Tasavvuf neden “İslâm Mistisizmi” değildir?-4
Tasavvuf, mistiklik ve mistisizm arasındaki ilişkiye dair nokta bir konuyu irdeleme maceramızı, şu ana kadar ortaya konulmaya çalışılan malzemenin hayli sıkıştırılmış bir özetini verdikten sonra karşımıza çıkan sorular, sorunlar ve sonuçları derleyerek sonlandıralım.
Dizimizin ilk yazısından beri ele aldığımız malzeme bize gösterdi ki Batı dünyasında on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan miktarda tasavvufla mistisizmi eşitleme girişimleri var. Ancak başlangıçta belli bir karara varmayan tasavvuf hakkındaki bu isimlendirmenin Oriental Mysticism, Sufism, Mahomedan Spiritualism, Mahomedan Mysticism, Islamic Mysticism şekilleri nihayet sonuncusuyla bir süre istikrara kavuşuyor. Daha sonra sufism kavramı yerleşik olarak dolaşıma giriyor. Tasavvufla mistisizmi eşitleme girişimlerinde Massignon’un da payı olmakla birlikte, bu girişimler yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde tam bir eşitlemeye dönüşmüş gözüküyor. Bu eşitlemenin kesinlik kazanmasında dönüm noktası olan en önemli kişinin de İngiliz tasavvuf araştırmacısı Reynold Alleyne Nicholson olduğu anlaşılıyor. Ancak öncesinde bu teklifi yapanlardan Massignon’un etkisiyle; Mehmed Ali Aynî gibi Batı dünyasını daha çok Fransızca literatür üzerinden takip eden Tasavvuf Tarihi yazarlarımızın tasavvufla mistisizmi eşitlediği gözlenmekte. Yani kavram henüz Batıda bile kesin çizgilerine kavuşmamışken bizde kabullenilmiş olduğunu mu söylemek istiyorum? Bu konuda yüzde yüz kesin denilebilecek bir sonuca vardığımı söyleyemesem de yaptığım ön incelemeler bunu gösteriyor.
“İslâm mistisizmi” teriminin oturması noktasında Nicholson’a sorumluluk yükleyen Guénon’un tespitinde tamamen haksız olmadığı anlaşılıyor. Cumhuriyet döneminde Nicholson’ı takip edenlerin ilklerinden birinin Hilmi Ziya Ülken olduğu görülüyor.
Cumhuriyet öncesinde yazılan felsefe sözlüklerimizde tasavvufla mistisizmi eşitleme noktasında görüşlerin ağırlıklı olarak yer aldığı, Cumhuriyet döneminde son Osmanlı aydınlarının zihninde yer alan görüşlerin aşağı yukarı aynen devam ettiği dikkat çekiyor. Tasavvufu mistisizmle eşitlemeyi uygun görmeyen aydınlarımızın görüşlerinin daha zayıf bir tonda seslendirildiği anlaşılıyor. Türk Dil Kurumu’nun 1942 tarihinde yayınladığı Felsefe ve Gramer Terimleri adlı sözlük çalışmasında da mistisizm “Gizemcilik” maddesinde alınmış ve tasavvufla eşitlenmiştir. Bu arada sözlüğün sadece kelime karşılığı gösterme amaçlı hazırlandığını ve herhangi bir açıklamaya yer verme gibi bir hedefi olmadığını da ekleyelim. Bu durum tasavvufla mistisizm arasındaki eşitlemenin oturtulması girişimlerinin Cumhuriyet döneminde de artık yerleşik bir kabul haline geldiğini göstermesi açısından dikkate değerdir. Belki ağırlıklı olarak bu etkiyle Peyami Safa da 1961 tarihli son kitabı olan Mistisizm adlı eserinde aynı perspektifi sürdürmüş gözüküyor.
1. Gizemcilik (mistisizm) kavramını tasavvufla eşitleyen 1942 tarihli terimler sözlüğünün kapağı.
İlâhiyat Fakülteleri hocaları tarafından kaleme alınan tasavvuf tarihi kitaplarındaki duruma bakıldığında görülen şudur: Tasavvufu mistisizmle eşitlemeye en istekli yazarın da bu konuda birkaç müstakil kitap yazmış olan Cavit Sunar olduğu açıkça görülüyor. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü hocalarından Mahir İz ve talebeleri -biraz da aynı kurumdaki Yaşar Nuri Öztürk’ün belki Guénon’dan mülhem olarak inisiyasyon terimini öne sürmesi- dışarıda tutulacak olursa, Cumhuriyet döneminde yazılan tasavvuf tarihi kitaplarındaki tasavvufla mistisizmi ayrı tutma girişimlerinde en çok öne sürülen argüman Guénon’un meşhur makalesi gibi gözüküyor. Tasavvuf tarihi kitaplarımızda görülen bu ikili durumun zamanla tekrara dönüşmesi belli bir düşüncenin yerleşmesinden çok kavramın kökenlerine inme konusundaki isteksizlikten kaynaklanmış olabilir. Mistiklik ile mistisizm arasındaki farka temas eden herhangi bir yaklaşımın olmaması buna delil gösterilebilir. Sonuçta hâkim olarak tasavvufa “İslâm mistisizmi” denilmesi yaygınlaşmış oluyor. Bu sebeple her ne kadar bazı gözlere hoş görünmese de bu yaygın kullanım revaç bulmuştur. Ancak bu tür kavramların dilimizde yaygınlaşmasıyla alâkalı bazı problemler de yok değil. Problemlerden önce sorularımıza bakalım.
