tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Selimcan Yelseli

Sanat Tarihçi/Yazar

Wagner genel merkezinde yanan ışıklar

26.08.2023
A+
A-

Ruslar tuhaf millet doğrusu. Teferruatları bile bin bir çeşit hacimli ve oldukça çetrefilli tahlillere gebe. Sadece sosyal hayatlarındaki ketumluk değil, siyasi hamleleri de sır içinde sır…

Rusya’da düşen uçağın o buğulu görüntüsü, haber ajanslarına servis edildiğinde aksini düşünmek mümkün müydü; Putin takriben iki ay önce kendisine baş kaldıran Prigojin’i cezalandırmıştı işte. Troçki ve daha niceleri gibi onun da akıbeti bu olmuştu…

Elbette bu mesele ilk şok atlatıldıktan sonra enine boyuna masaya yatırıldı… Putin’in bir televizyon kanalına verdiği mülakattan, intikamı affetmeyeceğine dair o ilginç kısım hemen hatırlandı… Paylaşıldı… Hatta müthiş bir hararetle tartışıldı.

Ama dün gece Wagner’in genel merkezinin bulunduğu binada yanan ışıkların, dışarıdan bakıldığında oluşturduğu şeklin üzerinde fazla durulmadı. Wagner genel merkezinin karanlık odalarında ölünün yası tutula dursun, ışıkların yandığı odalar dışarıdan bakıldığında bir haçı, hem de bir “Latin / Yunan” ya da “Bizans” haçını oluşturuyordu… Sizin de dikkatinizi çekti mi?

Bazı yapılar aslında sembolik mesajların taşıyıcısıdır, biliriz. Bir yapının ihtişamı, ya da ona üzerindeki mimari unsurlarla birlikte kazandırılan bir özellik, verilmek istenen bir mesajın taşıyıcısı olur.  Propagandadır bu ve propaganda; insanın bir yere misal olarak Wagner gibi bir birliğe yahut bir ekole ait olmasının ve kitle psikolojisinin vazgeçilmez bir unsurudur. Peki Wagner, liderlerinin ölümüyle bütün gözler üstlerine çevrildiğinde, bir tesadüf olamayacak kadar keskin olan bu mesajı niçin seçmiştir?

Şimdi sizinle, dönemeçleri kâh tarihe, kâh günümüze çıkan girift bir yola çıkalım, ne dersiniz?

Meselemizin ana kahramanı Wagner ile başlayalım isterim… Wagner’in tarihine baktığımızda, 2010’da GRU Spetsnazı Yarbayı Dmitri Utkin tarafından kurulduğu düşünülen ve 2014 – 2015 yıllarında Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinin ayrılıkçı güçlerine yardım ettiği Donbas’taki savaşta adı duyuran bir Rus paramiliter örgütü olduğunu görürüz. Ayrıca Suriye, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali’deki çatışmalarda da etkin rol almışlardır. Her ne kadar Rus makamları Wagner’in Moskova’dan emir aldığını reddetmişlerse de bu, pek doğal olarak dünya kamuoyuna pek de inandırıcı gelmemiştir… Sonrası zaten malum… Wagner’in lideri olarak, bir zamanlar Putin’in şefi olarak adlandırılan “Prigojin” ismi sıkça duyulmaya başlanmış ve Wagner – Putin ilişkisi böyle tescillenmiştir. Geçmişi de gariptir Prigojin’in… Gençliğinde spor akademisi, ardından kodes… Sovyetler yıkıldıktan sonra girdiği gıda sektöründe ise Rusya’da kapitalizmin bayraktarı olmuştur adeta. Putin’in güvenini kazanmış ve onun yanında Wagner’in liderliğine kadar yükselmiştir. Ama iki ay evvel kimsenin aklının ucundan geçmeyen bir gelişme yaşanmış ve Prigojin, Putin’e başkaldırmıştır.

Peki tekrar soralım… Wagner genel merkezinde Progojin’in öldüğü akşam “Latin / Yunan” ya da “Bizans” haçı şeklinde yanan ışıkların sırrı nedir? Şimdi demin çıktığımız bu girift yolun tarihe kıvrılan dönemecindeyiz. Takip edin, bakın neler var…

Aslında göz ardı edilse de Hristiyanlıkta haçlar değişiklik gösterir. Misal olarak Katolik haçı ile Ortodoks haçı farklıdır… Ama bizim burada üzerinde duracağımız husus, haçın bir zihniyetin timsali olan ve günümüzde yoruma son derece açık  tarihi bir özelliğidir.

