006 yılında yayınlanmıştır.


Başbakanlık İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Heyetleri
İnsan hakları ihlâli iddialarını yerinde incelemek ve araştırmak üzere, “İnsan Hakları İhlali İddialarını İnceleme Heyetlerinin Kuruluş, Görev ve İşleyişi İle İlgili Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik gereğince Başbakanın görevlendireceği bir Devlet bakanına bağlı olarak heyetler oluşturulur. Heyetler; Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı temsilcileri ile insan hakları alanında çalışmalar yapan kişi ve meslek kuruluşları arasından inceleme ve araştırma yeri ve konusuna göre Başbakanın görevlendireceği bir Devlet bakanınca beş kişiden az olmamak üzere belirlenir. Heyetlere Başbakanlık temsilcisi başkanlık eder ve sekretarya hizmetleri İnsan Hakları Başkanlığınca yerine getirilir. Heyetlerde görev alacak bakanlık temsilcileri kurumlarınca, kişi ve meslek kuruluşları ise Başbakanın görevlendireceği bir Devlet bakanınca belirlenir. Heyetler, Başbakanın görevlendireceği bir Devlet bakanının onayı ile inceleme ve araştırma yaparlar ve inceleme ve araştırma sonuçlarını bir rapor halinde görevlendiren makama sunarlar. Heyetlerin giderleri Başbakanlık bütçesinden karşılanır.


İnsan Hakları İl ve İlçe Kurulları/ İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları
İnsan hakları konularını mahallinde değerlendirmek ve varsa sorunların çözümünü çabuklaştırmak üzere 2000 yılının sonuna doğru “İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Görev, Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikle” 81 il ve 831 ilçede sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı Kurullar oluşturulmuştur. İl ve ilçelerde kurulan ve geniş katılımlı yapısıyla devlet birimleriyle sivil örgütleri bir araya getirmekte olan insan hakları kurulları, iyi çalıştırılması halinde insan haklarının devlet nezdinde ne kadar önemli bir konuma geldiğini göstermesi için iyi bir örnek olacaktır. Katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının bir bütün teşkil ettiği olgusunu dikkate alarak, bu kurulların sivil toplum örgütlenmesinde ve insan hakları bilicinin yaygınlaştırılmasında önemli katkılarda bulunması amaçlanmıştır. 2003 yılında yönetmeliğin revize edilmesi ile kurullar kısmen sivilleştirilmiş kamu görevlisi sayısı asgariye indirilmiştir.


Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu (2003)
Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanununda öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; 2003 yılında Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.


Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Yolu
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, anayasada tanımlanan ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile ek protokollerde yer alan temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin ihlali halinde başvurulan bir yargı yoludur. Anayasaya Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, 12/09/2010 tarihli 5982 sayılı kanunla, 1982 Anayasasının 148 ve 149 maddelerinde yapılan değişikliklerle hukuk sistemine girmiştir. Bireysel başvuru hakkı, 6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 45. maddesi ila 51. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Aynı yasanın 76. maddesinde; bireysel başvuru hakkı ile ilgili yapılan düzenlemenin 23/09/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.


KDK, Kamu Denetçiliği/Ombudsmanlık Kurumu (2012)
Ülkemizde 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylaması ve anayasa değişikliği ile Kamu Denetçiliği Kurumu anayasadaki yerini almıştır. Anayasanın 74. maddesine şu hükümler eklenmiştir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”
Anayasa değişikliğinin ardından 29.06.2012 tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu yayınlanarak Kamu Denetçiliği Kurumu hukuki temeller üzerine oturtulmuştur. Kanunun amacı 1. madde de; “kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak” şeklinde belirtilmiştir.

MEHMET ALTUNTAŞ

Gerçek Tarih Ocak 2023 sayısında yayınlanmıştır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.