Merakımı Cezbeden Sorular ve Yol Açtıkları Sorunlar
On sekizinci yüzyıldan itibaren Batı düşünce dünyasında yeni kavram dizilerinin kullanıma sokulduğu gözlemleniyor. Batılı araştırmacılar neden kendi kullandıkları klasik terminolojiyi terk ettiler ve sonuna -izm getirerek kullandıkları yeni kavram dizileri kullanmayı tercih ettiler? Bunu aydınlanmayla açıklamak mümkün gözüküyor. Bununla beraber sonuna -izm getirilerek oluşturulan kavramların zamanla çok geniş bir alana yayıldığı da gerçek. Bu dönemde dinden ideolojiye, saplantıdan bağımlılıklara uzanan çizgide pek çok kavram -izm ekiyle oluşturulan terimlerle karşılanır hale gelmiştir.
Burada aklıma gelen şöyle bir soru var: Aydınlanma akımlarıyla beraber Hıristiyanlıkla bağlarını koparmak isteyen çevreler Hıristiyanlığı “mistik” olarak nitelendirmiş olabilir mi? Yani mistik ve mistisizm kavramları o yüzyılda pejoratif/hakaretâmiz/alçaltıcı bir ifade olarak Hıristiyanlık için kullanılmış olabilir mi? Öyle ya! Dünyanın en önemli din felsefesi olarak gösterilen İsa’nın hem ilâhîliği ve hem beşerîliği problemi ancak tereddütsüz inanarak çözülür, bunun yolunun da mistik ve gnostik yaklaşımlardan geçtiği kabul edilebilir.
Gnostisizm demişken, mistik ve mistisizm kavramları çevresinde Guénon ve Ernst’in kanaatleri dikkate alındığında, sadece Hristiyan mistik düşüncesinin ortaya çıkış sebeplerini sorgulayan bir bakış açısıyla bakmak bile akla bazı sorular getiriyor: Hristiyan Mistik düşüncesinin Teslis’le nasıl bir alâkası olabilir? Acaba Hristiyan mistik düşüncesi, dünyanın en çözülemez din felsefesi problemi olarak görülen Teslis inancının sezgi yoluyla doğrudan kabulünü sağlayabilmek adına öne çıkarılan bir unsur olabilir mi? Dahası “gnostisizm” adıyla anılan gnostik yaklaşımlar bunun neresinde yer alır?
Öte yandan Ezelî Hikmet (Sophia Perennis) merkezli gelenek kavramını öne çıkaran ve mistisizm kavramına getirdiği eleştirilerde haklı görünen Guénon’un Hıristiyan mistik düşüncesini incelerken Katolikliği merkeze aldığı, hatta Katolikliği geleneğin Hıristiyanlık’taki bir çeşit izdüşümü olarak saydığı da göz ardı edilmemeli. Hangi sebeplerle Katolikliği merkeze aldığı üzerinde çeşitli yorumlar yapılabilirse de onun bu noktada eleştirilmesi mümkündür. Acaba Gu’enon düşüncesinde neden sadece teslis inancını temsil eden Katoliklik merkeze oturtulmuştur? Îsâ’dan sonraki ilk dört yüz yılda teslise inananlardan başka Îsâ taraftarı yok muydu? Tevhîde inanan Îsâ taraftarları arasında mistik eğilimlere sahip olanlar yer almıyor muydu? Bunların nasıl mâneviyât anlayışlarına, daha anlaşılabilir bir ifadeyle mistik yapıya sahip olduklarına dair herhangi bir bilgi yok mudur? Dahası Guénon bu yaklaşımları temele almasa bile en azından dikkate almış olsaydı, tevhid inancı açısından daha sağlam bir zemine dayanmış olmaz mıydı?
Batılı araştırmacıların kendi ürettikleri kavramları başka kültürlere giydirmeye çalıştıkları, hatta buna Batı dünyasından da itiraz geldiği tespit edilmişti. Bu noktada aklıma gelen ama gerçekte Batının genel bakış açısından kaynaklanan bir başka soru da şu: Batı dünyası kendi ürettiği yeni kavram dizilerini başka kültürlere giydirme yetkisini hangi etkenlere bağlı olarak kendinde görebiliyor? Bu arzunun sömürgecilikte alınan mesafelerle nasıl bir ilişkisi olabilir? Bu soru cevaplanması çok kolay bir sorudur. Kavramlara hâkim olan düşünceye de hâkim olur. Ama sorunun beraberindeki başka bir soru da şu: Batı düşüncesinde bu ana akımın karşısında hangi akımlar yer alıyor? Bu akımlarda nasıl bir tasavvuf tarihi algısı var?
