tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

H.Hilal Şahin

Doç.Dr., Giresun Üniversitesi Tarih Bölümü

    Türkiye’de az bilinen Babürlüler

    17.07.2022
    A+
    A-

    Türkler tarihin en eski dönemlerinden beri ana yurtlarından zaman zaman farklı sahalara göç etmişler ve buralarda yine kendi teşkilatlarını kurarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bu sahaların başında gelen yerlerden biri Anadolu öteki de Hindistan’dır. Anadolu’daki Türk varlığı Hindistan’daki Türk varlığı hemen hemen birbirine paralel yürüyen dönemler arz etmektedir.

    14. asır Anadolu, Osmanlı’ya sahne olurken yine bu Türk devletine koşut olarak kısa bir süre sonra Hindistan’da Babürlüler tarih sahnesine çıkacaklardır. Osmanlı, Anadolu’da kuvvetli bir Türk mirası üzerine otururken Babürlüler de Hindistan’da ana hatları ile Türklüğün kadim tarihinin dinamikleri ile işlerlik kazanacak ve varlıklarını asırlarca devam ettirecekledir.

    16. asırda kurulan Babürlü Devleti bir müddet sonra Hindistan’ın tamamına sahip olmuştur. Kurucusu Babür Şah, Timur soyundan gelen üstün bir devlet adamı idi. Hindistan’da örgütlenmesini tamamlayan devletinin temellerini atarak kendisinden sonra devletini yönetecek soyuna da bu yaklaşımları aşılamıştır.

    Babürlüler 1526’da Delhi’ye girdikten sonra Hindistan’da devam edecek olan devleti ortaya koymuş ve bu devlet 19. asrın ortalarına (1858) kadar devam etmiştir. Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan seferlerine denk gelen Babür Şah’ın Hindistan’daki Panipat savaşı (1526) Türk tarihinin kayda değer savaşlarından biri olarak hep hatıralarda kalmıştır.   

    İkisi aynı dönemde yaşayan Osmanlı ve Babürlüler birbirlerinden haberdardırlar. İki Türk devletinin zaten uzak coğrafyalarda dahi olsa varlıklarından haberdar olmamaları zaten mümkün değildi. Örneğin  Panipat savaşında Osmanlı rüzgârının Hindistan’da estiği yani. Bu topraklarda ilk defa Babür Şah’ın Osmanlı toplarını bu savaşta kullandığı ve ilerleyen tarihlerde Şah Cihan’ın eşi anısına yaptıracağı Taç Mahal için de Osmanlı’dan mimarlar çağırıldığı bilinmektedir.

    İngiliz gezgin Roe önce her iki Türk ülkesini ziyaret etmiş ve seyahatnamesinde izlenimlerini paylaşmıştır. Babürlü yönetimini daha demokratik bulduğunu söyleyen İngiliz gezgin Osmanlı ile ilgili de çeşitli düşünceler öne sürmüştür.

    Tarihin bir cilvesi olarak Türkiye’de Babürlülerin az bilinmesi ise oldukça ilginçtir. Evet Türkiye’de Türk tarih yazıcılığında neden Babürlüler hak ettiği kadar bilinmez yazılıp çizilmez. Bu tarihi dinamiklerle ilgilidir. Türkiye’de Babürlülere bakış açısının tarihi dinamikleri Osmanlı ile belirlenmiş ve öylece sürmüştür. Kardeş iki devletin farklı coğrafyalarda dahi olsa birbirlerine biraz mesafeli olmaları kuşkusuz Timur’un Ankara Savaşı’nda Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’i mağlup etmesinden neşet etmekteydi. Babürlüler ise Timur soylu oldukları için bir kere bu tarihi miras, kültürel ve diplomatik kodlarla işlerlik kazanmıştı. Daha sonra birbirlerinden haberdar olsalar da diplomatik olarak mesafeli durmuşlardır.

    İki mesafeli duran kardeş gibi davranmış olan Osmanlı-Babürlü yönetimi zaman zaman birbirlerine hediyeler hatta misafirlerini koruma fermanları da ilan etmişlerdir. Mimari, sanat gibi hususlarda yer yer iletişim halinde olsalar da yine bu soğukluk geçmemiştir.

     Öte yandan Birçok kişi tarafından Türk-Hint tarihinin başlangıcı olarak Gazneliler Devleti bilinmekte hatta ilk ve tek akla gelen genel olarak Gazneli Mahmud’un Hindistan seferleri gelmektedir. Tarihin tozlu sayfalarında bırakılan Babürlüler tarihi unutularak Hindistan’daki Türk tarihi Gaznelilerden ibaret olarak düşünülmektedir.  1526-1858 yılları arasında varlık gösteren Babürlüler Devleti Türk tarihinde hak ettiği yeri bulamamış ve gereken önemi yakalayamamıştır. Günümüzde Hindistan’ın ulusal simgesi haline gelen ve UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınan Taj Mahal gibi mümtaz bir eserin Babürlü Hükümdarı Şah Cihan tarafından yapıldığı gerçeği bize Babürlüler Devleti’nin izlerini sürmek adına bir fırsat.

    Osmanlı sonrası kurulan Türk ulus devleti artık tarih sahnesinde yer almayan Babürlülere Atatürk’ün başlattığı Türk devletleri muvazenesinden bakan bir yaklaşımla bakmaya başlamış bilhassa dönemin Hindistan Türk Büyükelçisi Hikmet Bayur’un bu sahadaki çalışmaları Türkiye’de başlayacak Hint araştırmalarına da yön vermiştir. Ama maalesef bu konuda daha çok ses getirecek çalışmaların yapılması gerekli olup sahanın gerek tarihsel gerek kültürel arka plan olarak sahiplenilmesi araştırmalara yaklaşım kazandıracaktır.

    Bu minvalde düşünüldüğünde Türkiye’de Babürlülerin az bilinmesi ana hatlarıyla bu tarihi, kültürel ve siyasi nedenlerden kaynaklanmaktadır. İki ülke arasındaki siyasi-ekonomik ilişkilerin devamı, tarihi ve kültürel bağımızın önemsenmesi, geliştirmesiyle mümkün olacaktır.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.