31 Mart Vakası’nda Malûmâtçı (Baba) Tahir
Hatırlayacak olursak Sultan II. Abdülhamid’i tahttan indiriliş sürecini tetikleyen ve Rumi takvime göre 31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) tarihinde zuhur eden 31 Mart Vakası dönemin yönetimine karşı gerçekleşmiştir.
Birçok tarihi hadiselerimiz gibi II. Meşrutiyet’in en önemli hadisesi olan 31 Mart Vakası’da hâlâ güncelliğini korumaktadır. Bildiğiniz gibi İttihatçılar 31 Mart’ı bahane ederek 27 Nisan 1909 tarihinde, 31 Ağustos 1876’da tahta çıkan Sultan II. Abdülhamid’i tahttan indirmişlerdir. Kazım Karabekir, 31 Mart Vakası ile alakalı hatıratında kaleme aldığı bölümde talebelerin yaptığı gösterilerden bahsederken, Hüseyin Cahit (Yalçın)’in Tanin gazetesiyle kendilerine destek olacağını aslında Resimli Gazete’ye niyetlendiklerini fakat Karabet’e ait olduğundan vazgeçtiklerini belirtmektedir.[1]
Karabekir, Ali Kemal’in Abdülhamid’den maddi destek gördüğünü Talat Bey (Paşa)’e izah ederken delil olarak Tanin’de çıkan yazıyı gösterir. Talat Bey’e Sultan Hamid’in para kuvvetiyle bazı gazeteleri elde edebileceğini söyleyen Kazım Karabekir:
“25 Temmuz tarihli Tanin gazetesinde Ali Kemal’e hitaben yazılan şu satırları gösterdim: Geçen gün huzuru şahaneye kabul buyurularak mazhar-ı iltifat oldunuz. Dört yüz elli lira (altın) atiye-i seniye aldınız. Bu parayı bir cihet-i hayra sarf edeceğinizi ümid ederek iki üç gündür bekledik. Fakat bu yolda bir ilanınıza tesadüf etmediğimiz için henüz cihet-i sarfını kararlaştıramadığınız anlaşılıyor. Şu ihsan-ı şahanenin ‘İane-i Milliye’ hesabına Bank-ı Osmaniye tevdi buyurulması hamiyeti müsellemelerinden muntazardır.”[2]
Akabinde Ali Kemal’in yukarıdaki yazıya verdiği cevapta “İki yüz altmışaltın aldığını, padişahın tebaasına ihsan etmesi onun hakkı değilse vereyim. Bazı hususat-ı ahvâlin ilcaatı ile vatana avdetime müsaade buyurulmasını atebe-i şahaneden istirham eyledim,” dediğini aktaran Kazım Karabekir, Hüseyin Cahit’in “Tehlikenin En Büyüğü” başlığıyla ve geçmişinden başlayarak kaleme aldığı makalesinde Ali Kemal’in bu tarzda gelişinin vatana bir casusluk olabileceğine işaret ettiğini belirtir.
Kazım Karabekir’e göre bundan sonra Tanin’de Hüseyin Cahit’in, İkdam’da Ali Kemal’in karşılıklı olarak cephe alması ve birbirlerine ağır sözler yazmaları neticesinde 31 Mart Vakası’nın ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır:
“İki şahıs, iki gazete; iki cephe yarattı ve istibdat taraftarlarına ümit verdi ve bu hal 31 Mart irticaına temel taşı oldu.”[3]
***
Mevlânzâde Rıfat, 31 Mart Vakası’nı tertip edenlerin başında Sultan II. Abdülhamid Han, Said Paşa ve Malûmâtçı Tahir olarak da bilinen Baba Tahir olduğuna dikkat çeker.[4] Rıfat’a göre iki taraf bu hadiseden kendilerine pay çıkarmıştır:
“Kısacası ayaklanma ve ihtilal tertipçilerinin her biri kendi havasına, kendi hevesine göre tambura çalmaya başladılar. İstanbul’daysa yavaş yavaş anarşi uyanıyordu. Başıboş bırakılan asker gideceği yolu, hedefi bilemiyordu ve bulamıyordu. Sultan Abdülhamit gerçi meseleye direkt müdahaleye cesaret edemiyordu. Fakat yardakçıları, hafiye gürûhu, bu şaşkınlıktan yararlanmak istiyorlardı. Başta Kâmil Paşa’nın oğlu Sait Paşa ve Baba Tahir olmak üzere askeri, hürriyet taraftarları aleyhine kışkırtıyorlardı. Tevfik Paşa’nın fermanı Babıali’de yapılan bir törenle okunurken, bahriye askeri, Âsâr-ı Tevfik süvarisi Ali Kabuli Bey’i Sultan Abdülhamit’in gözü önünde parçalıyorlardı. Diğer taraftan baş takımı, Şûrâ-yı Ümmet ve Tanin Matbaaları’nı tahrip ve yağma ediyorlardı.”
