tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Mehmet Poyraz

Gazeteci ve Araştırmacı Yazar

Milli Mücadele’ye giden yolda Çanakkale Savaşı ve 18 Mart Zaferi

18.03.2023
A+
A-

Birinci Dünya Savaşı’nın (28 Temmuz 1914-11 Kasım 1918) taraflarından İtilaf Devletleri, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Çarlık Rusya’dan teşkil idi. Aynı grupta kademeli olarak Britanya ile Fransa’nın sömürgesi altındaki ülkelerle ile son olarak Amerika Birleşik Devletleri de yer alır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yer aldığı İttifak Devletleri’nde ise Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu başlangıçta yer alırken Çanakkale Zaferi’nden sonra 1915’in Ekim ayında Bulgaristan Krallığı da dâhil olur.

***

Bu savaşın ana gayesi esasında Osmanlı İmparatorluğu’nun işgal edilip topraklarının parçalanması idi. Zaten bunu birkaç yıl önce planlamışlardı. 1908’de günümüzde Estonya’nın başkenti olan Reval’de İngiliz Kral VII. Edward ile Çarlık Rusya İmparatoru II. Nikola arasında gerçekleşen görüşmelerde Osmanlı’nın sözde “Hasta Adam” olduğu değerlendirilmiş ve topraklarının bölüşülmesi hususunda adı geçen iki ülke anlaşmaya varmıştır. Tarihte “Reval Görüşmeleri” bilinen bu görüşme ileride Çarlık Rusya-İngiltere İttifakı’nın da zeminini hazırlamış olur.

***

Savaşın başında tarafsızlığını korumaya çalışan Osmanlı Devleti, İngiltere ve Fransa’nın Rusya ile irtibatını sağlayacak olan tek koridor durumundaki Çanakkale Boğazı’nı donanma gemilerinin geçişine kapatmıştır. Fakat ne var ki, “Goben” ve “Breslau” adlı Alman savaş gemileri Akdeniz’de İngiliz donanması tarafından kovalanmaktadır. Saklambaç oyunu gibi bir şekil alan bu kovalamaca yaklaşık iki hafta sürer. Nihayetinde Almanya tarafından 1914’ün Ağustos ayının ilk günlerinde gemilerin Çanakkale Boğazı’na geçmesi emri verilir. Osmanlı karasularına giren, Alman savaş gemilerinin Çanakkale’ye demir atmasına hayli öfkelenen İngiltere ve Rusya İstanbul’a ayrı ayrı nota gönderir ve Goben ile Breslau’nun çıkarılmasını yahut silahsızlandırılmasını, mürettebatlarının da kendilerine verilmesini ister. Adı geçen gemilerin Çanakkale’ye demir atmaları tarafsızlık ilkeleriyle uyuşmamaktadır. İşte burada diplomasi siyaseti devreye girer. Osmanlı Devleti savaştan önce İngiltere’ye iki tane savaş gemisi siparişi vermiştir. Parasını ödediği ve gemilerin de inşasının bittiği halde İngiltere bunları Osmanlı’ya vermez. Çanakkale’ye gelen Alman gemileri hakkında Osmanlı Devleti mealen şöyle bir açıklama yapar: Goben ile Breslau adlı gemiler, daha önce İngiltere’ye sipariş verilen fakat inşalarının bitmesine rağmen kendilerine teslime edilmeyen gemilerin yerine Almanya’dan satın alınmıştır. Buna göre Goben “Yavuz”, Breslau “Midilli” adını alır ve gemilere Osmanlı bandırası çekilir, Alman mürettebata da Türk üniforması giydirilir. Bu bilinen hadiseden sonra Osmanlı Donanması Enver Paşa’nın talimatıyla Rus limanlarına saldırır ve Osmanlı Devleti de savaşa dâhil olur.

***

İtilaf Devletleri, Birinci Dünya Savaşı’nın hızla devam ettiği günlerde, Çanakkale Boğazı üzerinden İstanbul başta olmak üzere Anadolu’yu dolayısıyla Türkiye’yi işgal etmeyi planlamaya giriştiklerinden Rusya’nın özel talepleri olur. Buna göre Boğazlar ve İran bölgesi Rusların kontrolüne bırakılacaktır. Çanakkale’deki harekâtı lojistik destek olarak da gören İngilizler Rusya’nın talebine sıcak bakarken Fransa ve Papalık pek öyle değildir. Diğer yandan Balkanlardaki Slavların üzerindeki Rusya etkisini İngiltere pek göz ardı etmemektedir. Ucu Ege sahillerine dayanan ve Orta Avrupa’ya kadar kendisini gösteren Rusya etkisi İngiltere’yi tedirgin etmektedir. Rusların Slavlar üzerindeki etkisi bilineceği gibi soydaş olmalarına dayanmaktadır. Öte yandan Rusya’nın İttifak Devletleri ile bir anda barış yapma ihtimali de vardır ve bu İngilizler için pek hoş bir manzara değildir.

