tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

Yapay zekaların anatomisi: Geçmiş, sanat ve midjourney

04.09.2022
A+
A-

Yapay zekalar, 80’li, 90’lı yıllarda da konuşuluyordu ama, teknolojik atılımın bu ilk adımları, sadece keşfetme arzusunu besleyen bir merakın masumiyetini taşımaktaydı. Bu merak öyle  masumdu ki, 80’li, 90’lı yıllarda yapay zeka kavramı ütopik fikirlerin gözde malzemesiydi. Nitekim Bilim-Kurgu türündeki filmler de bu fikirlerden oldukça beslendi. Artan koşul dizgelerinin sınırını tayin etmeyi bilen insan, hakiki hayatın karşıtı olarak devinmeye başlayan sanallığın yerini kesin çizgilerle ayırıyor ve gerçek bir durumu barındıran mutlak kavramının sınırlarını ihlal etmemeyi de mühim bir vazife olarak görüyordu.

Günümüzde sistem için ütopyadan sıyrılan yapay zeka, çağın kolaycı tezahürleri ile bilimsel yararlılığın malı haline geldi. Artık otomasyon gelişimin değil, zamandan tasarrufun etkili bir biçimine dönüştü. Teknik, piyasa değerlerini belirleyen bir seçkincilik mekanizmasından ve otomasyonların sağlamlığından ibaret…

Yapay zeka, sanat mevzubahis olduğunda da epey ilgi uyandırıyor artık. İnsan elinden çıkmış bir eserden ziyade, bir “ürün” olan yapay zekanın elinden çıkan eserler, insanda dolaylı bir tedirginlikle birlikte, bir merak da uyandırıyor. Midjourney adındaki bir yapay zeka, metinsel açıklamalar vasıtasıyla görüntüler ve hatta “sanat eserleri” hazırlıyor. Üstelik bu sanat eserleri ciddi ciddi değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz Haziran ayında The Economist dergisinin kapağını Midjourney’in hazırlaması, yakın zamanda Colorado eyalet sergisinde, Midjourney tarafından oluşturulan “Théâtre D’opéra Spatial” (Uzay Opera Tiyatrosu) adlı görüntünün, güzel sanatlar alanında ödül kazanması, kimi sanatçıların şimdiden Midjourney tarafından oluşturulmuş görüntülerden sergiler açmaya hazırlanması uyanan bu merakın boyutunu gözler önüne seriyor.

Bu noktada insanın, bizzat aynı duyguları ve dünyayı paylaştığı sanatçının elinden çıkan eserlerden ziyade bizzat bir “ürün” olarak ortaya konulmuş bir yapay zekanın elinden çıkan eserlere karşı duyduğu merak ve tedirginlik; bir ürünün ortaya koyduğu eserlerin ifadesinden çok, bizzat ifade biçimine duyduğu hayranlıktan, yani ürünün işleyişine karşı duyulan bir hayretten ibaret değil mi sizce de?

Çünkü bizzat insan olan sanatçı, ifade ettiğiyle muhatabında bir tesir bırakıp, dolaysız, karşılıklı ve açık bir iletişime adım atarken; bir ürün olan yapay zeka, ifade biçimlerinin girift, girift olduğu kadar insanın mekan ve zaman algısını kullanan yöntemleriyle, dolaylı, kapalı ve sınırlı bir iletişime giriyor ve insanın her zaman meylettiği bilinmezliği muhafaza ediyor. Fransız düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard’ın yapay zeka ve insanlık arasında kurulması gereken sağlıklı iletişimi betimlediği şu tespiti bu noktada oldukça mühimdir:

Bilgisayarın geliştirilmiş bir yazı makinesi olduğu söyleniyor. Hiç de öyle değil. Benim yazı makinesiyle ortak, ama açık ve mesafeli bir ilişkim var. Ben onun bir makine olduğunu biliyorum, o da bir makine olduğunu biliyor. Kendisini beyin sayan bir bilgisayarla, kendimi bilgisayar sanan benim aramdaki, biyolojik karışıklığa çok yaklaşan bu arayüzle hiçbir işim yok.” (s. 234)*

