Murat Özkan
Gök kubbeli Buhara
Eflatun, “Bir şehir, farklı türde insanlardan oluşur; benzer insanlar, bir şehir meydana getiremez” der. Tarih boyunca farklı kültürden insanların bir araya geldiği ve bu kültüre sahip insanları harmanlayıp, ateşin demiri erittiği gibi insanı eriten bir şehirdir Buhara. Nitekim üzerinde yüzyıllardır yaşayan insanları, ipekli bir dokuma gibi işlemiştir. Kadîm çağlardan beri dört bir yandan gelen kervanlarla yaşar bu şehir. Bundandır misafir sevgisi. Suya uzaktır ama suyun ve onu bize bahşeden göğün rengini nakşetmiştir mimarisine. Turkuazın en güzeli Buhara’nın kubbelerindedir. Kalan Minaresi’nin ufkunda gizlidir İpek yolundaki kervanların sesleri. Kimi zaman bu sesler birçok medeniyete hamilik yapmış olan Buhara’nın kalbidir.
Binlerce yıldır Doğu ve Batı’nın menzili, Maveraünnehir bölgesinin en kıymetli şehirlerinden olan Buhara İpek Yolu’nun vazgeçilmez noktalarından biridir. Sadece kadîm tarihiyle değil, sanatsal ve mimarî dokusu; fizikî ve coğrafî yapısı; ekonomik, zıraî ve ticarî potansiyeli ve yetiştirdiği âlim ve sanatkârları ile de her dönemde kendisinden söz ettirmeyi başaran Buhara, bahsi geçen özelliklerinden dolayı farklı milletler tarafından sık sık el değiştirdi. Bu sebeple bölgede çok farklı kültür harmonisi meydana geldi.
Buhara birçok bölge üzerinden göç alması ve kültürel etkileşime çok açık olmasından dolayı dönemin çağdaş kaynaklarında farklı isimlerle telaffuz edilir. Ortaçağ Çin kaynaklarında da “Numijkat”; yerel halkın kullandığı Bumiskat; Doğu ve Batı’nın kesiştiği noktada olması hasebiyle şehrin genel nüfusunu tüccarlar oluşturduğu için Tüccarlar Şehri anlamına gelen “Madinat at-Yujjar”; güçlü duvarları nedeniyle de “Madinat as-Sufriya” (Bakır Şehir) bunlar arasındadır. Soğd, Sanskrit, Çin ve Fars unsurlar şehre verilen isimlerde kendini gösterir. Çin kaynaklarında şehir için kullanılan ‘Numijkat’ kelimesi muhtemelen Çin kaynaklarında geçen “Nawmichkat”tan gelmektedir. Tacikçe-Farsça bir sözcük olan naw (yeni), Soğdça mich (kale) ve kat (yerleşim) sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu isim, şehrin ‘yeni kale yerleşimi’ olduğunu belirtmektedir. Buhara adının ise Sanskritçe Vihara (tapınak)’dan geldiği düşünülmektedir. Zira Buhara birçok iptidai ve semavi dinlerinin buluştuğu bir merkezdir. Yine Buhara isminin “Buhar” kelimesinden türediği ve Mecusi dilinde “öğrenim merkezi” anlamına geldiği ifade edilmektedir.
DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ ŞUBAT 2022 SAYISINDA