tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

“Soğuk, boğucu karanlık sonsuzluğa dek devam ediyordu ve biz yalnızdık. Hayatlarımızı yaşıyoruz, çünkü yapacak daha iyi bir şeyimiz yok. Mantığı sonradan buluyoruz.  …..Varoluş rastgele. Bizim ona yeterince uzun bir süre baktıktan sonra gördüğümüzden ayrı bir deseni yok. Bizim yüklemeyi seçtiğimizden...
Açıkçası bir süredir hem kendimi, hem de kalemimi sosyo – politik meseleler mevzubahis olduğunda nadasa çekmiş; geçmişin muhasebesi, geleceğin imarıyla uğraşıyordum. Zaman zaman olur öyle, hepimizin durup da düşüncelerini gözden geçirmeye muhtaç olduğu devirler vardır. İnsanız, haliyle kendi dünyamıza çekilir,...
Şüphe yok ki Netanyahu’nun ABD’ye gitmesi yapılacak operasyon için bir paravandı. Edindikleri istihbaratın gerçekleşmesi için Hizbullah’ın, İsrail’in harekete geçmeyeceğinden emin olması sağlandı. Sonrası malum… Netanyahu ABD’deyken savunma bakanı ve aslında bir başka açıdan bakarsak rakibi olan Gallant’a “vur” emrini verdi...
Entelektüel Kararsızlık Sloven filozof ve kültür eleştirmeni Slavoj Žižek’in yakın zamanda yaptığı şahane ve dahiyane tespitinden haberiniz var mı? Bakın ne diyor: “İğrenç bir barbarlığa doğru sürükleniyoruz. Üçüncü dalga bir akıl hastalığı dalgası olacak.” Evvela söylemekten geri kalmayayım, iğrenç bir...
Saatler gece yarısına gelirken birdenbire sosyal medyaya düşen bir haber ile çalkalanıyorum: “Trump’a suikast girişiminde bulunuldu” Hayretler içinde, alelacele videoyu izliyor ve en sonunda haberlerden birinde Trump’ın kendisine düzenlenen suikast girişiminden sonra verdiği o ikonik poza rastlıyorum. Amerikan bayraklarının arasında...
Bir önceki yazıma Albert Camus’un “Başkaldıran İnsan”ının giriş cümlesi ile başlamıştım, hatırlayalım: “Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri.” Ardından, hayır demenin diyalektiğinden dilim döndüğünce bahsedip, bir sonraki yazımda başkaldırmanın estetiğine değineceğimi söylemiştim. İtiraf etmem gerekirse, bir önceki yazımı kaleme alırken...
Albert Camus o hepimizin bildiği şahane eserine nasıl başlıyordu hani, sabah aydınlığında penceremin önünde yeşil bir deniz misali dalgalanan ağaçlara bakarak kendi kendime tekrarlıyorum: “Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri.” Eni konu yalpalıyor, çıkış yolu bulamıyorum. Şuurumda kıvrılan bir tespit:...
Medeniyetlerin tarihinde sosyolojik bir bakış açısıyla birlikte kültürel bağlamda gelişen teolojik ve felsefî akımlaın ehemmiyeti yadsınamaz. Nitekim klasik Yunan felsefesinin ayrılmaz bir parçası olan Platon, felsefî görüşleriyle birçok dini sistemi ve düşünce yapısını etkilemiş, özellikle metafizik bakış açısı sağlayan Yeni...
Byzantine Museum, Atina – St. George (14. yy. Konstantinapolis) – Fotoğraf: Giovanni Dall’Orto   1. Bir Savaşçı Aziz Olarak Aziz George ve Konu Olduğu Eserler  Aziz George Hristiyanlığın en önemli azizlerden biridir ve Hristiyan teolojisinde, din şehitlerinin en büyüğü “başmartir”...
Birleşmiş Milletler iyi ki var… Ona neler borçluyuz neler! Malûmunuz, Cumartesi akşamı İran, İsrail’e gayet cesur bir cevap verdi. Evvelinde yaşananlara karşı bir misillemeydi bu. Misillemenin sonucunda gecenin karanlığını delip geçen bombalar dakikalarca havada uçuştu. Dünya bir uçurumun kenarına tırnaklarıyla...
Oluş hali varoluşa evrilirken, bireyin kristal bir avize gibi çalkalanan kırılgan omuzlarına emsalsiz bir külfet yükler. Fark etmez birey, zaman omuzlarında incecik bir merhem olarak onu bu külfetin zararlarından az da olsa korur çünkü. Zaman eski havanlarda dövülmüş bir merhemdir....