Artık bizler yapay zeka hakkında kurguyu anımsatan ütopik bir algının değil, distopik bir gerçeğin içindeyiz. Ama ne gariptir ki, hiç birimizde şaşkınlık yok. Çünkü koşullar var. Koşullar kendi sarmalının içinde kendilerine has bir dünyada yaşıyorlar gibi geliyor bize. O yüzden koşulların işlevselliğine bakıp emin oluyor ve hatta övünüyoruz. Çünkü bir yandan her birimiz koşullu bir dünyaya aşinayız…

Yerimizden kalkıp, şöyle bir perdemizi araladığımızda -bakmasını biliyorsak eğer-, penceremizin altında kıpırdanan caddelerde, alışverişlerimizde, en mahrem hislerimizde bile koşulların varlığını görürüz. Kainat koşullar üzerine kurulmuştur.

Yapay zekanın yanlış yorumlanması da, kainatın koşullu sisteminin bizzat insan eliyle yapay zeka bünyesinde toplandığını unutup, araç olduğu amaçtan ziyade, amacın kendisi olarak görülmesinden ibarettir. Amaç, aracı meşru kılmamaktadır oysa. Bilişsel taklit mekanizmaları sınırlı ve durumlara bağlıdır.

Mantık, koşullar çerçevesinde formüle dönüştürüldüğünde, basit akıl yürütmeden soyutlanmıştır. Artık düşünsel dünyada bir problem haline gelen koşulları yeniden düz mantığın sahasına indirgeyebilmek için hususi bir mesai harcamak gerekmektedir. İşte yapay zeka bu mesainin harcanması ve bu mesai harcanırken bilimsel hayattan zaman kazanılması üzerine kurulu algoritmaların ürünüdür. Çünkü formel mantıkta “a, a ise; b, a’ya karşıt ise; a, b değildir” ya da diyalektik mantıkta “a, a ise; b, a’ya karşıt ise; a, b’yi kapsar.” gibi en basit problemlerde dahi kıyısından geçtiğimiz formüllerin bir çırpıda hallolması bilimin ve tekniğin işini kolaylaştırmaktadır.

Koşullar, mutlak olandan kaçmanın, onu dolaylı yoldan hükümsüz kılmanın kurnaz ve sinsi bahaneleridir. Artık bahanelerin muteber olduğu bir çağdayız. Koşullar şimdilik kendilerine teknolojiye oldukça meraklı insanlar tarafından giydirilen ilk kolaycılığın ve şaşkınlığın altın yaldızlı kıymetiyle muteber olmalarının tadını çıkarıyorlar. Oysa bu da tükenecek.

Tarihin köşe başlarında rastladığımız ve ihtar edici bir bekçi keyfiyetiyle gözlerini üzerimize diken nostalji gereksinimi, koşulların sadece kendileriyle işleyebilen sistemini sıradanlaştıracak. Çünkü “nostos / dönüş” ve “algos / keder” yani nostalji; bizi, zamanın akışında, geçmişin, her daim yarım kalmışlık üzerine pay edilen pişmanlığına ve her daim maziye dönme arzusunun ayartısına çağırmaktadır. Çünkü yaşanılan an, yaşandıktan sonra, her ne kadar dolu dolu yaşandığı izlenimi verse de eksilmeye başlamaktadır.

Yapay zekaların, en azından Midjourney’in tasvirleri göz önünde bulundurulduğunda, daima geçmişe öykünen tasvirlerinin nostaljik tavrı, solgun ışıkları, sepya renginden mülhem renkleri insanlığı maziye çağırıyor olmasın sakın?

*Jean Baudrillard, Cool Anılar III – IV, ( 1990 – 2000), Ayrıntı Yayınları, 2021.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.