Ayrıca farklı Hıristiyan mezheplerindeki mistiklerin diğer mezheplere karşı öne çıkarıldığı örneklere de rastlanabilir mi? Son sorulara temel oluşturan konuların ilgili sahalarda araştırılmaya hem ihtiyacı var hem de bunlar araştırılmaya değer konular. Ama Batının bizi incelediğinin yüzde biri kadar biz Batıyı incelemediğimiz için bu soruya bir çırpıda müspet bir cevap verebilmek kolay gözükmüyor!
Batı dünyasıyla ilgili şu soruyla bitirelim: Kendi mâneviyat birikimimizi Batılı zihinlerin anlayabileceği bir çerçeveye indirmeye mecbur muyuz? Eğer böyle bir mecburiyet varsa bunun sınırı nereye kadar uzanmalıdır, nerede durmalıdır?
*
Meselenin bir de bizim entelektüellerimize bakan tarafıyla ilgili sorulara göz atalım.
Entelektüellerimizin Batı karşısındaki donanımları ve bu donanımlarının sınırları gerçekte ne durumdaydı? Entelektüellerimiz bu konudaki sorgulamayı ne kadar yapabildiler? Neleri eksik bıraktılar ve neden tam bir sorgulama gerçekleştiremediler? Meseleleri ele alırken sahip oldukları öncelikler, Batı karşısında durdukları yer, kendi kültürümüzü ve Batıyı izlemedeki araçları bunda ne kadar etkili oldu? Aralarında hangi ortak noktalar ve çatışma alanları belirdi? Bunlar aşılabildi mi? Nasıl? Bu sorular sadece tasavvuf araştırmalarıyla sınırlı olmadıkları için hayli geniş konular ve Türkiye’de bu soruların genel çerçevesine cevap verecek çokça yayın var. Ancak konunun tasavvuf tarihi araştırmalarına bakan tarafına dair yayınların yeterli seviyeye ulaştığı söylenemez.
Batıyı izleme araçları derken takip edilen yayınların yazıldığı dilleri kastediyorum. Bu noktada şu soru da önemli gibi geliyor bana: Entelektüellerimizin Batıyı Fransızca literatür üzerinden takip etmeleri ne tür sonuçlar getirmiş olabilir? İngiliz dilinde yazılan literatürün yeterince takip edilememiş olması, Anglo-Sakson dünyanın bu konudaki fikirlerinin gözden kaçırılması ve bu literatüre karşı tavır geliştirilememesi gibi durumların Batıyı takip için Fransızca’yla yetinmekle yakından ilişkisi olabilir mi? Karşılaşılan metinlerle ciddî bir hesaplaşma yapılabilmiş midir? Hesaplaşma kısmı konuyu hayli genişletir, ama sorunun ilk kısmıyla ilgili ilk izlenimlerimi önceki yazılarda aktarmıştım. İngilizce kaynakların takibindeki azlık biraz bunların takibindeki yetersizliklerden biraz da Cumhuriyet dönemi sonrasındaki yayınların çok sınırlı bir kesim tarafından takip edilmesinden kaynaklanmış olabilir. Bunda 1933 yılından itibaren İlâhiyat Fakültesi’nin kapatılmasıyla beraber gelen tasavvuf araştırmalarının aktüel bir değeri kalmamasının da etkili olduğunu söylemeye gerek var mı, bilemem.
İşte bu noktada başka bir soru gündeme geliyor: Cumhuriyeti kuran kadroların yaklaşım ve uygulamaları son dönem Osmanlı entelektüel dünyasındaki canlılığın devamına ket vurmuş olabilir mi? Cevabı önemli ölçüde bilinen bu soru üzerinde durmak konuyu dağıtabilir.
Entelektüellerimizin kullandıkları dil yeni durum ve şartları peşinen kabullenmeden mi kaynaklanıyordu, yoksa buna başka gerekçeler de eklenebilir mi? Meselâ pozitivist yaklaşımın yaygınlaşmasına paralel olarak gençlere geçmişte yaşanmış mâneviyat tecrübesini anlatabilmek için Batılı kavramların kullanılması bir zorunluluk haline gelmiş olabilir mi? Bu sorulara da ilk yazıda kısmî cevap aramaya çalışmıştım.
Tasavvuf tarihi yazarlarımız mistisizm kavramı üzerine ne kadar kafa yordular? Bu konuda eksik bırakılan noktalar olduğu kesin. Ancak belki de yazarlarımızın tasavvuf düşüncesine yoğunlaşmak için mistisizm ve mistiklik üzerinde çok fazla durmadıkları da ileri sürülebilir.
Mesele üzerinde duruldukça sorular çoğaltılabilir. Sorulardan bir kısmına vermeye çalıştığımız cevapların yeterli olduğunu iddia edebilecek durumda da değiliz. Konu çevresindeki sorunları kısmen ele alarak sonuçlara geçmeden önce şu soruyla bitirelim: Biz Türkiye Müslümanları olarak kendi medeniyet tecrübemizden hareket ederek düşünce ve kavram oluşturma noktasında pes etmiş durumda mıyız?