Bana nedense çağın ortasında, insanlığa dair yapılan tüm şeyler maharetli ve dikkatli bir “saman altından su yürütme” işi gibi geliyor.  Her şey bir kurgu meselesi… Herkes uyanık ama kimse gözünü açmıyor, herkes biliyor ama kimse söylemiyor. Ama yine de hadiseler,...
Bu meseleyi hep düşünmüş, karşıma çıktıkça da büyük bir merak duygusuyla irdelemişimdir: Kozmoloji ve mimari birbirine nasıl tesir etmiş, bu tesirden neler doğmuştur? İnsanlık tarihinde madde ve mananın arasında uzanan gizli yolun haritasını deşifre etmek, bu suallere verilecek cevapların izinden...
Bursa şehri tarihsel süreçte, Osmanlı’nın devletleşme sürecinde merkez olması sebebiyle, hem şehrin merkezinde bulunan hanlar bölgesi ile hem de erken Osmanlı devrinin en karakteristik özelliklerini barındırması hasebiyle canlılığını ve ehemmiyetini her daim muhafaza etmiştir. Bursa şehri aynı zamanda Osmanlı’nın ekonomi...
Evet, yıllar evvel soğuk kış akşamlarında kimi zaman evde, kimi zaman kalabalıklarda baş başa vererek saatler süren hararetli tartışmalarla kurduğumuz hayali, gecelerce uykusuz kalarak hayata geçirdik. Kurucularından olduğum Felsefe ve Kültür Sanat sitesi https://www.mevtname.com/  yayın hayatına başladı. Tasarımından, içeriklerine ve...
3 Ocakta yayınlanmaya başlayan Eipstein belgelerinin yarattığı infial süratle büyürken, Brooklyn’de malumunuz sinagog altındaki gizli odalar ve tüneller dünya gündemine bomba gibi düştü. Bu kadarıyla kalmadı… Bir de Yemen’de Husilere karşı ABD ve İngiltere müşterek bir operasyona başladılar. Baş döndürücü...
Yahu ne çelişki ama! İnsanlık tarihinde bakış açılarının bu denli çeşitlendiği, çeşitlenmesinin yanı sıra, bir de bu denli önemsendiği bir devir daha yoktur zannedersem. Çelişki nerede mi? Bakış açılarının havada sürüsüne bereket uçuştuğu bu devrin içine doğduğu şu yeni dünya,...
Çok değil daha geçen kış, çatılardan uzanan buz saçaklarının sarı bir aydınlıkla damla damla eridiği bir sabah evimden çıkıyorum… Kendi muhitimden ayrılmadan, aylardır boş olduğunu bildiğim o ufak dükkâna takılıyor gözlerim. Kapısı açık… O da ne? Gölgeli bir aydınlık içinde...
Kadere teslim olmayı, geçmiş zamanın öznesi olanlardan öğreniriz. Yaşanmış, bitmiş ve artık geçmiş olarak hatırlanan, bize gerçekleşmesinin mutlak olduğunu bildiğimiz ölümün içinden, yani henüz tecrübe etmediğimiz bir yokluktan seslenir. Bu sesin sahibi çoktan akıbetine teslim olmuştur ve varlığı -bir zamanlar...
Bana katılır mısınız, yoksa “Adam sen de!” deyip geçer misiniz bilmem ama dünyanın çivisi hakikaten çıktı çıkıyor...
21. yüzyılda savaşın bizzat kendisi insanlık suçu sayılması gerekirken, Netanyahu ve Biden adındaki iki bunak dünyayı yeni bir can pazarına sürüklemek istiyor. Kaç asırdır infial, kan ve acıyla kararan ufuklarda yükselen saltanatın seçilmiş yeni piyonları bunlar.
Ruslar tuhaf millet doğrusu. Teferruatları bile bin bir çeşit hacimli ve oldukça çetrefilli tahlillere gebe. Sadece sosyal hayatlarındaki ketumluk değil, siyasi hamleleri de sır içinde sır...
Søren Kierkegaard, fani ömrünü tamamlayıp da, altında ebedi uykusunu uyuyacağı mezar taşının üzerinde şu ibarenin yer almasını ister: "O, birey..."
Bir antik kenti ziyaret ettiğimizde ne görmek isteriz? Asırlar önce yaşamış bir medeniyetin kent anlayışına dair ipuçları veren mimari özelliklerini mi? Antik dünyanın bir şekilde bugünlere uzanan zihin yapısının taşa ve toprağa nakşolmuş izlerini mi? Bizi şehirlerin kalabalıklarından, sütunlar ve...
Son yıllarda aslında bir simülasyon içinde yaşadığımız düşüncesi sıkça tartışılır oldu. İnsanın varoluşun -özellikle çağımızda- doruk noktasına ulaşan bunalımından bir kaçışı, belki de onu kabul edişine dair bir tavır mıydı bu? Yoksa sahiden bir simülasyon içinde yaşıyor olma ihtimalinin bir...