Roma İmparatoru I. Konstantin güneş tanrısı Sol Invictus’a (Yenilmez Güneş) inanan tek tanrı düşüncesinde bir pagandı. Yalnız anlatılanlara göre, Milvio savaşı öncesinde gökyüzünde, üstünde ‘In Hoc signo vinces’ (Bu işaretle düşmanı yeneceksin) yazan haç şeklinde büyük bir ışık gördü ve beklediği bu ilhamın gelmesiyle birlikte dinini değiştirerek Hristiyan oldu. Başka bir anlatıya göre de I. Konstantin savaştan bir gece önce rüyasında Hazreti İsa’yı ve Yunanca İsa sözcüğünün başlangıcı olan “chi” ve “rho” harflerini gördü ve bu harfleri savaş sancağına işleterek Hristiyanlık dinine ilk adımını böyle attı.

Peki “Hristiyanlık Rusya’ya nasıl ulaştı?” diye sorarsak…

Moskova Patrikliği, dünyanın en büyük özerk Ortodoks Kilisesidir. Bizanslı misyonerlerin Rusya’ya ulaştırdığı Ortodoks Hristiyanlık, I. Vladimir döneminde resmî din olduğundan beri de Rusya kendisini, her ne kadar 1918 – 1939 yılları arasında Sovyet rejimin baskıcı tutumuyla yıpransa da halen Bizans’ın mirasçısı olarak görme eğilimindedir. Hiç şüphesiz bu konuda teferruatlı çalışmalar da mevcuttur ama benim işaret etmek istediğim nokta bir zihniyetin, Wagner gibi Batı tarafından daima aşırı sağ ile ilişkilendirilen bir zihniyetin, genel merkezinde vermek istediği mesajın ne olabileceği ile ilgili…

Bakın yolumuzun dönemeci aslında yine günümüz diyebileceğimiz yakın bir tarihe çıktı… 2021’de Rossiya 1’de yayınlanan ‘Rusya-Modern Tarih’ adlı filmde röportaj veren Putin’e kulak verelim:

Sovyetler Birliği’nin dağılması Rusların çoğu gibi benim için de bir trajedi oldu. Peki Sovyetler Birliği’nin dağılması neydi? Bu, Sovyetler Birliği isimli, tarihteki Rusya’nın çöküşüydü. Tamamen farklı bir ülkeye dönüştük. Binlerce yıl içinde bir araya getirilmiş olan her şey önemli ölçüde kaybedildi.”

İlginç değil mi?

Hatta Putin’in Sovyetler Birliğine dair söyledikleri bir yana, Ukrayna’ya daha adım atmaz hem dünyada, hem de ülkemizde birçok uzman tarafından Putin’in Sovyetler Birliği’nin yeniden dirilmesini amaçladığı ve aslında idealinin bu olduğu tartışıldı. Herkes biliyordu ki Putin daha kariyerinin en başında Sovyetler Birliği’nin bir istihbarat elemanıydı.

Şimdi bu girift yolun dönemeçlerinden topladığımız ipuçlarını tek tek birleştirelim…

Sovyetler zihniyetinin demin de bahsettiğim gibi 1918 – 1939 yılları arasında Rusya’daki dinî kurumlara özellikle Ortodoks kilisesine karşı takındığı tutum malumunuz. Günümüzde Wagner’in her ne kadar paramiliter bir grup olsa da Rus askeri teşkilatı içindeki yeri de ortada… İki ay evvel Wagner kazan kaldırıp Moskova yollarına düştüğünde, Putin aslında yakın dostu Prigojin’in defterini çoktan dürmüş müydü? Affetmis gözüküp, iki ay sonra cezasını kesmiş miydi?

Tahmin edersiniz ki, şimdi liderlerinin kaybıyla acısını yaşayan Wagner için bu iş Putin’in imzasını taşımaktadır ve Wagner’e göre Putin, şuurunda beslenen yeniden Sovyet ideali için Wagner’i dolaylı olsa da kullanmıştır. Öyleyse aşırı sağ ile ilişkilendirilen bir grubun genel merkezinin binasında liderlerinin kaybıyla “Latin / Yunan” ya da “Bizans” haçı şeklinde yanan ışıklar, tarihinde dine karşı ideolojik olarak mesafeli olan ve Putin önderliğinde yeniden adım atıldığı varsayılan yeni “Sovyetler” düşüncesine karşı üstü kapalı bir tehdit diyebilir miyiz?

Wagner, liderleri Prigojin’in ölümüyle, genel merkezlerinde yanan ışıkların gökyüzüne yansıyan aydınlığında, üzerinde ‘In Hoc signo vinces‘ (Bu işaretle düşmanı yeneceksin) yazan bir haçın, yeniden Sovyetler idealinin karşısında yükselecek zaferine inanmış olmasınlar?

Sovyetlerin diriliş ihtimaline karşı, “biz buradayız!”  mesajı… Neden olmasın!

SELİMCAN YELSELİ

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.