tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

Gazze’den sonra Beyrut: Üçüncü dünya savaşına aralanan kapı

30.09.2024
A+
A-

Şüphe yok ki Netanyahu’nun ABD’ye gitmesi yapılacak operasyon için bir paravandı. Edindikleri istihbaratın gerçekleşmesi için Hizbullah’ın, İsrail’in harekete geçmeyeceğinden emin olması sağlandı. Sonrası malum… Netanyahu ABD’deyken savunma bakanı ve aslında bir başka açıdan bakarsak rakibi olan Gallant’a “vur” emrini verdi ve bombardıman Netanyahu’nun BM’de yaptığı konuşmanın akabinde başladı.

Aslında Netanyahu’nun Gazze’den sonra çatışmayı bölgeye yayması beklenen bir durumdu. Bu bombardımandan bir hafta önce Lübnan’da Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarının emsaline ancak Hollywood filmlerinde rastlanacak bir şekilde patlatılması ve ardından üzerinde çalışılan bir istihbaratla yerleşim yerlerinin ağır bir şekilde bombalanması Netanyahu’nun çatışmayı yayma konusundaki kararlılığını gösteriyordu.

Çünkü Netanyahu’nun hem siyasî, hem de sivil istikbali aslında Amerikan seçimlerine ve Trump’ın seçilmesine bağlı. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları Netanyahu’yu kendi siyasî istikbali için zora sokmak şöyle dursun, bu çatışmayı yanlış bir politikanın sonucu olarak gören kamuoyu vicdanı da Netanyahu’nun daha şimdiden kara kara düşünmesinin başlıca sebeplerinden biri. Gazze’den sonra Beyrut’a Hizbullah bahanesiyle yapılan ve her saat genişleyen bu bombardıman Netanyahu’nun Trump’ın seçilmesine kadar kazanmaya çalıştığı zaman adına yaptığı pervasız hamlelerden ibaret.

Trump seçilirse İran Netanyahu için meşru bir hedef haline gelebilir ve Netanyahu arkasına aldığı destekle İran’a  saldırabilir. Çünkü batının gölge komutan dediği Kasım Süleymanî’nin öldürülmesi meselesinde ABD’nin ve dolayısıyla Trump’ın tutumunu bir kez daha hatırlamak, bu meseleyi ve Netanyahu’nun göze alabileceği şeyleri tahmin etmek açısından elzem gözüküyor.

Nitekim İsrail ordusunun Beyrut bombardımanı sonrasında yayınladığı bir videoda, birbiri ardınca devrilen domino taşlarının üzerinde öldürdükleri Hamas ve Hizbullah komutanlarının isimleri yer alırken, üzerlerinde birer soru işareti ve birer siluet olan son iki domino taşı diğerlerinden bağımsız bir şekilde adeta devrilmeyi bekleyerek öylece duruyor.

Bu iki domino taşı, video boyunca devrilen domino taşlarından bağımsız olarak yeni bil silsilenin başlangıcı olabilir mi? Üzerlerinde birer siluet ve birer soru işareti bulunan bu domino taşları Hamas lideri Sinvar ve İran’ın ruhani lideri Hamaney’e mi işaret ediyor? Onların devrilmeye başlamasıyla sürüp gidecek bu silsilede kimler yer alacak?

Ajanslara düşen bir haber İsrail ordusunun bombardımanla sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda Beyrut’a askerî harekat yapacağını söylüyor. Gazze’deki sürecin aynısı ile karşılaşmak olası.

Beyrut’u tıpkı Gazze’de yaptıkları gibi bölerek, parçalar halinde işgal edebilir, daha önceden bombalayıp yumuşattıkları Golan tepelerinin kuzey batısına, azımsanamayacak bir Hristiyan azınlığına ve Hizbullah’ın kimi zaman siyasi, kimi zaman askeri rakibine yani “Emel Hareketi”ne ev sahipliği yapan Bint Cübeyl’den girip ilerleyerek, Hizbullah’ı Bekaa vadisine itmeye zorlayabilirler. Hizbullah ise saha hakimiyeti için bu savaşı tüm Lübnan’a yaymaya çalışabilir.

Ardından İran’ın dahil olması çatışmayı nihayetinde İran’a çeker.

İsrail’in Gazze’den sonra bir kez daha sahaya inmesi ve savaşı tüm bölgeye yaymasıyla meseleye İran’ın da mecburen dahil olacak olması üçüncü dünya savaşı ihtimaline kapı aralıyor olabilir. Nitekim herkesin hiç çekinmeden diline pelesenk ettiği bu ihtimal, yeniden dizayn etmek istedikleri dünya için kaçırılmayacak bir fırsat.

Bir soru…

Bu yazının noktalandığı günün akşamında El Arabiya, Hizbullah’ın yeni liderinin 1994 yılından beri liderlik için yetiştirilen ve Nasrallah’ın kuzeni olan Haşim Seyfeddin olduğunu duyurdu. Haşim Seyfeddin Hizbullah yönetiminde günlük operasyon ve mali işlerden sorumluydu. Üstelik Haşim Seyfeddin’ın oğlu da Kasım Süleymanî’nin kızıyla evli.

Sahi, İsrail büyük bir bombardımanla Hizbullah’ın yönetim kadrosunu büyük oranda etkisiz hale getirmişken Haşim Seyfeddin nasıl kurtuldu?

Lübnan’daki Arap İslam Konseyi Genel Sekreteri Muhammed Ali El-Hüseyni’nin Nasrallah’ın ölümünden iki gün önce El Arabiya’da Nasrallah’a hitaben “Vasiyetini yaz, İran seni sattı” demiş olması da ne kadar garip değil mi?

Bunu da düşünmek gerek.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.