Bir ayna düşünelim. Geliyor, karşısına geçiyor, saçımızı düzeltiyor, yüzümüze bakıyor ve hiç bir tuhaflık sezmeden evden çıkıyoruz. Gündelik hayatta bu eylemin yadırganacak hiç bir tarafı yok. Her gün tekrarladığımız gayet tabî bir hareket… Bir de, teşbihte kusur olmaz deyip, fantazmalar...
Hiç şüphesiz ki, kavramsallaşan her şey bir yönüyle tahlil edilmeye ve kimi zaman teknik ve somut, kimi zaman ise daha soyut bir şekilde ele alınmaya açıktır. Bu, kavramsallaşan her şeyin mutlak akıbetidir… Geçen günlerde bendenizin bir yazısında tasavvuf hakkında “mistisizm”...
Ezelden ebede, tüm garipler için… Mahzun olup da, garip sırtına kaderini yüklenen yolcu, yine yola mı çıkıyorsun? Bilirim kaderine yaldız yaldız yazılmıştır terk etmek, yine neyi terk ediyorsun? Sisli dağ eteklerinde bırakıp da izini, yardan gayrısına yumup da gözünü ve...
“Hiçbir şiir bir mezar taşı kadar milli olamaz. Çünkü onda el emeği, göz nuru, sanat vardır ve onlar bize bizi anlatır.” der Yahya Kemal. Pierre Loti ise “Aziyade” adlı o hüzünlü romanının sonunda şöyle bahseder mezarlıklarımız ve mezar taşlarımızdan: “Bu...
Geçen sabahlardan bir sabah, oturduğum yerde gözümü baba yadigarı duvar saatine mıhlamış düşünüyorum… Dışarıdan gelen birkaç uğursuz karga çığlığını da bastırmak istercesine şöyle mırıldanıyorum sonra: “Zamanı ölçmeye yarayan bu aletler, yani saatler, ne zaman bizi ölçer oldu, iste biz o...
İslam tarihinde mühim bir rol oynayan “tasavvuf” mefhumunun kelime kökenine tasavvuf hakkında yazılan ilk kaynaklarda pek değinilmese de, tasavvuf erbabı kimseler için bir ünvan olarak kullanılan “sûfi” kelimesi pek çok kaynakta irdelenmiştir. Tasavvuf’un kelime kökü, tasavvuf ile ilgili yazılmış ilk...
Mazrûf olan zarfın içindedir elbet, ama mazrûf olanı taşıyan o zarf, başka hangi zarfın içindedir? İç içe geçmiş bu girift ve uzun silsileler silsilesinde, bir diğerinin dışında olan, hem nasıl muhafaza etmekte ve yine muhafaza edilmektedir? Tabiata göz atalım… Her...
Bu devran nereden gelmekte, nereye gitmektedir? Üzerinde temkinli adımlarla yürüdüğümüz yollar nereye varmaktadır? Mevsimler neden değişmekte, güneş neden her gün doğup batmaktadır? Zaman nereye doğru akmaktadır? Bu sualler kainatta insan eliyle yanan ilk ateş kadar eskidir. Hiçbir zaman yeni bir...
İslam dinine göre her şey, bir nokta ve noktanın kendisine münhasır birliğinden çokluğa erişerek âlemi oluşturmuştur. Allah’ın âlemi var etmesi, idrak çerçevesinden metafizik duyumlara açık olan İslam dininin temelini de, görünebilen âlemin görünmeyen kısmına tâbi kılmıştır. Tezatların (Zahir/Batın) kendi içerisindeki...
Son zamanlarda en ünlü sanat eserlerine yapılan saldırılar gündemi meşgul etmiyor. Evet yanlış okumadınız, gündemi meşgul etmiyor. Farkında mıydınız? Bu saldırıların yankısı, birkaç duyum ve üzerine sarf edilen birkaç entelektüel kelamdan ibaret. Dünyanın en ünlü müzelerinde, en ünlü eserlerde cereyan...
Rasim Özdenören, kaleme aldığı denemelerle, deneme türünde mükemmel eserler vermesinin yanı sıra öykücülüğü ile de Türk öyküsünün mihenk taşlarından biridir. Öykülerinde toplumsal yapıyı, aile hayatını, insanın çaresizliğini ve inancını ele alan Özdenören, edebiyatımıza mühim izler bırakmıştır. Rasim Özdenören’in öyküleri yalın,...
Bir akşam vakti, internet sitelerinin birinde önüme çıkan bir habere göz gezdiriyorum. Haberde, dünyanın en seçkin bilim dergilerinden olan Neuron dergisinde yer alan bir makaleden bahsediliyor. Cortical Labs şirketinden Brett Kagan adlı bir doktor kaleme aldığı makalesinde, bir laboratuvar tüpünde...