* * *
2. Peyami Safa’nın 1961 tarihli Mistisizm adlı son eserinde tasavvufla mistisizm eşitlenmiştir.
Sonuçlar
Hesabı verilmemiş pek çok kavram gibi, mistisizm kavramının da sorgusuz sualsiz entelektüel dünyamıza girdiğini ilk yazıda ifade etmiştim. Hatta bu yaklaşımlardan bazılarının İslâm’dan başka kültürlerde tasavvufun varlığı kabulünü hissettiren bir başka çalışma görünümü taşıdığını da belirtmiştim. Oysa mâneviyat çerçevesi ele alındığında bu tür yaklaşımların yansıtabilecekleri doğru yönler bulunsa bile tasavvuf terimi üzerinde bir anlam kayması riski içerdiği de açıktır. Nitekim tasavvufla mistisizm arasında eşitlemeyle sonuçlanan süreç de bunu gösteriyor. Buna bir de ülkemizde tasavvufî hayatın entelektüel boyutunun budanarak tasavvuf kültürünün avâmîleşmeyle sonuçlanması durumu meselenin bir başka yönünü ortaya koyuyor. Ama o bir bahs-i diğer…
Mistisizm kavramını merkeze alarak, kavramın mistik ve mistiklik kavramlarıyla ilişkileri üzerine yaptığım inceleme sonrasında ulaştığım sonuçların iki başlık altında toplanması mümkündür: 1. Tasavvuf-mistisizm ilişkileriyle ilişkili meselelerin sonuçları. 2. Entelektüel dünyamızın modernleşme süreci içindeki genel sorunları. Bu iki meseleyi birbirinden bağımsız ele almak çok da kolay değil.
Öncelikle konunun temelini oluşturan genel düşünce sorunlarımızla ilgili şunları söyleyebilirim. Düşünce hayatımızda kavram geliştirmenin fiilen iki yolu gözüküyor: Hazır kavramları sorgulamadan almak ya da kendi kavramlarımızı hem içeri hem de dışarıyla mukayeseli olarak sorgulamak suretiyle yeni kavramlar geliştirmek. Bunlardan birinci yol kısa vadeli sonuçlara götürecek yanıltıcı bir kolaylık, ikinci yol ise uzun vadeli gelişmelere yol verecek çaba gerektirici bir zorluk içeriyor. Kalıcı olanı elde edebilmenin yolu bu zorluğu aşmaktan geçiyor.
Gençlik zamanlarımızda sıklıkla duyduğumuz bir cümle vardı: “Türkiye’de kavram kargaşası var.” Evet, ben de bugün hâlâ aynı şeyi yüksek sesle tekrar etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ama bu cümle uzun bir zamandan beri kulağımıza çalınmıyor. Acaba bu cümle neden duyulmaz oldu? Türkiye’deki kavram kargaşası sona mı erdi, yoksa artık mesele olmaktan çıkarak alıştığımız bir duruma mı dönüştü?
Dünyanın yeni bir yön almaya başladığı, Türkiye’nin de yeni bir dönemece girdiği bu zamanlarda Batılılaşmanın getirdiği kavram kargaşalarının bagajlarından kurtulmadan nasıl yol alabiliriz? Hâkimi olamadığımız bir dönemde oluşmuş ve düşünce dünyamıza yerleştirilmiş kavramlarla yeni bir İslâm düşüncesini nasıl kurabiliriz? Bu yakıcı sorular üzerinde düşünebilmek için bile iki yüz yıldan beri zihnimize çakılan çivilerden kurtulmak zorunda değil miyiz?
Her şeyden önce doğru bilgi edinme aşkına ve belli ezberleri tekrardan arınmış, sağlam bir düşünce dünyasına ihtiyacımız var. Dahası hâkim kültürün iki yüz yıldan bu yana zihnimize çaktığı çivileri sökmeye muhtacız. Bunun için de sorgulayıcı yaklaşımları devreye sokmamız şart. Özellikle son yüzyılda dilimize giren kavram ve terimleri kendi düşünce yapımız içerisinde sıkı bir elekten geçirerek gerçek değerlerini ortaya koymamız gerek.
Dahası Batının bizi araştırdığı kadar bizim de Batı’yı araştırmamız gerekiyor. Bu araştırma sırasında kolaylıkla birbirine dönüşebilen iki kardeş duygudan; üstünlük ve aşağılık kompleksinin büyüsüne kapılmaktan da korunmamız gerek.