***
31 Mart’a dair emareler Alkan’ın çalışmasında İngiltere’yi işaret etmektedir. Söz konusu çalışmada Celal Bayar, Halide Edip Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Emin Yalman, Alman ve Rus Büyükelçiliğindeki diplomatlar, Avrupa’dan birtakım basın kuruluşları, Ahmet Kabaklı, Doğan Avcıoğlu ile Sina Akşi’nin vakanın İngilizler eliyle gerçekleştiğini savunan görüşleri aktarılmıştır. Aynı çalışmada şeriat adına gösteri yapanların çoğunun provokatör olduğuna dikkat çekilirken Celal Bayar İslam adına katılanların sayısını 200 civarında zikreder.[5]
***
O dönem talebe olan Yusuf Hikmet Bayur 31 Mart’a pergelleri hayli geniş açarak bakmakta. Eserinde Bayur’un II. Meşrutiyet’e dolu dolu bölüm ayırdığı görülüyor.[6] 31 Mart’a Balkanlardan Hicaz demiryollarına, İngiltere’den Rusya’ya, Yemen’e kadar geniş açıdan bakarken irtica meselesini de aslında Müslümanların “gavur” kanunu istemediği yönünde değerlendirmektedir. Bunun yanı sıra mektepli subayların öldürülmesini alaylı subayların tasfiye edileceği rivayeti neticesinde geliştiğini söylemektedir. Talebelerin dönem yoğun baskı altında olduklarını yorumlarken Abdülhamid’in muhafızlarının Türk, Arap, Arnavut mevzusuna kadar görüş bildirmektedir. 31 Mart’ın en büyük destekleyicisi olarak Rusya’yı işaret ettiği fark edilen Bayur bunu daha çok Boğazlar Meselesi üzerinden yapmaktadır.
***
1911-1912 yıllarında İngiliz gazetesi adına Londra-İstanbul arasında sık sık mekik dokuyan, ne Çarlığa ne de daha sonra Bolşeviklere yakın olan Rus kadın gazeteci Ariadna Vladimirovna Tyrkova’ya Halide Edip (Adıvar) ile nasıl mebus olduğunu anlatan Hüseyin Cahit 31 Mart Vakası’nda Rusya’ya kaçışını da anlatır.
Nisan 1909’da İstanbul’da sadece Abdülhamid’in değil, fakat eski düzenin taraftarlarınca yönetilen bir karşı devrimin patlak verdiğini anlatan Tyrkova, fanatik hocaların önderliğinde Tanin gazetesine saldırıldığına yer verir. Hüseyin Cahit kaçarak kurtulmuştur:
“Onu Rus elçiliğinde saklamışlar, oradan yine bir Rus vapurunda doğrudan Odesa’ya geçirmişlerdir; burada birkaç saat General Tolmachev’in misafirperverliğinden yararlanmıştır.”
Odesa Belediye Başkanı General İvan Nikolaevich Tolmachev’in ilgi gösterdiği Hüseyin Cahit ortalık yatışınca İstanbul’a döner:
“Abdülhamid’i tahttan indirdiklerinde, Hüseyin Cahit İstanbul’a dönmüş ve yeniden Tanin’i yayınlamaya başlamıştır. O zamanki makaleleri tutkulu bir kinle doludur.”[7]
DEVAMI GERÇEK TARİH AĞUSTOS 2022 SAYISINDA
[1] Kazım Karabekir, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Haz.: Erhan Çifci, Kronik Kitap, İstanbul 2019, s. 259.
[2] Karabekir, age., s. 307.
[3] Karabekir, age., s. 307-308.
[4] Mehmet Poyraz, II. Abdülhamid Dönemi Matbuat Şahsiyeti Baba Tahir ve Malûmât, KDY Yayınları, İstanbul 2022, s. 250-251.
[5] Necmettin Alkan, Selanik İstanbul’a Karşı/31 Mart Vakası ve II. Abdülhamit’in Tahttan İndirilmesi, Timaş Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2014, s. 297-311.
[6] Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C: I, Kısım: II, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, s. 59-217.
[7] Ariadna Vladimirovna Tyrkova, Bir Rus Gazetecinin Gözünden Jön Türkler ve İstanbul 1911-1912, Çev.: Tibet Abak, Kronik Kitap, İstanbul 2021, s. 124.