Selçuklu dünyasında şehirlere verilen unvanlar
Ortaçağ döneminde şehirlerin aidiyeti ve kimliğinin ön planı çıktığı görülmektedir. Şehirlerin kendilerine has sesi, rengi ve dili olması, şehirleri müstesna kılmaktadır. Türk tarihinde büyük manası olan şehirlerin bu vasıflarıyla yâd edildiği bilinir. Sözünü ettiğimiz şehirlere örnek verecek olursak, Türk yurdu kabul edilen Ötüken; “Toprak Ana”, Kutlu Kent” ve “Türk Şehirlerinin Yüreği”, Balasagun; “Türk Hakanlarının Şehri”, Kaşgar; “Işıldayan Şehir”, “Ordu-Kent” olarak adlandırılmaktadır.
Yaşadığı doğal afetler, işgaller ve katliamlara rağmen şehirler kimliklerini muhafaza etmeyi başarmıştır.
Ortaçağ’da Buhara, Semerkant, Belh, Kufe, İtil, Derbent ve Keş gibi bazı şehirler deyim yerindeyse dönemin marka şehirleri konumundaydı.
Şehirlere unvan verme geleneği İslam dünyasında Selçuklular, özellikle Türkiye Selçukluları döneminde devam ettirilmiştir. Böylece Selçuklular sayesinde İslâm şehir kültürü ve medeniyetine dair önemli ve değerli bir miras Anadolu’ya geçmiştir. Unvanları ile öne çıkan şehirleri de şöyle sıralayabiliriz:
Nişâbur: Horasan’ın dört büyük şehrinden biri olan bu şehre “Küçük Dimaşk” unvanı verilmiştir.
Merv: Türk-İslâm medeniyeti dairesinde yer alan ve ilmi faaliyetler alanında yapılan çalışmalarla dikkat çeken bu şehre “Kubbetû’l-İslâm” denilmiştir. Önemli bir şehir olmasının yanı sıra diğer Merv şehirleriyle karıştırılmaması adına buraya Ortaçağ coğrafyacıları tarafından “Merveşşâhicân (Mervüşşâhicân)” denilmesi de uygun görülmüştür.
DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ MART 2022 SAYISINDA