Şeyh Bedrettin İsyanı’nda Türkmen-Devşirme mücadelesi
Temmuz 2019’da Ulusal Hakemli Erciyes Dergisinde “Şeyh Bedreddin: Paylaşılamayan Sufi” başlığıyla bir makale yayımlamıştım. Geçen zaman içerisinde Şeyh Bedreddin üzerine yeni kitaplar yayımlandı. Son yıllarda yayımların bazıları akademik bazılarıyla popüler nitelikler taşıyan çalışmaların sayısı arttı.
Her ideolojinin bir Şeyh Bedreddin’i var adeta. Kıyas etmek ne derece doğrudur bilemeyiz ama Yunus Emre için de aynı durum söz konusu. Her fikir çevresi kendine göre bir Yunus bakış açısı oluşturmuş gidiyor. Şeyh Bedreddin (Bedreddin Mahmut- Bedreddin Simavi- Simavnalı Bedreddin- 1359-1420) sağlam bir eğitim alan ve Hanefi fıkhına göre hüküm veren âlim. Simavna Kadısı Oğlu olarak tanınması bile onun yüksek ilim çevresinde yetiştiğini gösteriyor.
Ailesinin Selçuklu hanedanına dayandığını iddia edenler olsa da bu konuda ortak bir fikir yoktur. Edirne, Bursa, Konya, Kudüs, Kahire, Mekke, Medine’den tekrar Kahire’ye döndü. Bu dönemde Mısır’daki Memluk Türk Devleti sınırları içinde tanındığını söylemek gerekir.
1400’lerin başında Timur kızıyla Şeyh Bedreddin’i evlendirmeyi düşündü ancak bu gerçekleşmedi. Kahire, Şam, Filistin, Halep’te eğitimini tamamladıktan sonra tekrar Konya’ya geldi. Ancak Konya’da kalmayarak Tire’ye geçti. Tire’de ileride isyan hareketine katılacak olan ve hlk arasında Dede Sultan lakabıyla bilinene Börklüce Mustafa ile görüştüğü söylenir.
İzmir üzerinden Bursa, Gelibolu ve Edirne’ye geçti. Bursa, Aydın civarlarında görüldü. Ancak Edirne’de hayatına devam etti. Şeyh Bedreddin’in Fetret Devri sonunda Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında yaşayana taht kavgaları sırasında Musa Çelebi’yi desteklemesiyle tarih sahnesine çıktığını söylemek mümkündür. Zira Musa Çelebi Şeyh Bedreddin’e kazaskerlik görevi vermiş ve Rumeli topraklarında devlet kurmaya çalışmıştır.
DEVAMI GERÇEK TARİH NİSAN SAYISINDA