***

Papalık makamı ile birlikte hareket eden Fransa bir müddet sonra Rusların isteklerini kabul etmek zorunda kalır. Zira Almanya orduları Akdeniz’e doğru kontrolü ele alarak ciddi şekilde ilerlemektedir. Bu arada Çanakkale harekâtı da başlamıştır. Burada ilginç olan Çanakkale Savaşı’nda hiçbir şekilde yer almayan Çarlık Rusya savaşın neticesinde İtilaf Devletleri’nin galip geleceğini öngörüyor ve sonunda da İstanbul’u, Boğazları, Kars, İran ve Kafkasya bölgesinin kendilerine bırakılmasını istiyordu. Fakat şu da vardı elbette, şayet Çanakkale’den geçilirse, müttefikleri Rusya ile aralarında her türlü yardımlaşma gerçekleşirken lojistik destekle Fransa ve İngiltere Karadeniz’i de kontrol altına alacaklardır. Zaten İngiltere’nin iştahını kabartan ise sanayi devriminden sonra ortaya çıkan petrol ihtiyacıdır. Irak bölgesindeki oluk oluk dere misali akan petrollerin varlığını bilen İngiltere, küçük bir kasaba iken petrol sayesinde hızla gelişen ve büyüyen Bakü’yü de ihmal etmiyordu. İngiltere’nin aklındaki Musul ve Azerbaycan petrolleridir.

***

İngiltere’nin Rusların isteklerini gözü kapalı kabul etmesinin kuşkusuz başka sebepleri de vardır. Çanakkale Boğazı’nın geçişe kapatan Osmanlı Devleti, İngiliz sömürgeciliğinin kalbi durumundaki Süveyş Kanalı’na da saldırabilirdi. Diğer yandan İngiliz sömürgelerinde hatırı sayılır Müslüman nüfus yaşamaktaydı. İşte bu ve bunun benzeri sebeplerden ötürü İngiltere, Çarlık Rusya’nın yukarıda sözünü ettiğimiz bölgeleri istemesine ses çıkarmıyor ve onaylıyordu. Zira saydığımız gerekçelerden ötürü çıkarları vardı.

***

İngiltere, sömürgesi altındaki topraklarda istikrarı sağlamak adına Osmanlı Devleti’ne yönelik ve en başında da İstanbul olmak üzere işgali planlamıştır. Özellikle İstanbul’u ele geçirecek ve böyle Osmanlı Devleti savaşta saf dışı kalmış olacaktır. Bütün bunların olabilmesi Çanakkale’den geçmektedir. İngiltere Savaş Bakanı Horatio Herbert Kitchener (1850-1916) tarafından saydıklarımızın olabilmesi adına Çanakkale’ye bir harekât düzenlenmesi gerektiği öne sürülür.

***

İngiltere Deniz Bakanı Winston Churchill (1874-1965), hükümetin 1914’ün Kasım ayında gerçekleşen kabine toplantısında Süveyş Kanalı’nın emniyete alınmasını, Mısır’ın muhafaza edilmesini, Balkan ülkelerinin Almanya saflarına geçmesinin engellenmesini, tarafsız olan İtalya’nın savaşa girmesinin sağlanmasını, Sırbistan’a yardım edilmesini, Rusya ile irtibat kurulmasını ister. Churchill, Rusya’dan İngiltere’nin ihtiyaç duyduğu gıda maddelerinin alınmasını ve yine Rusya’nın ihtiyaç duyduğu silah ve askeri malzemelerin gönderilmesi gerektiğini de savunur. Elbette bunların olabilmesi için Çanakkale’den geçilmesi gerekmektedir. Londra’da bunlar yaşanırken İstanbul’da tedbirler almaya başlamıştır. Çanakkale Boğazı’nda devasa bir savaşın patlak vereceği hissedilir hissedilmez Osmanlı coğrafyasında halk arasında yardımlar toplanmaya başlanır.

***

1914’ün Kasım ayının ilk günlerinde başlayan “Çanakkale Savaşı”, 18 Mart 1915 tarihinde gerçekleşen ve bölgenin en büyük deniz muharebesi olarak da bilinen Osmanlı Devleti-İtilaf Devletleri donanma savaşlarında kazanan “Türk Milleti” olmuştur. Osmanlı Devleti’nin galip geldiği ve on binlerce şehit veren Türk Milleti Çanakkale’de tarihin seyrini de değiştirmiştir. “18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi” ile Osmanlı toplumunun özgüveni sağlamlaşıp yerine otururken, işgalci güçlerinin de psikolojisini bozmuştur diyebiliriz. Çanakkale Zaferi’nin “Milli Mücadele” dönemine de ilham verdiğini söylerken, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy üstadımız “Çanakkale Şehitleri’ne” şiirindeki şu dizelerle, Türk Milleti’nin dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin dünyaya karşı savaştığına dikkat çeker:

 “Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,

Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…

Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle sefîl,

Kustu Mehmedçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…

Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahrîbe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.”

***

Günümüzde halen Batı’da sonuçlarının incelendiği Çanakkale Savaşı’nın İstanbul ve Anadolu işgalini birkaç yıl geciktirdiğini öne sürenlere de sözümüz var. Son 10 yıl boyunca bir yandan Japonlarla savaş diğer yandan iç karışıklıklarla uğraşan Çarlık Rusya’nın rejimi 1917’deki “Ekim Devrimi” ile topraklarında son bulur. Savaş sonrası hayli yorgun düşen Rusya, Bolşevikliğe boyun eğmek zorunda kalır. Fakat İtilaf Devletleri Çanakkale’yi geçip Boğazları kontrol altına alsaydı eğer, alacağı her türlü destekle Çarlık Rusya büyük ihtimal yaşıyor olacaktı, en azından bir süre daha. Ve bugün bölgede gördüğümüz manzaranın bir başka olacağına şüphe yoktur. Az evvel de söylediğimiz gibi Çanakkale Zaferi, Anadolu’daki Milli Mücadele’ye de ilham olduğunu yineleyebiliriz.

Dönemin silah teknolojisinin deneme sahası da olan Çanakkale Savaşı’ndaki şehitlerimizi ve bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.

18 Mart 2023/Etimesgut

MEHMET POYRAZ

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.