tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Hasret Tosun

İlahiyatçı/Yazar

    Kendine kaçış

    07.10.2022
    A+
    A-

    Hayatımızda bizi hasta eden şeylerin görünen görünmeyen mikroplar,  tozlar gibi unsurların olmadığını söylesem sizler de bir şaşkınlık oluşur mu? Her ne kadar bizler hasta olmamızı bunlara bağlamış olsak da asıl nedenin bu olmadığını biliyorum.

        İnsanın kendisine yaptığı zulmü fark etmesi belirli süreçler içerir. Bizler o süreçleri tamamlarken maruz kaldığımız duyguların belki de çok sonraları bedenimize nasıl yansıdığını fark edecek sinyaller alırız. Bunların çoğuna kendimiz sebebiyet vermişizdir. Tahammül sınırlarınızı zorlayan duygular elbette ki bir günde oluşmuyor. Doğduğunuz aile ile birlikte sınavlarınız başlıyor. Annenizin veya babanızın kendi anne babalarından öğrendiği bir takım duyguları farkında olmadan sizlere yüklendiğini, bu duyguların nesiller boyu izini de hastalık olarak bedenlerimizde görmekteyiz.

        Bir ailenin içerisinde sürekli olarak eleştiriye maruz kalan insanlar farkındalık sahibi değilseler bu eleştirel tavırlar onları azar azar öldürür. Eleştiren insan elbette bunu sizi öldürmek için yapmaz. Sürekli olarak aynı duygulara maruz kalan bu insanların hasta olmaması kaçınılmazdır. Eleştirilen insan onaylanmak için sürekli olarak kendi sınırlarından fedakarlık yapar. Zanneder ki fedakarlık yapıp sınırlarını kaldırınca takdir görecek. Yıllarca didinip duran ve takdir göremeyen bu insandaki duygular değersizlik ve öfke gibi duyguları kendi içerisinde biriktirmesine, bastırmasına neden olur. Bu duygulara kaç sene maruz kaldığı çok da önemli değildir. Asıl önemli olan o duyguları hangi şiddette hissettiğidir.

        Peki bu insanın ne yapması gerekiyor? Kendisine sahip çıkması, sınırlarını korumaya alması gerekiyor. Birilerini memnun etmenin de bir sınırı olmalı değil mi?

       Başlayalım o zaman seni “Sen” yapan şeylerden. Allah her insana farklı özellikler bahşetmiştir. Bu farklılıklar seni özel kılan ve diğer insanlardan ayıran farklılıklardır. Öncelikle bu yetilere sahip çıkmak Allah’a saygı duymaktır. Bu yetileri veren 0′ dur özel kılan yine “O” (c.c)

        Seni “Sen” yapan özelliklerini korumaya başlayınca ve bunlar için kendini geliştirmeyi başardığında sana verilen hediyelerin farkına varmakla zaten sen ‘Sen’in farkına varmaya ilk adımını atıyorsun. İnsana verilen yazı yazmak,  resim çizmek gibi birçok yetiye sahip olan insan, insanlığa hizmet etmek için zaten yolda olan insandır.  Bu yetilerle büyük kitlelere ulaşabilirsin.

        İnsan ne zaman kendisinden uzaklaşır? Kendisini başkaları ile kıyaslamaya başlayınca kendisini ‘Sen’ den uzaklaştırmaya başlar. Çünkü yaratılış,  yeti,  mizaç özellikleri,  kader çizgileri birbirlerinden oldukça farklı insanlar üzerinden kendisine mutsuzluklar kapısını açar. Bu şekli ile kendisini de kabul etmez, onu yaradan varlığı da. Kıyaslamak insanın kendisine yaptığı büyük kötülüklerdendir. Aslında bu bir şekliyle insanın kendisine kota koyması da denilebilir.

    Bu kendisine kota koyma durumunu,  memnuniyetsizliğini, şikayet dili ile dillendirip durur. “Sen”  in ayrı, farklı, biricik olmasını kusurdan sayar. Kendisine kota koyan insanlar ruhen yıpranmış ve kendisini biricik olarak göremeyecek kadar değersizleştirmiştir. Kendisini kabul edecek bir değerde görmezler. Benliklerinde korku, kaygı ve endişeyi barındırırlar. Çünkü kendilerini başarılı veya başarısız, güzel veya çirkin bularak kıyaslama hali içinde olurlar. Kendinden çıkıp başkaları olmaya ne kadar da meraklıyız. Bu halimizle, en çok kendimize yabancı, en çok kendimize kızgınız. Bu hayatı başka insanların hayatları ile kıyaslayarak ve bu durumla çatışarak nereye varacağız? Kendi ruhumuzu yaraladığımızın farkına ne zaman varacağız?

    Olumlu veya olumsuz her durumda, imkanlı veya imkansız her şartta,  başarılı veya başarısız haliyle kendisini olduğu gibi kabul eden insanların tatminkar halleri onları mutlu eder. Çünkü onlar bu tanımların çok ama çok ötesine geçmişlerdir. Odaklandıkları nokta çalışma,  gayret, azimdir. Gerisi Allah’ın sunduğu nasip ve kısmetine düşen paydır. Buna da razı olmak seni   “Sen”   yapar.

       Senin bir hayatın olmalı içinde seni barındıran. El alemin onayı yerine kendi onayını almayı dene.

    İnsanlara pişirmiş olduğun o kahveyi kendine de ikram et.

    Çay yap ‘kendin için..’

    Nefes al ‘kendin için..’

    Aynaya bak ‘kendin için..’

    Öz bakımlarını yap ‘kendin için..’

    Bir yol tut ve o yolda yürü ‘kendin için..’

    Hedef koy ‘kendin için..’

    Perdeleri çek, dışarıya bak ‘kendin için..’        

    Kendine   şefkatli ol ‘kendin için..’

    Kotalarından vazgeç ‘kendin için..’

       Sen bu hayatı deneyimlemek için geldiysen deneyimle ve yoluna devam et. Kendine yetebilme halini keşfet. Bir şeyi kaybetmemek için sınırlarını kaldıran insanların bu hayatta kendini gerçekleştirememe gibi bir sınava tabi olduğunu unutma!

       Kendimizi eksilttikçe “Sen” değersizleşir. Olduğu kadar zorlama ve halen kalbinin ritmini hissettiğin için ellerini aç Sema’ya… Şükret yaradana.

           Sevgiler “SEN”…

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.