tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

Kozmoloji ve mimari

23.02.2024
A+
A-

Bu meseleyi hep düşünmüş, karşıma çıktıkça da büyük bir merak duygusuyla irdelemişimdir: Kozmoloji ve mimari birbirine nasıl tesir etmiş, bu tesirden neler doğmuştur? İnsanlık tarihinde madde ve mananın arasında uzanan gizli yolun haritasını deşifre etmek, bu suallere verilecek cevapların izinden gitmekle mümkündür gibi geliyor bana.

Düşünelim, yıldızlı gökler bir gece vakti hangimizin gözlerini almaz? Bu şaşalı bilinmezlikten bize damla damla düşen gizli yasalar, üzerine şöyle enikonu düşündüğümüzde hangimizi hayrete sürüklemez? Takdir edersiniz ki,  ilk insandan günümüze uzanan tüm gelişmeler de merak ve hayret duygusundan hâsıl olmuş ve çocuk yüreklerimizle, ufacık avuçlarımızda kırılmasından korkarak tedirginlikle tuttuğumuz camdan bir küreye benzeyen hayatlarımız ve onun içinde kaderimizi imar ederek gizlenmiş nedensellik de; evvela bir merak, sonra hayret ve en son bu cam kürenin tüm sırrını ifşa etmeye dair duyulan büyük bir arzunun timsali haline gelmiştir.

Kozmoloji, evrenin kökenini, yapısını, evrimini ve genel yasalarının işleyişini tetkik eder. İnsanın kendi varlığından doğup, içinde bulunduğu hayata ve evrene duyduğu ilk merak duygusu tüm saflığıyla kozmolojide gizlidir.

Mimari ise insanlığın ilk devrinde, tabiatın bilinmezliğine karşı insanın sığınacağı bir mekân imar etmesi, sonraki devirlerde ise bu ihtiyaca estetik bilinci de katarak, hayal gücü, soyut düşünce ve hendesenin de yardımıyla bir eser vücuda getirmesidir.

Kozmoloji bir bakıma evrene duyulan merakla; mimari ise insanın kendi varlığını bir merkeze, bir yere ait kılabilme güdüsüyle ilintilidir.

Peki, insanlık tarihinde kozmolojinin gelişimi ile mimarinin gelişimi birbirine daima paralel bir şekilde ilerliyor ve kozmolojik kavramların içinde gizli evrenin işleyişi, tarih boyunca mimariye tesir ediyor ve etmektedir desem, ne düşünürsünüz?

Eski medeniyetler bilirsiniz ki, imar ettikleri eserleri kimi zaman gökyüzü olaylarına, kimi zaman yıldızların konumlarına ve tetkik edebildikleri kozmik düzene göre konumlandırmıştır.

Misal mi? Mısır piramitleri, Stonehenge ya da ülkemizde Göbeklitepe gibi megalitik yapılar, tespit edilebildiği kadarıyla güneşin ve yıldızların hareketlerine göre tasarlanmış ve, gökyüzündeki kozmik düzenin bir yansıması olarak, hem metafiziksel bir anlayışla, hem de dönemlerinin astronomik bilgisiyle inşa edilmişlerdir.

Keza Ortaçağda da ortaya konulan yapılar ekseriyetle hareketli bir mimari anlayışa sahip olmaları nedeniyle yine kozmoloji ile bağlantılıdır. Modern mimarlıkta yine kozmolojinin etkisini görmek mümkündür. Misalen 20. Yüzyılın başlarında, Rus avangardı, suprematizm ve konstrüktivizm gibi akımlar, evrenin sonsuzluğunu ve kozmik düzeni yansıtmak amacıyla geometrik form ve yapılar kullanmıştır. Yine Le Corbusier gibi mimarlar, modüler ve orantı sistemlerini  kozmik düzenin bir aynası olarak görmüş ve ilerleyen yıllarda Corbusier’in “Cité radieuse” (1952) gibi eserlerinden esinlenilerek Alison ve Peter Smithson’ın da etkisiyle Brütalist mimari doğmuştur.

Mimari tasarımlardaki kozmolojik unsurlar insanlığın gök ve yer arasındaki bağıyla doğrudan bir ilişki içinde zannımca… Yine günümüzde bazı mimarların -kozmolojik konseptlerle- tasarladıkları yapıları insanlara kozmik bir bakış açısı sunmak için kullanmaları ve insanlığın en baştan beri tıpkı bu meselenin çıkış noktasını teşkil eden bir soru işareti olarak evrendeki yerini sorgulaması, kozmoloji ve mimari arasındaki bağın en büyük delaleti değil mi sizce de?

Simetri ve orantının, hem kozmolojide hem de mimaride önemli bir yer tutması, Fibonacci dizisi gibi matematiksel diziler ve altın oran kavramı, evrenin yapısını açıklamada kullanıldığı gibi, mimari tasarımda da estetik ve uyumun sağlanmasında önemli rol oynar. Yine geometri anlamına gelen “hendese” ile “mühendis” kelimelerinin arasındaki etimolojik bağ da bu meseleyle ilişkilidir.

Bu konuya dair güzel de bir eser vardır, yeri gelmişken tavsiye edeyim: Sammer Akkach’ın ‘Kozmoloji ve Mimari” adlı eseri bu alanda yazılmış en kapsamlı eser… Bu eserde Akkach, teolojik bir bakış açısıyla değinilen zaman ve mekân kavramlarının, mîmârîyi nasıl şekillendirdiğini irdeler. Özellikle Orta Çağ merkeziyetçiliği içindeki mekânsal hassasiyeti; teoloji, kozmoloji ve insanın varlığıyla da ilgili önemli görüşler sunar.

Kozmoloji ve mimari arasındaki bağı her birimiz, bir kez daha düşünelim derim: Yolumuz, günümüzün tahrip olmuş ve estetiğini yitirmiş şehirleşme kavramına çıkacak olsa da, bir kez daha düşünmekte fayda var.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.