tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

II. Abdülhamid döneminde Bursa’daki imar faaliyetlerine genel bir bakış

10.08.2022
A+
A-

Bursa tarihsel arka planıyla, sosyal ve kültürel dokusuyla, her daim ehemmiyetini muhafaza etmiş bir şehirdir. Osmanlı medeniyetinde 19.yüzyılda başlayan yenileşme hareketleri, Bursa şehrinin de sosyal ve kültürel yapısını etkilemiş ve Bursa şehrinde de bu yenileşme hareketlerinin izleri görülmeye başlamıştır. Lâkin tüm bu yenileşme hareketlerinin yanında Bursa kendisine münhasır özellikleri korumuş ve fetih devrinin bir tohum olmaya namzet manasını, ulu bir çınara erişen kıymet hükmüyle yarınlara taşımayı bilmiştir.
Yenileşme hareketlerinin başladığı 19. yüzyılın başında, 1801 yılında, Bursa’da büyük bir yangın çıkmış, ardından 1855 yılında “kıyamet-i suğra” yani küçük kıyamet denilen bir depremin yarattığı tahribatla Bursa’nın mimari dokusu büyük ölçüde zarar görmüştür.
II. Abdülhamid 31 Ağustos 1876 yılında tahta çıktığında Bursa’daki yangınların ve depremin yarattığı tahribatın izleri tamamen silinmiş olmasa da, bu dönem yapılan imar faaliyetleri bu felaketlerin yarattığı tahribatı onarma gayreti ile sınırlandırılamaz. II. Abdülhamid döneminde Bursa’da imar faaliyetleri sürat kazanmış ve hem kültürel hem sosyal, hem de eğitim alanında bir çok yeni yapı inşa edilmiş, yahut işlevsellik kazanmıştır.


Bursa’da, şehri kuşbakışı gören bir noktada bulunan Tophane Meydanında, Osman ve Orhan Gazi Türbelerinin bulunduğu bölgede, bugüne kadar, üç farklı üslup ve büyüklükte saat ve yangın kulesi inşâ edilmiştir. Bu kulelerden ilki Ahmet Vefik Paşa’nın valiliği sırasında yaptırılmış, ikincisi ise Sultan II. Abdülhamid’in imar faaliyetlerinin bir eseri olarak 1890 yılında inşa edilmiştir. Günümüze ulaşamamış bu kulelerin yanında, Vali Reşit Mümtaz Paşa ve Belediye Reisi Mehmet Emin Bey döneminde inşası başlatılan üçüncü saat kulesi II. Abdülhamid’in tahta çıkışının yirmi dokuzuncu senesinin yıldönümünü kutlama vesilesiyle 1905 yılında açılmıştır.
Bursa’da, günümüzde hala aynı yerde bulunan saat kulesi, 7 katlı bir yapıdır. Kare bir planda, kesme taştan inşa edilmiştir. Daralarak yükselen bu kuleynin güney cephesinde yuvarlak kemerli bir kapı bulunmaktadır. Kulenin kenar kısımları, kaideli ve başlıklı sütunlar şeklinde yapılmıştır. Bu sütunlara bindirilen saçak kısımlarıyla kule altı parça halinde yükselmektedir. 4 ile 5. katı ayıran saçak, diğerlerinden daha, gösterişli bir şekilde olup, alt kısmı neoklasik tarzda inşa edilmiştir.


Yine Sultan II. Abdülhamid döneminde eğitim alanında yapılan yeniliklerde Bursa şehri mühim bir yere sahiptir. Bursa şehrine ilk maarif müdürü 1879 yılında atanmıştır. 1882 yılında maarif müdürünün başkanlığında vilâyette “maarif meclisi” kurulmuş ve eğitimdeki atılım ile şehir merkezinde Batı anlayışında eğitim veren; ibtidâî, rüşdiyye, idâdî ve meslek okulları açılmaya başlamıştır.
II. Abdülhamid döneminde Bursa’da, devletin eğitim anlayışı ile ibtidailer inşa edilmiş, mevcut olan bazı sıbyan mektepleri de ibtidailere dönüştürülmüştür. Eğitim alanında 1892 yılında yeni düzenlemeler yapılmış, “Mekâtib-i Âliye Dâiresi” kaldırılarak yerine “Mekâtib-i İdâdiye Dâiresi” oluşturulmuştur. Yüksek ve özel mekteplerin takibi Mekâtib-i Âliye ve Husûsîye Müfettişliği’ne bırakılarak, 1879 yılında maârif merkez teşkilatı yeniden düzenlenmiş ve Maârif Nezâreti bünyesinde bir “Mekâtib-i Rüşdiye Dâiresi” kurulmuştur. II. Abdülhamid döneminde Bursa’da bir kız rüşdiyesi açılmıştır. Arşiv belgelerindeki kayıtlara göre, 1899 yılında açılan Bursa İnas Rüşdiyesi’nde o yıllarda 3 muallime, 20 kız öğrenci, 1 müstahdem bulunmaktadır. Yine arşiv belgelerinde 1893’den 1894’e devreden öğrenci sayısının 112, yeni yapılan kayıtların 13, mektebi terk edenlerin sayısının 36, şehadetnâme alan öğrenci sayısının 8 olduğu yazmaktadır. Bursa merkezde, Mahkeme Hamamı civarında inşa edilen rüşdiye, 1911’de Mal Hatun İnas Mektebi adıyla anılmış ve bugün hala aynı yerde olan Kız Lisesi’nin temelini oluşturmuştur.


