tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Mahmut Özbay

Prof. Dr./Yazar

    Büyük değişim-II

    31.03.2022
    A+
    A-

    İnsanların bir araya gelmesiyle toplumlar doğar. Damlaların birikmesiyle okyanuslar oluşur. İnsanın yaşayışı ile suyun akışı arasında çok yönlü ve önemli dinamik benzeşimler bulunmaktadır. İnsan olmayan bir yerde veya planette bulunanların bir önemi ve değeri olmaz. İnsanın yaşamında ekosistemin hayati önemi vardır. İnsan hayatının bir gayesi vardır. Bu amacında kendine özgü bir felsefesi ve düşünce sistemi bulunmaktadır. Bir annesinden doğan, dünyaya gelen bebeği ve bir dağın eteklerinden çıkan suyu düşünelim. Su akışını sürdürebilmek için en az direnç gösteren yatağını ( su yolunu ) seçer. Önüne bir kaya çıktığında onu sürüklemeye gücü kafi gelmiyorsa hareketini durdurmaz ve kaya ile uğraşmaz. Onun etrafını dolaşıp akışına devam eder. İnsanların da yaşam süreci ve hayattaki ilerleme yolları bir çok dönemlerde, önlerine çıkan büyük engeller, aşılması zor badirelerle kapatılmış olabilir. İnsan bu engellere takılıp kalmaz. Yürüyüş ve ilerleyiş yörüngesini değiştirerek ve zorlukları göğüsleyerek ilerlemesine devam eder. Her engel ve zorluk insan için bir deneyimdir. İnsanlar, küçük yaştan başlayarak, yaşadığı deneyimleri toplayarak tecrübe klasörünü oluşturmaya başlar. Böylece bir sonraki zorluğu daha kısa sürede ve daha az enerji harcayarak aşmayı ve ilerlemeyi öğrenir.
    İnsanlığa yol gösterici olarak gönderilen Kutsal kitabımızda “ Bir insanı yaşatan tüm insanlığı yaşatmış gibidir “ denilerek, insanların hayati amaçlarından biri bildirilmiştir. İnsanlar, diğer insanları ve tüm canlıları yaşatmayı kendileri için ilk görev bilmişlerdir. Su da insanların ve diğer canlıların yaşaması için var edilmiştir ve bu görevini eksiksiz olarak yerine getirmektedir. İnsanın ruhu ile suyun ruhu başta insanlar olmak üzere tüm çalıların yaşamasını sağlayan ruhtur. Suyun akışı ile insanın yaşayışı örtüşmektedir. İnsan bedeninin yüzde yetmişi su olduğu gibi üzerinde yaşadığımız dünyanın da yüzde yetmişi su ile kaplıdır. İnsanoğlunun fiziksel yapısı ile yerküre arasında sağlanan dengelerden biridir bu. İnsan kendi varlığında çok büyük bir güce sahip olabildiği gibi, su da kendi içinde büyük bir güç taşımaktadır. Her iki gücün de insanlar ve diğer varlıkların yaratılış amaçları doğrultusunda kullanılması evrensel bir sorumluluktur. İnsanları varoluş yapıları aynı olduğu gibi suyun damlaları da bire bir aynıdır. Bu, bir başka benzeşim dengesidir. Su, yumuşak ve akışkan olduğu için yeryüzündeki dağlar ve ovalar üzerinde gücünü etkili olarak kullanabilmektedir. İnsan ise sevgisi ve hoşgörüsü ile sahibi olduğu o büyük potansiyelini insanlığın ve ekosistemin lehine kullanma iradesi kendisine verilmiştir. Bir başka örtüşme dengesi, hem insanın ve hem suyun hafızalı olmalarıdır. Ayrıca, bu hafızalar işlevsellik yönünde çok benziyorlar. İnsan vücudu soğukta üşümeye yüzeyden başladığı gibi bir nehrin soğuk havada donması da yüzeyden başlar. İnsanın ve suyun içindeki ruhları onlar var oldukça canlılıklarını sürdürürler.

    DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ NİSAN 2022 SAYISINDA

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.