*
Bu genel çerçevenin ardından incelediğimiz terimin sınırlı noktası hakkında da şunları söyleyebiliriz. Her şeyden önce tasavvufu mistik bir yönelim saymakla onu bir mistisizm türü olarak adlandırmanın farklı sonuçlara varan iki ayrı yol olduğunu kabul etmek gerektiği kanaatimizi yazı dizimizin başından itibaren sürdürdüğümüz okuyucularımızın gözünden kaçmamış olsa gerek. Çünkü İslâm kültür ve medeniyeti içerisinde sınırlarını çizebileceğimiz tasavvuf olgusunu, anlam dünyasının sınırları belli olmayan mistisizm gibi bir kavramla eşitlemek her şeyden önce tasavvufun belli bir kültürün kavram dünyasına indirgenmesiyle sonuçlanma riski taşır. Böyle bir kabul belki de Batı dünyasının konuyla ilgili henüz kendi içinde bile çözemediği sorunların da bu kavram dünyasıyla beraber düşünce hayatımıza taşınmasına sebep olabilir. Bu çerçevede önceki yazılarda değindiğim gibi kendi kavram dünyamız içerisinde bir gelişmeyi zorlamanın daha anlamlı olduğunu düşünmekteyim.
Eğer mistik yönelim tasavvufa veya inisiyasyon denilen düzenli mâneviyat yaşantısına yönelmek için bir ön şartsa tasavvufla mistik yönelimin iç içe olduğu kabul edilebilir. Ama belli kurallara bağlanmış tasavvufî hayatla mistik yönelim bu noktada birbirinin aynı olarak görülemez. Ancak aralarındaki irtibat da göz ardı edilemez. Buna karşılık mistisizm kavramı tasavvufa mistik yönelim kadar bile yakın sayılamaz.
*
Tasavvufu mistisizmle eşitleme ya da ayırma konusundaki farklı görüşler yüzeyden bakıldığında mânevî tecrübenin her kültürde aynı ya da farklı olduğu noktasındaki temel ayrılıktan kaynaklanıyor gibi görünüyor. Ancak bunun daha derinlerde farklı boyutlarından söz edilebilir. Konuya Batı penceresinden bakarak tasavvufu mistisizmle eşitleyenler oryantalistlerin tasavvufun kaynağı olarak antik mistik gelenekleri görme fikrine yakın durma eğilimindeler. Konuya tasavvuf penceresinden bakarak tasavvufu mistisizmle eşitleyenler mistik tecrübenin evrensel olduğunu, tasavvufun da bu tecrübenin İslâm mâneviyâtındaki görünümü olduğunu düşünüyorlar. Konuya tasavvuf penceresinden bakarak tasavvufla mistisizm arasını kesin olarak ayıranlar tasavvufun özgün olduğu, diğer mistik yapılarla karşılaştırılamayacağı kabulüne dayanıyorlar.
Mânevî tecrübe her kültür ve medeniyette elbette vardır. Ancak her kültür ve medeniyetin mânevî tecrübesi o kültürün inanç dünyası ve kutsal metinleriyle sıkı sıkıya ilişkilidir. Öte yandan tasavvufu mistisizmle eşitleyen zihinlerin ilimde objektiflik adına mânevî yaşantıdan uzak durmayı tercih edenler oldukları da bilinmektedir. Tasavvufu mistisizmden kesin olarak ayıranların gönül dünyaları bakımından tasavvufa yakın durdukları da tespiti zor bir konu değildir. Araştırmalarda her iki bakış açısının da dikkate değer katkıları bulunabilir. Ancak kültürler arası olarak ele alınan konularda daha dikkatli olmak, benzerlikler üzerinden düşülebilecek indirgeme riskini gözden uzak tutmamak gerekir.
Mistisizm kavramının kökenlerini tartışan René Guénon, Carl Ernst ve Din Muhammed -haydi onlar kadar olmasa da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü geleneğinin Mahir İz’den itibaren gelen hocaları- gibi isimlerin görüşleri derinleştirilebilir ve farklı okumalarla yeni boyutlar kazanabilir. Bu noktada farklı araştırma sahalarında çalışmalar yapmakta olan Bernard McGinn ve Eric R. Sharpe gibi Batılı araştırmacıların yaklaşımlarının da dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim.
*
Düşünce tarihimizin genel sorunları ve mistisizm kavramı konusundaki özel sınırları beraber düşündüğümüzde son olarak şunları söyleyebilirim: Hâkimi olmadığımız bir zaman ve tarih diliminde başka bir dünyada türetilmiş hâkim olamadığımız bir terimler dizisinin derin noktalarını anlamaya ve bu terim dizilerini geliştirmeye muvaffak olamayız. Günümüze hâkim olan terim dizileri medeniyetimizin çözülme zamanlarında Batı medeniyeti tarafından geliştirilmiş terim dizileridir. Dahası onlar bu terimlerin derin ve problemli noktalarını bilmektedirler. Biz ise öncelikle kendi terim dizilerimizin derin ve problemli noktalarına hâkim olmak durumundayız. Batı düşüncesinin muhtevâsına hâkim olmak da sonra gelmesi gereken ama müstağni kalamayacağımız bir başka iştir.
Tasavvufu mistisizm olarak karşılamak ya da buna direnmek; Batıdan gelen terimleri sorgulamadan benimsemek ya da kendi terimlerini günümüz tecrübesini göz ardı etmeden yeniden üretmekte ısrar etmek. Konu baştan beri vurgulamaya çalıştığım gibi modernleşme tecrübemizin akademik araştırmalarımızdaki belli bir kısma yansımasından ibaret. İşte bu nokta bizi bir yol ayrımına sokuyor. Mağlup bir medeniyetin başka kültürlerden sorgulanmaksızın alınmış terimleriyle devam etmek yeni bir düşünce oluşturmaya katkı sağlamaz. Kendi terim dizilerinden yola çıkmak ve başkasıyla sağlıklı karşılaştırmalar yeniye ulaşmak zora talip olmak demektir. Zora talip olmaksa kalıcı iz bırakmanın ilk adımıdır.