II. Abdülhamid döneminde Bursa’da açılan okullardan bir diğeri ise Bursa Mekteb-i İdâdî-i Mülkisi’dir. Bursa şehrinin merkezinde, yukarıda adı geçen Mahkeme Hamamı’na yakın bir muhitte bulunan Akif Paşa Konağı’nda, 3 Ağustos 1885 tarihinde açılmıştır. Bursa Mekteb-i İdâdî-i Mülkisi ilk yıllarda sadece iki sınıflıydı ve idâdînin öğretim süresi dört yıldı. Açıldığı tarihi müteakiben idâdîdeki öğrenci sayısının artışı, idâdîde üçüncü ve dördüncü sınıflarında açılmasına ve böylece iki devreli bir idâdînin oluşmasına neden oldu. Yeni açılan bu iki sınıfın da gitgide artan öğrenci talebini karşılayamayacağı anlaşılınca, daha geniş ve yeni bir binanın yapılmasına karar verildi. Maarif Nezareti’ne; ilk olarak üç kattan müteşekkil, kârgir, 703.600 kuruş bedelli bir keşif planı gönderildi. Maarif Nezareti bu bedeli çok görerek, bu plana itiraz etti. Nezaret yetkilileri, 1855 yılındaki depremin tahribatını örnek gösterip, Bursa’nın bir deprem bölgesi üzerinde olduğunu ihtar ederek; keşif planında daralmaya gidilmesini tavsiye etti. Maarif Nezareti ile süren bu istişare sonucunda okulun yapım planına nihai şekli verildi ve okul; 300 öğrenci kapasiteli, iki katlı ve yarı kârgir olarak planlandı ve bedeli 587.706 kuruş olmak üzere yapılmasına kadar verildi. Sadaretten alınan 1888 tarihli inşaat ruhsatıyla, yeni binanın yapımına başlanıldı. İnşaat başladıktan bir yıl sonra, okul yönetimi inşaatın yanındaki arsayı da alarak okulun fizikî yapısını genişletti. Dönemin Hüdâvendigâr Vilâyeti Valisi Mahmut Celalettin Paşa ve dönenimin Bursa Maarif Müdürü Sait Bey, okul inşaatının tamamlanması için büyük gayret gösterdiler. Mahmut Celalettin Paşa, daha inşaat bitmeden, okul binasının bir köşesine konulması için 1890 yılında bir kitâbe yazdırdı. Bu kitâbede bulunan manzumenin son iki beyti şöyleydi:
“Celâl itmamına vali iken nazmeyledi tarih/Bu âli mektebi Abdülhamid Han kıldı nev bünyad”


Okulun 1895 yılında yapımına başlanan bölümleri 8 Ağustos 1903 tarihinde bitirildi ve okul eğitime açıldı. 1 Eylül 1904 yılında Müze-i Hümâyûn’un Bursa Şubesi olarak hizmet verdi. Bu sırada; Osmanlı, Selçuklu dönemine ait kitâbeler ve mezar taşları ile Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli heykeller okulun bahçesinde sergilendi.


Bursa’nın tarihsel süreçte ekonomik gücünü zirai faaliyetler oluşturmuştur. Uludağ’ın eteklerinden geniş ve münbit bir ovaya uzanan Bursa’da tarım her dönem önemini korumuş ve özellikle İstanbul’u ve çevre illeri, toprağında yetişen mahsullerle beslemiştir. Yine Sultan II. Abdülhamid’in zirai faaliyetlere verdiği ehemmiyeti Bursa şehrinde görmek mümkündür. Bursa’da Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Ameliyat Mektebi, Mudanya yolu üzerindeki Karaman köyünde kurulmuştur. Bursa ovasının en uygun yerlerinden birinde kurulan bu mektep, 956 dönüm bir araziye sahiptir. O dönem mektebin yerinin tedarikinde kamulaştırma yapılmış, Hamitler köyünden Topaloğlu Mehmet Ağa ve Bilâdiyunus (bugünkü Yunuseli) köyünden Pamir ailesinin arazileri satın alınmıştır. Mektebin adı II. Abdülhamid’in ismine binaen salnamelerde “Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Ameliyat Mektebi” olarak geçmesine rağmen, kimi zaman mektepten “Ziraat Ameliyat Mektebi” ve “Bursa Hamidi Ziraat Ameliyat Mektebi” olarak da bahsedilmiştir. 20 Mart 1891’de açılan ihtişamlı mektep binasının yanında numune çiftliği, ahırlar ve ambarlar ile müştemilatı yer almıştır. Çiftliğe bazı hayvanlar tedarik edilerek, uygulamalı ziraatla ilgili makineler Avrupa’dan getirilmiş ve mektep faaliyetini bu şekilde sürdürmüştür. Ücretsiz bir şekilde eğitim veren bu mektep, yatılı ve üç sınıftan ibarettir. Hüdavendigar Vilayeti Salnamesine göre bu mektepte her biri çifti çocuğu olan 60 öğrenci bulunmaktaydı. Mektep açıldıktan bir müddet sonra mektebin gelişimi için neler yapılması gerektiği istişare edilmiş ve bu süreçte Ziraat Heyet-i Fenniyesi Müdürü tarafından bir rapor hazırlanmıştır. Bu raporda tedrisatın düzensiz bir şekilde yapıldığı kaydedilmiş ve yem tedarikindeki problemlerden bahsedilmiştir. Nafia nezareti bu rapor kapsamında gerekli düzenlemeleri yapmış ve mektebin tam tekmil bir şekilde eğitime devam etmesini sağlamıştır. Mektepte ilerleyen zamanlarda “Harir Darüttahsili” adlı ipekböcekçiliği bölümü açılmıştır. Yapılan eklemeler ve ipekböcekçiliği üretim binasının inşası gibi gelişmeler sonucunda, Bursa Ziraat Mektebinin zaman içerisinde geliştiği görülmektedir.

DEVAMI GERÇEK TARİH AĞUSTOS 2022 SAYISINDA

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.