Masamda oturmuş, ellerimi birer yumruk halinde çenemin altına sabitlemiş, bahçemde serin sonbahar rüzgârlarıyla uçuşan hazan yanığı yaprakları seyrediyorum. Birden içimde bir özlem uyanıyor. Yönünü tayin edemediğim, onu harekete geçiren şeyin ne olduğunu bilemediğim bir özlem… Bir yaz gününü mü, yoksa...
Hayli zaman oldu, şöyle iki üç satır yazma gayretimde, bana eşlik eden bir Zeki Müren şarkısı dinlemiyordum. Geçtiğimiz günlerde Bursa Osmangazi Belediyesi’nin Zeki Müren’in vefat yıldönümü vesilesiyle düzenlediği halka açık etkinliğe çok kıymetli dostların vesilesiyle katılma fırsatı bulup, orada birbirinden...
Türklerin İslam dinini kabul etmeden önce Asya coğrafyasında varlığını sürdüren Uygur devletinin yarı göçebe olarak sürdürdükleri yaşam tarzlarının yerine, dönemin koşulları gereğince yerleşik yaşama geçmeleri, Türk sanat tarihi açısından oldukça mühimdir. Uygurların, Doğu Türkistan bölgesine göçleri yerleşik hayata geçişi de...
Çok sevdiğim bir cümle var. Ne zaman bir şeyin özünden bahsetsem kullanırım: “Efrâdını câmi, ağyârını mâni.” Madde ve manayı insan aklında bir yanıp bir sönen şüphelere mahal vermeden, kendi özüyle kapsayan, durumu hülâsa etmeye yarayan müthiş bir cümle bu. Bu...
Yapay zekalar, 80’li, 90’lı yıllarda da konuşuluyordu ama, teknolojik atılımın bu ilk adımları, sadece keşfetme arzusunu besleyen bir merakın masumiyetini taşımaktaydı. Bu merak öyle  masumdu ki, 80’li, 90’lı yıllarda yapay zeka kavramı ütopik fikirlerin gözde malzemesiydi. Nitekim Bilim-Kurgu türündeki filmler...
Bursa tarihsel arka planıyla, sosyal ve kültürel dokusuyla, her daim ehemmiyetini muhafaza etmiş bir şehirdir. Osmanlı medeniyetinde 19.yüzyılda başlayan yenileşme hareketleri, Bursa şehrinin de sosyal ve kültürel yapısını etkilemiş ve Bursa şehrinde de bu yenileşme hareketlerinin izleri görülmeye başlamıştır. Lâkin...
Aylar önce sosyal medyada Eyüp Sultan türbesinde çekilmiş bir video dolaşmaya başladı. Bir şahıs, etrafındakilere duvardaki çinileri göstererek, motiflerin şeytana benzediğini söylüyor ve soruyordu:  “Ne zamandan beri ihanete uğruyoruz?” Ne zamandan beri ihanete uğruyoruz? Üzerinde düşünülecek bir sual değil bu...
Bir toplumun matbuat kültürü, dönemlerin siyasi gelişmelerinin yanında, o toplumun sosyolojik bir aynasıdır da aynı zamanda. Bugün tab olunmuş, yani basılmış ve bir matbuat eseri olarak önümüze gelmiş bir gazeteden ziyade, teknolojinin gelişmesi ile gittikçe dijitalleşen iletişim araçlarıyla karşı karşıyayız....
İlk baş dönmesi. İlk yalnızlık hissi. İlk ürperti. İnsanlık tarihinde ilk kez gökyüzüne bakan birinin içinde uyanan hislerin böyle şeyler olduğunu tahmin etmek zor değil. Kendi merkezini esaslı bir şekilde tayin edememenin doğurduğu korku ve yaşam güdüsünün içten içe buyruk...
Çetin bir kışın ardından baharı muştulayan sabah kuşlarını dinleyerek oturuyoruz. Deniz bir bulut gibi sağımızda yükseliyor. Uzakta bir şilebi gözlerimle takip ederek “Sahi” diyorum, “Tarkovsky’nin de, “Mühürlenmiş Zaman” adlı o şahane eserinde bahsettiği gibi edebiyat ve sinema arasında birbirlerini besleyen...
Bir derin nefes çekip, destanlar, koşuklar, türküler, şiirler söyledik… Taçkapılar, kubbeler, asırlık yapıyı taşıyan sütunlar dize dize düştüler toprağın bağrına. Gözlerimiz kimi zaman şöyle hasretle baktı onlara, kimi zaman övündük onlarla. Durduk, düşündük, sevindik, şiirler söyledik. Kimi zaman ecel şerbetini...
12