KAYNAKÇA
Afîfî, Ebü’l-Âlâ. Tasavvuf İslâm’da Manevî Devrim. çev. H. İbrahim Kaçar, Murat Sülün. İstanbul: Risale Yayınları, 2. Basım, 2004.
Akarsu, Bedia. Felsefe Terimleri Sözlüğü. İstanbul: İnkılâp Kitabevi, 4. Basım, 1988.
Altıntaş, Hayrani. Tasavvuf Tari̇hi̇. Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1986.
Altıntaş, Hayrani. Tasavvuf Tarihi. Ankara: Akçağ, 2. Basım, 2018.
Ateş, Süleyman. İslâm Tasavvufu. İstanbul: Yeni Ufuklar Neşriyat, 1992.
Ayni, Mehmet Ali. Tasavvuf Tarihi. ed. Hüseyin Rahmi Yananli. İstanbul: Büyüyenay Yayınları, 2017.
Babanzâde Ahmed Naîm. İlmü’n-Nefs Tercümesi Felsefe Açısından Psikoloji Meseleleri Georges Fonsegrive’den, Türkçede Yeni Kullanılan Terimler Hakkında Ayrıntılı Notlarla Birlikte. İstanbul: İz Yayıncılık, 2017.
Bakırcıoğlu, Rasim. Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü. 394. Ankara: Anı Yayıncılık, 2012.
Benham, William (ed.). Dictionary of Religion. London-Paris-New York-Melbourne: Cassel & Company Limited, 1887.
Bergson, Henri. Yaratıcı Tekâmül. çev. Mustafa Şekip Tunç. İstanbul: Dergâh Yayınları, 2. Basım, 2018.
Bjerregaard, C. H. A. Lectures of Mysticism and Nature Worship. Chicago: Corbitt & Burnham Printers, 1897.
Bolay, Süleyman Hayri. Felsefe Terimleri ve Doktrinleri Sözlüğü. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 11. Basım, 2013.
Bouyer, Louis. “Mysticism / An Essay on the History of the Word”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 42-55. New York: Image Books, 1980.
[Bölükbaşı], Rıza Tevfik. Ma’ârif-i Umûmiyye Nezâreti Istılâhât-ıİlmiyye Encümeni Kamûs-ı Felsefe IstılâhâtıMecmû’ası (Rıza Tevfik’in Notlarıyla). 96, 190. Konya: Çizgi Kitabevi, 2014.
Budak, Selçuk. Psikoloji Sözlüğü. 975. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, 2009.
Cevizci, Ahmet. Paradigma Felsefe Sözlüğü. 715. İstanbul: Paradigma Yayıncılık, 8. Basım, 2013.
Ceyhan, Semih. “Devletin Tasavvufu, Toplumun Tarikatı: İmparatorluktan Ulus Devlete Geçiş Sürecinde Tasavvuf Tarihi Yazımının Siyasal Açılımları”. Tarihten Günümüze Sûfî-Siyaset İlişkileri -Milletlerarası Tartışmalı İlmî Toplantı 01-03 Kasım 2019-. 503-549. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2020.
Çankı, Mustafa Namık. Büyük Felsefe Lugatı. 3 Cilt. 2/480-483. İstanbul: Aşıkoğlu Matbaası, 1955.
Demir, Ömer – Acar, Mustafa. Sosyal Bilimler Sözlüğü. 149. İstanbul: Ağaç Yayıncılık, 1992.
Derin, Süleyman. İngiliz Oryantalizmi ve Tasavvuf. İstanbul: Küre Yayınları, 2. Basım, 2017.
Doğrul, Ömer Rıza. İslâmiyetin Geliştirdiği Tasavvuf: İslâm Tasavvufunun Tarih Boyunca Geçirdiği En Mühim Gelişmeler ve Yetiştirdiği En Büyük Şahsiyetler. İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2008.
Doniger, Wendy (ed.). Britannica Encyclopedia of World Religions. Singapore: Britannica, 2006.
Eaton, Gai. İslâm ve İnsanlığın Kaderi. çev. İhsan Durdu. İstanbul: İnsan Yayınları, 1992.
Eraydın, Selçuk. Tasavvuf ve Tarîkatlar. İstanbul: İFAV, 2014.
Erginli, Zafer. “Oryantalizm ile Mistisizm Arasında: Batı Dünyasında Tasavvufa Bakış Biçimleri Üzerine”. Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 7/13 (14 Ocak 2018), 1-35. https://dergipark.org.tr/en/pub/gifad/issue/34455/380662
Ernst, Carl W. Hz. Muhammed’in Yolunda. çev. Cangüzel Güner Zülfikar. İstanbul: Okuyanus, 2. Basım, 2012.
