Mustafa Yazgan’ın kıymet verdiği 10 yaşındaki çocuk!
Yıl 1968.
İlkokul 4’üncü sınıftaydım…
Rahmetli babamın eve günlük olarak aldığı ve neredeyse satır satır okuduğum Bugün gazetesinin Mustafa Yazgan tarafından yönetilen çocuk sayfasında bir ödül ilanı dikkatimi çekti…
Nesimi’nin bir beyti yarışma sorusu olarak yer almıştı ve beyti doğru olarak günlük dile çevirip en iyi yorumlayanlar arasından belli sayıdaki kişiye kitap ödülü verileceği duyuruluyordu.
Yarışma konusu olan beyit şuydu:
“Zahidin bir parmağın kessen dönüp Hak’tan kaçar”
“Gör şu miskin âşıkı, serâpa soyarlar, ağlamaz…”
Heves ve coşku ile işe koyuldum. Rahmetli babamın teşvik ve desteğiyle bir kâğıdın üzerinde dizeleri günlük dile çevirip sade bir biçimde yorumladım ve bir zarfa koyarak verilen adrese gönderdim.
Bir hafta sonra postadan Mustafa Yazgan’ın bana imzaladığı bir kaç kitabı ve kendi el yazısıyla yazdığı bir mektup geldi.
Sevincime sınır yoktu… Esas önemli olan ve her zaman kıymet biçilemez derecede anlamlı olduğunu düşündüğüm şey, mütevazı bir tavır göstererek bana inci gibi el yazısı ile yazdığı iki sayfalık mektubuydu…
Mektubunda duygularını benimle içtenlikle paylaşıyor; geleceğe dair teşvik edici ve yol gösterici öğüt ve telkinlerde bulunuyordu…
Günümüzde hangi yazar, 10 yaşındaki okuruna el yazısıyla iki sayfa mektup yazar, bilmiyorum.
O mektubu saklayamadığıma halâ hayıflanırım…
1968’den bu yana 53 yıl geçti ve o engin gönüllü insan bu dünyadan göçtü…
Allah (cc) rahmet eylesin ve nur içinde yatsın…
Prof. Dr. Ulvi Saran