Ozan Arif
Gökan ÖZTÜRK / Şair
Ozan Arif, 10 Haziran 1949’da Giresun’un Alucra ilçesine bağlı Hapu köyünde dünyaya geldi. Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve ortaokulu Samsun’da tamamladı. Ozan Arif’in şiire olan ilgisi ortaokul yıllarında başladı. Erkek öğretmen okuluna Ordu’da devam etti ve 1969-1970 döneminde mezun oldu. Ardından Samsun’daki Devgeriş köyüne atanarak öğretmenlik ve okul müdürlüğü görevlerini üstlendi. Ozan Arif, mesleğini seviyordu ancak inançlarından taviz vermediği için dönemin yöneticileri ile yaşadığı polemikler sonucunda mesleğinden istifa etmek zorunda kaldı. Devgeriş köyünde öğretmen olan Süheyla Hanım ile 1972’de evlendi.
Ozan Arif’in yüreği, inandığı değerler uğruna bir yanardağ gibi atıyordu. Gerçek bir ozan olmanın sorumluluğunu taşıyor, cesurca mücadele ediyordu. Birçok konserinde saldırılara uğradı, tehditler aldı, hatta bir konserde bombalı saldırıdan kıl payı kurtuldu. Ancak Hâkk’ın ve halkın sesi olarak dimdik durdu. Cesur duruşu ve milli duygulara olan bağlılığıyla halk tarafından benimsendi. Destanları ve albümleri dilden dile dolaşıyordu.
1980 darbesinin ardından 24 Eylül 1980’de Almanya’ya gitme kararı alan Ozan Arif, eşi ve çocuğuyla birlikte ülkesini terk etti. Ancak Almanya’da da inandığı değerler uğruna mücadelesine devam etti. 11 yıl sonra, 5 Kasım 1991’de Türkiye’ye döndüğünde, yarım milyon seveni tarafından karşılandı. MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ile özel bir yakınlığı olan Ozan Arif, Türkeş’in vefatından sonra Devlet Bahçeli ile sorunlar yaşadı.
Ozan Arif, okul yıllarında birincilik ödüllerinin yanı sıra Konya Aşıklar Bayramı’nda farklı dallarda Türkiye birincilikleri de kazandı (1976-1977-1978). Destanları ve mücadelesi, Avrupa’daki Müslüman-Türk topluluklarını etkilediği gibi Azerbaycan, Kerkük, Musul, Kırım, Hazar ve daha öteye uzanan bir köprü işlevi gördü.
Ozan Arif, amansız kanser hastalığına yenik düşerek 13 Şubat 2019’da aramızdan ayrıldı. Onun güzel hatıraları, yazdığı destanlar ve mücadelesi hep kalbimizde yaşayacak. Allah, ona verdiği mücadele ve yazdıkları için cennetinde mükafatlandırsın.
“Ben Arif’im; baba bildim devleti
Benim işim uyandırmak milleti
Söylediğim destanların kıymeti
Bugün bilinmezse yarın bilinir…”