Ernst, Carl W. Sufizm İslâm’ın Mistik Geleneğine Giriş. çev. Gülçin Tunalı. İstanbul: Sufi Kitap, 2022.
[Ertuğrul], İsmail Fennî. Lugatçe-i Felsefe. 444-446. İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1341.
Filibeli Ahmed Hilmi. Hikmet Yazıları. haz. Ahmet Koçak. İstanbul: İnsan Yayınları, 2. Basım, 2009.
Guénon, René. Hristiyan Mistik Düşüncesi. çev. İsmail Taşpınar. İstanbul: İnsan Yayınları, 2005.
Guénon, René. İnisiyasyona Toplu Bakışlar – I. çev. Mahmut Kanık. Ankara: Hece Yayınları, 2003.
Güngör, Erol. İslâm Tasavvufunun Meseleleri. haz. Şeyma Güngör. Ankara: Yer-Su, 2018.
Hilal, İbrahim. Din ve Felsefe Arasında İslâm Tasavvufu. çev. Mehmet Ali Kara. İstanbul: Çıra Yayınları, 2004.
Hüseyin Sa’deddin. İlm-i Tasavvuf. İstanbul: Kader Matbaası, 1341.
Inge, William Ralph. Christian Mysticism -Considered in Eight Lectures Delivered Before The University of Oxford-. New York-London: Charles Scribner’s Sons-Methuen & Company, 1899.
Inge, William Ralph. Mysticism in Religion. New York-Melbourne-Sydney-Cape Town: Hutchinson’s University Library, ts.
İz, Mahir. Tasavvuf. İstanbul: Rahle Yayınları, 1969.
İz, Mahir. Tasavvuf Mâhiyeti, Büyükleri ve Tarikatlar. haz. M. Ertuğrul Düzdağ. İstanbul: Kitabevi, 2012.
Jones, Rufus M. “Mysticism (Introductory)”. Encyclopaedia of Religion and Ethics. ed. James Hastings. 9/83-84. Edinburgh: T. & T. Clark, 1917.
Kara, Mustafa. Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi. İstanbul: Dergâh Yayınları, 1985.
Kara, Mustafa. Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi. İstanbul: Dergâh Yayınları, 12. Basım, 2014.
Karakoç, Sezai. Makamda. İstanbul: Diriliş Yayınları, 4. Basım, 2005.
Karakoç, Sezai. Mevlâna. İstanbul: Diriliş Yayınları, 13. Basım, 2021.
Karakoç, Sezai. Ruhun Dirilişi. İstanbul: Diriliş Yayınları, 20. Basım, 2020.
Karataş, Hasan. “Tasavvuf Tarihçiliğinin Yirminci Yüzyılda Zuhûr ve Neşvünümâsı: Tarihyazımında Bir Eşzamanlılık Vakası yahut Bir Dönemlendirme Denemesi”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi 16/31-32 (2018), 9-46.
Kısakürek, Necip Fazıl. Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu. İstanbul: Büyük Doğu Yayınları, 25., 2017.
Knowles, David. “What Is Mysticism?” Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 521-528. New York: Image Books, 1980.
Knysh, Alexander. Sûfîlerin Tarihine Farklı Bir Bakış Denemesi. çev. Ömer Saruhanlıoğlu. İstanbul: Nefes Yayınları, 2021.
Knysh, Alexander. Tasavvuf Tarihi. çev. Nurullah Koltaş. İstanbul: Ketebe Yayınları, 2020.
Kutluer, İlhan. “Mistisizm”. TDV İslâm Ansiklopedisi. 30/188-190. Ankara: TDV Yayınları, 2020.
Kürkçüoğlu, Kemâl Edîb. Tasavvuf Tarihi Ders Notları. haz. Yusuf Turan Günaydın. İstanbul: Büyüyenay Yayınları, 2014.
Massignon, Louis. Doğuş Devrinde İslâm Tasavvufu. çev. Mehmed Ali Aynî. haz. Osman Türer & Cengiz Gündoğdu. İstanbul: Ataç Yayınları, 2020.
McGinn, Bernard. Foundations of Mysticism – Vol. I of Precense of God: A History of Western Christian Mysticism –. New York: The Crossroad Publishing, 1990.
Meriç, Cemil. Bu Ülke. İstanbul: İletişim Yayıncılık, 8. Basım, 1993.
Muhammed, Din. Tasavvuf ve Mistisizm. çev. Muhammet Uysal. İstanbul: Endülüs Kitap-Ravza Yayıncılık, 2016.
Nicholson, Reynold A. İslâm Sûfîleri. çev. Yücel Belli, Murat Temelli. İstanbul: Ataç Yayınları, 2004.
Nicholson, Reynold A. “Sufis”. Encyclopaedia of Religion and Ethics. ed. James Hastings. 12/10-17. Edinburgh: T. & T. Clark, 1921.
Nicholson, Reynold A. “Sufis: The Mystics of Islam”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 179-191. New York: Image Books, 1980.
