Korkunç İvan’dan bu yana ideolojisini tarihten alan Rusya İmparatorluğu
Tarih şuurunun ne kadar kıymetli olduğunu Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla bir kez daha öğrenmiş olduk. Şu an önümüzdeki savaş tablosuna baktığımızda, aslında bunun en azından Rusya açısından ilk olmadığını söylememiz mümkündür. ABD’nin başını çektiği NATO’nun Müslüman coğrafyada yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Bu süreçte Irak’ın işgali ile Saddam’ın devrilmesinin de TV kanalıyla yapıldığını da unutmayalım ve bunları not edelim. Son iki cümlemiz konumuz dışında olsa da önemlidir ve bu yüzden hafızamızı tazelemekte fayda vardır. Öte yandan hafıza tazelemenin de hadiselere farklı bakmaya yönlendirdiğini söyleyebiliriz.
Rusya devleti aşağı yukarı son 15 yılda kendini toparladı diyebiliriz. Sovyetler Birliği sonrası olası bir iç savaşın eşiğine de gelen Moskova 1991 yılından 2000’lerin başına kadar sadece kendi derdindeydi de diyebiliriz. O dönem en büyük sorun Çeçenistan idi ve Çeçen-Rus savaşında her iki taraftan da binlerce insan hayatını kaybetti. Başkent Grozni adeta yerle bir olmuştu. Neticede Rusların tarihten gelen siyasetini burada uygulamaya koyan Rusya devlet başkanı Putin, Çeçenistan ile uzlaşarak yıkılan ülkeyi bir baştan inşa bile etti. Şunu da ilave edelim: günümüz Çeçenistan yönetimi özellikle İslam dünyasında tartışmalıdır.
Moskova tam da huzura kavuştum derken bu seferde Kafkasya’nın kadim milletlerinden Gürcülerle savaşmak zorunda kaldı ve Osetya meselesi de kendini gösterdi. İşte tamda bu esnada ABD yine devreye girdi ama insani yardımdan başka bir şey yollayamadığını biliyoruz. Çeçenistan’da da izleri olduğu iddia edilen ABD, Gürcistan-Rusya savaşına da bir şekil müdahil olmaya çalıştı ama bir şey yapamadı. Bir şey yapamadı derken belki de bölgede sadece kaosun hâkim olmasını istiyordu.
2005-2009 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Condoleezza Rice’in daha 2003 yılında, ülkesinin Ulusal Güvenlik Danışmanı iken kaleme aldığı “Ortadoğu’yu Dönüştürmek” (Transforming the Middle East/Washington Post) başlıklı makaleyi de hatırlamanın iyi olacağı kanaatindeyim. Afro-Amerikan Rice’ın bizim için o dönem Afrikalı olması önemliydi! Bir de Obama Müslüman mı değil mi? Ne yazık arka planı çok sonra fark edebildik. Rice’tan bahsetmem şudur ki: Irak’a, Afganistan’a, Çeçenistan’a ve Gürcistan’a dikkat çekmeye çalışmamdır. Öte yandan ABD “Ortadoğu” kavramını çoktan Rusya sınırlarına daha o zaman dayandırmıştı.
Geçimlerini korsanlığın yanı sıra tüccarlık yaparak sağlayan Viking kabilesi Varyagların torunu Kievliler ile Moskovalıların Rus kimliğine bürünmeleri 9.yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu dönem Bizans’a da saldırılar düzenleyen Ruslar bölgede uzun süre hakimiyet kuran Hazarların yok olmasına da etken olmuştur. Şu an savaşın yaşandığı Ukrayna’nın Dinyeper sahasında güçlenerek etrafa yayılmaya başlayan Ruslar çeşitli knezliklerden (Prenslik) teşkildi. Bunlar arasında en güçlüleri Kiev Knezliği ile Moskova Knezliği idi ve ara sıra birbirleriyle de didişmekteydiler. Her ne kadar Türk olan Hazarlardan kurtulmuş olsalar da diğer Türk topluluğu Kıpçaklar en büyük kabusları olmuştur. Konar göçer yaşayan Kıpçakların devleti yoktu ama bir şekilde Rusları haraca da bağlamışlardır diyebiliriz. Bazen iyi bazen kötü Kıpçak-Rus münasebetleri sürüp giderken Moğollar çıkagelir.
Moğol tebaası 450 Müslüman tüccar Harezmliler tarafından Otrar’da katledilmiş ve bütün mallarına el konmuştu. Hadiseyi işiten Cengiz Han ısrarla Harezmlilerden özür dilemelerini ve tüccarların mallarını geri vermelerini istemişti. Bu yöndeki isteğini birkaç defa yineleyip haber yollayan Cengiz Han aldığı olumsuz yanıtlardan sonra bir yıl süren hazırlık sonrası ve çölün içinden aniden çıkıp Buhara’yı, Semerkant’ı yakıp yıkmış Harezmlileri tarih sahnesinden silerken Kafkasya’nın da altını üstüne getirmişti. Moğol savaşçıların Harezmlilerin peşinden iz sürerken rastladığı Kıpçakların bölgede etkin ve güç olduğunu fark etmesi üzere bunların da yok edilmesi kararlaştırılır. Kıpçaklar derhal Ruslara doğru bir yürüyüş başlatarak Moğollara karşı ittifak kurmayı teklif ederler. Kiev bölgesindeki hemen hemen bütün Rus knezleri Kıpçakların teklifine sıcak bakar. Fakat kuzeydekiler, yani Moskovalılar geride durup pek karışmak istemezler meseleye. 1223 yılında, günümüz Ukrayna sınırları içerisinde yer alan Kalka Nehri’nde Moğollar, Rus-Kıpçak müttefik ordularını yapılan savaşta yok eder. Kiev Knezi başta olmak üzere bölgenin önemli knezleri öldürülmüştür. Doğu’da fazla bilinmeyen bu Kalka Nehri Savaşı Batı’da da fazla bilinmez ve gündeme getirilmez, getirilse de farklı anlatılır. Savaşta ölenlerin on binlerce olduğu da iddia edilmektedir.