tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Mehmet Poyraz

Gazeteci ve Araştırmacı Yazar

Netanyahu’nun Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davası: tarihe bir vesika!

21.10.2023
A+
A-

İki buçuk yıl oldu bir türlü kurtulamadık Netanyahu’dan! Anasının adına kayıtlı Sebilürreşad Ltd. Şti. üzerinden beraber çalışıyorduk. Şirkette ben fikir işçisi o da aldığı vekaletle şirketi yönetiyor ve tacirlik yapıyordu. Aktif olarak şirketin içerisinde yer alamıyordu zira devlet memuruydu. Bilirsiniz işe gitmeyen memurlardan! Fakat arada gidip geldiği ima etmeye çalışıyordu bunu sorguladığımda.

Adana’dan sıkıntılı şekilde Ankara’ya gelen ve incelenmesi gereken bir şekilde devlet memuru olan bu zatın adı: Fatih Bayhan!

Sebilürreşad Ltd. Şti.’ni yönetiyor bütün evraklara imza atıyordu ve böylelikle “memurun ticaret yasağı” suçunu işliyordu. Hatta bunu birkaç defa hatırlattım dinlemedi zavallı!

Şimdi bu Fatih Bayhan nam-ı diğer Netanyahu, ilk defa biraz fazla para isteyince hastane kapısında, iki evladımın tedavisi içindi, yakın dostlar bilir çocuklarımın hastalığını, şak diye çektiği mesajla işten kovmuştu beni! Bir gazeteci için kovulmak her zaman onurdur.

Hastane kapısında beş kuruşsuz kaldığımı iki buçuk yıl hâlâ unutmuş değilim. Bu arada istediğim para da kendi paramdı ve fazladan da bir şey talep etmedim. Ayrıca, öyle büyük rakamda değil.

Neyse…

Şimdi bu Fatih Bayhan’a pardon Netanyahu’ya, zira kendisine en güzel bu isim yakışıyor zaten özellikle de çevrede bu isimle biliniyor ve anılıyor! Evet Netanyahu’ya bir şey demedim kovma mesajından sonra sadece “hakkımı ver hastane işlerim var” dedim.

Asıl bundan sonra gerçek özelliğini sergilemeye başladı. Almayı sever fakat vermeye yanaşmaz.

Konu iş mahkemesine dayandı ve işçi alacak davası başlattım. Mahkemeye hiçbir tutarlı delil beyan sunamadı. İş mahkemesinden vazgeçmem için ne yaptı biliyor musunuz? Beni hırsızlıkla suçladı! Bir de sözde şirket kaşesini evraklarını izinsiz kullanmışım! Süreç başladı şirket kaşesi ve diğer evrakları suçlaması kabul görmedi fakat “hırsızlık” konusu devam etti. Niye?

Kardeşinin görev yaptığı polis karakolunda yanında çalışan Habib’in ağzından sahte ifade almış ve bunu da savcılık dosyasına koymuş.

Bana atılan suçlama da şu: “Şirkete ait bilgisayarı pandemi de alıp götürmüşüm ve geri getirmemişim!” Bunu da kardeşinin görev yaptığı polis karakolunda aldığı sahte ifade tutanağı ile belgeletmiş. Nasıl sahte olduğuna gelince ona geleceğim. Önce sahte şahit bulma girişiminden bahsedeyim.

Beni suçlayıcı şahit bulmaya girişiyor, hatta konuyla alakası olmayan Adanalılara bile danışıyor! Kimse yanaşmıyor. Yanında çalışan Iraklı Habib’e diyor o da kabul etmiyor fakat sonra bir formül buluyor.

Şöyle ki:

Habib’i anılan karakola çağırıyor ve oturumla ilgili bir şeyle olduğunu söylüyor. Zavallı gidiyor orada ona uzatılan ifade tutanağını imzalıyor. Bir nüshası da kendisine verilen Habib işyerine dönüyor sonra orada bana karşı şahit olduğunu öğreniyor ve bu durumu kabullenemiyor. Ardından Habib Netanyahu’nun yanından ayrılıyor. Yani beş parasız şekilde işi bırakıyor. Habib bu şekilde Sebilürreşad’dan ayrılırken, Fatih Bayhan nam-ı diğer Netanyahu, sosyal medyada mazlumlar için duygu dolu paylaşımlar yapıyor. Salih amel nerede kardeşim? Hadi beni geç yanındaki sığınmacıdan ne istedin?