Nicholson, Reynold A. Tasavvufun Menşei Problemi. çev. Abdullah Kartal. İstanbul: İz Yayıncılık, 2004.
Olguner, Fahrettin. “Mistisizm”. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi. 3/15-17. İstanbul: Risale Basın Yayın, 1991.
Öztürk, Yaşar Nuri. Tasavvufun Rûhu ve Tarîkatler. Bursa: Sidre Yayıncılık, 1988.
Palmer, Edward Henry. Oriental Mysticism -A Treatise on the Sufiistic and UnitarianTheosophy of the Persians. London: Luzac & Company Ltd., 1938.
Russel, Bertrand. Mistisizm ve Mantık. çev. Ayseli Usluata. İstanbul: Varlık Yayınları, 1972.
Russel, Bertrand. Mysticism and Logic and Other Essays. London: George Allen & Unwin Ltd., 11. Basım, 1959.
Safa, Peyami. Mistisizm. İstanbul: Bâbıâli Yayınevi, 1961.
Safa, Peyami. Türk İnkılâbına Bakışlar. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 11. Basım, 2017.
SBA. “Doğu Psikolojisi”. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi. 4/329-331. İstanbul: Risale Basın Yayın, 1991.
SBA. “Tasavvuf”. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi. 4/121-126. İstanbul: Risale Basın Yayın, 1991.
Schimmel, Annemarie. İslâmın Mistik Boyutları. çev. Ergun Kocabıyık. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2. Basım, 2017.
Schimmel, Annemarie. Tasavvuf Notları. çev. Dilara Yabul. İstanbul: Sufi Kitap, 2018.
Sharpe, Eric J. Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram (Karşılaştırmalı Bir Çalışma). çev. Ahmet Güç. Bursa: Arasta Yayınları, 2000.
Smart, Ninian. “Interpretation and Mystical Experience”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 78-91. New York: Image Books, 1980.
Smith, Margaret. “The Nature and Meaning of Mysticism”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 19-25. New York: Image Books, 1980.
Sunar, Cavit. Ana Hatlarıyla İslâm Tasavvufu Tarihi. Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1978.
Sunar, Cavit. Mistisizmin Ana Hatları. İstanbul: Anadolu Aydınlanma Vakfı Yayınları, 2. Basım, 2005.
Sunar, Cavit. Tasavvufu Tarihi. Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1975.
Şapolyo, Enver Behnan. Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi. İstanbul: Türkiye Yayınevi, 1964.
Tahralı, Mustafa. Çağ ve Hakikat -René Guénon’dan Seçme Makaleler ve Yorumlar-. İstanbul: Kubbealtı Neşriyat, 2018.
Taşpınar, İsmail. Hıristiyanlık ve Mistik Semboller. İstanbul: İFAV, 2019.
TDK. Felsefe ve Gramer Terimleri Ahlâk-Eğitbilim-Estetik-Fizikötesi-Gramer-Mantık-Ruhbilim-Toplumbilim. İstanbul: Cumhuriyet Basımevi, 1942.
Temiztürk, Halil. Hıristiyan Mistisizmine Giriş. Ankara: Eskiyeni Yayınları, 2021.
Topçu, Nurettin. İslâm ve İnsan; Mevlâna ve Tasavvuf. İstanbul: Dergâh Yayınları, 16. Basım, 2020.
Türer, Osman. Tasavvuf Tarihi. İstanbul: Ataç Yayınları, 2. Basım, 2013.
Uludağ, Süleyman. Tasavvuf Dersleri. ed. Mehmet Bilal Yamak. İstanbul: Sufi Kitap, 2022.
Underhill, Evelyn. “The Essentials of Mysticism”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 26-41. New York: Image Books, 1980.
Ülken, Hilmi Ziya. İslâm Düşüncesi -Türk Düşüncesi Tarihi Araştırmalarına Giriş. Ankara: Doğu Batı Yayınları, 5. Basım, 2015.
Woods, Richard. “Introduction”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 1-15. New York: Image Books, 1980.
Yılmaz, H. Kâmil. Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarîkatlar. İstanbul: Ensar Neşriyat, 20. Basım, 2015.
Yılmaz, H. Kâmil. Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarîkatlar. İstanbul: Ensar Neşriyat, 27. Basım, 2018.
Zaehner, R. C. “Mysticism Sacred and Profane”. Understanding Mysticism. ed. Richard Woods. 56-77. New York: Image Books, 1980.
Zerrinkûb, Abdülhuseyn. Sûfî Mirasının Değeri. çev. Ahmet Çelik. İstanbul: Visal Yayınları, 2017.
Zerrinkûb, Abdülhuseyn. Tarihsel Perspektifiyle İran Tasavvufu. çev. Nurcan Altun. İstanbul: Önsöz Yayıncılık, 2014.
“Definition of -ISM”. Erişim 10 Ocak 2023. https://www.merriam-webster.com/dictionary/-ism
“Definition of MYSTICISM”. Erişim 10 Ocak 2023. https://www.merriam-webster.com/dictionary/mysticism
“Ism”. 01 Mart 2023. Erişim 04 Mart 2023. https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/ism