Kökten değişim
Yol yürüyüşünüzün merkezinde insanlarımız, halkımız, milletimiz, özelliklede gençlerimiz bulunmaktadır. Benim hayata bakış açıma göre her bireyin ve her toplumun temel üç açlığı vardır. Bunlar; beyin açlığı, mide açlığı ve ruh açlığıdır. Bireyler ve toplumlar beyin açlığını gidermeden, diğer bir deyişle beyinlerini doyurmadan midelerini doyuramazlar. Midelerini doyurmadan da ruh açlıklarını gideremezler. Bilimsel ve ilmi çalışmalar millet olarak bu yol yürüyüşümüzün başlangıcında fizikselden fizik ötesine yönelik olduğunu göstermektedir. Yolda ilerledikçe ruh aydınlığı ile insanlar ve toplumlar severek ve sevilerek, birlik olarak, yeniden dirilişlerini gerçekleştirerek küresel ölçekte şahıs ve millet olurlar. Yeni uygarlığın mihenk taşlarını yerli yerine oturturlar. İlerlemeye ve yükselmeye devam ederler. Bireylerin kalplerinde alın teri bayrağı, ülkenin burçlarında devletin bayrağı bağımsızca dalgalanmasını sürdürmelidir. Bu dalgalanmaların esintisi toplumun yüreğini serinletir, kalbini ferahlatır. Aynı sorumluluk ortak paydasında millet olarak birlikte yaşamanın sevinci tüm bireyleri sarar.
Ülkemizdeki mevcut siyasi partiler ve kurulacak olanlar, hiçbir topluluğa veya kuruluşa borçlu olmamalıdır. Millet açısından bu durum, milletin önüne değişik zamanlarda telafisi zor badireler çıkarmaktadır ve çıkarmıştır. Siyasi partiler güçlerini milletten aldıkları için bir sorumlulukları vardır, o da milletin kendisidir. Siyasi partilerin sorumluluğu ve amacı milletin yerel ve küresel sorunlarını çözmek ve ona hizmet etmektir. Siyasette yer alan insanların, toplumun akıl, beden ve ruh açlığını giderebilecek niteliklere sahip olanlarından olmalarıdır. Eğer bir parti borçlu doğarsa veya birilerine borçlanırsa, bunun faturasını millet çok ağır ve acı ödüyor. Partilerin farklı bağımlılığı milletin ayağa kalkmasını ve ilerlemesini önlüyor. Siyasi partinin erki eline aldıktan sonra birinci görevi fikir özgürlüğüne hayat vermektir. Her fikrin kendi partisini kurabilme koşullarını sağlamasıdır. İkinci görevi ise devlet organizasyonu görevini üstlendiği andan itibaren adaleti ülkenin insanları, diğer tüm canlıları ve toprağının her karesinde sağlamaktır. Siyasi istikrardan önce toplumsal istikrarın kurulması esastır.
DEVAMI GERÇEK TARİH DERGİSİ ŞUBAT 2022 SAYISINDA