Derken, Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakkımda açılan davanın ilk duruşmasının günü geldi. Şikayetçi: Sebilürreşad Ltd. Şti. Müşteki: Fatih Bayhan. Şahit: Habib.

Allah var bunu Habib’te biliyor. Habibi aylar sonra ilk defa orada gördüm. Sebilürreşad Ltd. Şti.’nin avukatı yoktu başka birine yetki vermiş o geldi. Zaten Netanyahu’nun avukatı bana duruşmaya gelmeyeceğini söylemişti. Bu konuya da değineceğim.

Devam edelim:

Müşteki Fatih Bayhan duruşmada yok. Davanın başlamasına neden olan şahidin ifadelerine geldi sıra. Yani Habib’in ifadesine. Başladı anlatmaya ve doğruları söyledi. Kısaca değinelim, “Mehmet Poyraz Bey pandemi de bilgisayarı götürdü ve geri getirdi. Mehmet Bey’de şirketin bilgisayarı yok” dedi. Şahit Habib’in ifadesinin alınması aşağı yukarı 40-45 dakika sürdü.

Habib’in yazılı ifadesiyle mahkemede anlattıkları zıt yöndeydi. Karakol ifadesinde beni suçlayıcı ifadeler, mahkemede ise doğrular! Ve şahide soruldu “ifadende böyle dememişsin” diye. Şahit Türkçe okuma yazma bilmediğini ve yukarıda anlattığım gibi izah etti. Müştekinin zorla getirilmesine denildi ve ileri tarihe duruşma günü verildi. Ona da gittik.

Vay canına Müşteki Netanyahu geldi hem de kiminle? Bana Netanyahu’yu kast ederek, onun duruşmasına girmeyeceğini söylediği avukatla geldi. Epey şaşırdım. İkisi bir şeyler anlattı dondum kaldım. Netanyahu, yani Fatih Bayhan dedi ki “zararımız karşılansın.” Soruldu ne kadar? Yanıt 30 bin TL! Vay be ne para! Sonunda 8 bin TL ödeme yapmam istendi Fatih Bayhan’a… Kasım ayı başında duruşma var. Fazla detaya giremiyorum kusura bakmayın dostlar… Sadece bu kişinin ne olduğunu bilin istedim, çok canlar yaktı ve yakmaya da devam edecek gibi duruyor… En iyi bildiği iş zaten tehdit! Bununla da ilgili bir geçtiğimiz kış savcılığa şikayette bulundum.

Yüce Türk adaletine inancım sonsuzdur! Adalet gereğini yapacaktır.

Tuhaf olan şu ayrılışımdan daha doğrusu kovuluşumdan 10 ay sonra ben böyle bir şikayete maruz kalıyorum.

**

Bir çift lafımda bunun etrafında dönüp dolaşanlara gelsin. Ağzınızı açtığınızda sizden iyi Müslüman yok! Kardeşim salih amel nerede?

Bu arada onun vaatlerine kanmayın zamanınızı boş yere harcamayın.

**

Bu arada daha bunun Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy boyutu var!

**

Türk adaletine güvenim sonsuzdur!

**

Yazı ağır oldu biliyorum ve ilk defa bu kadar açık kimlikle yazmak zorunda kaldım. Aylardır Netanyahu’ya haber yollayarak, dedikodu yapmamasını, yalan dolan işlerle uğraşmamasını dedim. Kendisiyle “işçi alacak” davamız sürüyor… Daha ne var sırada “telif alacağı.” Evet dostlar daha kitaplardan bir kuruş alamadık! Nasip!

Özellikle şunu hatırlatmak isterim, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazılar ve şiirler yayınladığı dergi olan Sebilürreşad üzerinden istismara devam ediyor!…

Yazmaktan, anlatmaktan başka çaremiz yoktu, başkaları kandırılmasın diye!

NOT: 

Bu yazıya gelen açıklamaları veya tekzibi olduğu gibi yine bu köşemden yayınlayacağıma söz veriyorum. 

İLGİLİ YAZILAR:

Sebilürreşad’dan neden ayrıldım ve kriptonun FETÖ iftiraları!

Bir “İslamcı” portresi: Zübükzade Netanyahu Efendi!

Zübükzade Netanyahu Efendi kimdir?

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.