tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Recep Garip

Şair-Yazar-Ressam

    Vuslat ve Sezai Karakoç-II

    01.08.2022
    A+
    A-

    Sembolist ve kapalı şiir üslubunu tercih eder Karakoç. Yer yer Meryem’den, İsa’nın nefesinden söz açar. “Anlam, yeni şiirde, kendi öz fonksiyonunu yitirmiştir. Bir uyurgezerdir, hafızasını kaybetmiştir belki… Gerçi yeni şiir yer yer anlamsızlığı dener. Anlam boşlukları bırakabilir, anlam sıkıntıları çekebilir ama büsbütün anlamsız şiir düşünülemez” diyerek şiirde ana temayı belirler. İnsanın dünyadan kopmadan “Kıyamet Aşısı”nı yakalamasını ister. Seçtiği kelimelerle dikkat çekerek, farklı anlamları, üslupları denemeyi sürdürür. Türkçeyi en iyi kullanan kalemlerden biridir o. Dili kullanmada gittiği aşırılık bazen insanı çileden çıkaracak düzeyde yeniden bir kez daha yeniden metnin okunmasını sağlar. Bunu ustalıkla yapar. Aslında bir ömür verdiği mücadelede öldükten sonraya olan imanın güçlenmesi ve dirilişin gerçekleşeceği ebedi âleme hazırlıktır. Diriliş onun için bir hayat iksiridir. Ne tür bir uğraş içerisinde bulunulursa bulunulsun her işte bir diriliş anlayışı vardır. Bu asla unutulmamalıdır. İslam’la insanlığın, yeryüzünün ve tabiatın ve her şeyin dirilişidir kastedilen.
    Çağ ve İlham I’de şöyle söyler: “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, Hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, Tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar Tanrı’nın gazabından kurtulamayacaklar.”


    Sezai Karakoç, sadece şair değildir. Onun gün saati doğduğu andan itibaren işleyen bir saattir. Gün saatindeki ana unsur kulluk bilincidir. Ruhun dirilişidir. Bir kıyamet aşısına yakalanmak için ruhun diriltici nefesiyle varlık bilincinde olmaktır. Her yüzyıla bir düşen deha’nın bu kez Anadolu’ya vurduğunu, o nedenle işrak vaktinde uyanık olmak gerektiğini bilmektir. Ömrünce yazıp durduğu, toplumsal dayanışmanın ve kaynaşmanın ana unsurlarına dikkat çektiğini unutmamak gerekiyor. Bir dehanın aklından yaşarken istifade edilmelidir. Devlet erkânının her ne suretle olursa olsun bunu unutması, ihmal etmesi asla affedilemez bir gerçektir. Tarihe tanıklık ettiğimiz her an, dehanın tavsiyelerine, yol göstermelerine muhtaç olduğumuz andır. Onun şiirlerinden, yazılarından, hikâyelerinden, günlük yazılarından ve konuşmalarından bu günün çıkmazlarından kurtuluş reçetelerinin var olduğunu unutmamak gerekiyor. Ulusa sesleniş programları gibi haftalık programlarla onu tarihin bu arasatında konuşturmak, koca bir dünya insanlığına söyleyeceklerinden faydalandırmak gibi bir ödevle karşı karşıya olmamıza rağmen değerlendiremedik. Ebedi yurda dönüşüyle Şehzadebaşı Camiinde on binlerce cemaatin şahitlik ettiği mümin ve Müslüman kimliğinin asaletinin nasıl kalabalıkları topladığına bir kez daha tanıklık ettik. Hiç olmazsa bundan böyle ülkemizin yetiştirdiği hikmet sahiplerini toplumla buluşturmaya STK’lar ve devlet kurumları, yetkililer gayret etmelidir.

    DEVAMI GERÇEK TARİH AĞUSTOS 2022 SAYISINDA

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.