tarihkitapbiyografimehmet poyrazmustafa armağandergi

Mustafa Armağan

Bundan bin dört yüz kırk beş Müslüman senesi önce Mekke’den Medine’ye iki ruh yürüyordu Hakikatteyse tek şahıstı yürüyen Milyarlarca kum tanesi ona muntazırdı Kendilerini diriltir ümidiyle * Çöl tozu da katılmıştı yürüyüşlerine Güneş yanığı, ateşteki yağ gibi akıyordu saçlarına Susuzluktu...
Eskiden olsa dünyada böyle düşünemezdim. Öyle yeşil komünizmmiş, İslam sosyalizmiymiş; Allah korusun! Hele Lenin’in “yoldaşı” olsun da benden selamın s’sini alsın, olacak şey değildi! Şimdi görüşlerimde mi bir değişim oldu? Saf mı değiştirdim yoksa? Ne saf değiştirdim, ne de sosyalizmin...
2005 yılında kaybettiğimiz Atilla İlhan benim 17 yaşımdan itibaren ilgimi daima üzerinde toplamayı başarmış bir yazardı. 1980’den hemen sonra yoğunlaştı okumalarım ama evveliyatı da var elbette. Mesela 1978’de alıp okuduğum ama ismini galiba ilk kez Cemil Meriç’in Bu Ülke’sinde duymuş...
L.P. Hartley 1953 tarihli romanı The Go-Between’de geçen “Geçmiş yabancı bir ülkedir: orada işleri farklı yapıyorlar” (The past is a foreign country: they do things differently there) cümlesiyle pek üzerinde durmadığımız ışıltılı bir gerçeğe parmak basar. Zira tarihi önümüzde apaçık...